Trabzon Moloz'da şehrin en eski petrol istasyonlarından olan Pazarkapı ve Moloz Total istasyonları astıkları bir pankartla işletmelerini kapattıklarını duyurdu.
Türkiye'nin her yanından artan maliyet fiyatları ve peş peşe gelen zamlar nedeniyle işletmelerin kapatıldığına ya da çalışmaya ara verdiklerine dair haberler geliyor. Trabzon Moloz'da da şehrin en eski petrol istasyonlarından olan Pazarkapı ve Moloz Total istasyonları astıkları bir pankartla kapattıklarını duyurdu.
Asılan pankartta “Aylardır zarar ediyoruz, o yüzden kapattık” ifadelerine yer verildi. 61medya’ya konuşan istasyon sahibi Yusuf Ziya Yılmaz, artan akaryakıt fiyatlarına rağmen karlılığın düşük olduğunu ve aylardır zarar ettiklerini ifade etti. Bunun biran önce çözülmesini isteyen ve artık nefes almak istiyoruz diyen istasyon sahibi sözlerine şöyle devam etti:
'TAHAMMÜL EDEMEYECEĞİMİZİ ANLADIK'
Biz işin bir boyutu ile de kamu hizmeti yapmaktayız. Müesseslerimiz uzun bir süreden beri zarar etmektedir. Biz olaya kamu hizmeti yönünden bakarak bir gün düzeleceğine inandık. Türkiye’nin de içinden geçtiği durumu da göz önünde bulunarak buna tahammül ettik. Ancak karar vericilerin bugüne kadar gösterdikleri uzaktan bakma tarzıyla bu işe bir çözüm bulamayacaklarını, bulacak olsa da bizim bu işe tahammül edemeyeceğimizi anladık. Bu ticari faaliyetimizin artık bu şartlarla devam edemeyeceğine karar verdik. Gerekçesine bakacak olursanız son 3 yıldan bu yana asgari ücrete %100’ün üzerinde zam yapıldı. Enerji fiyatları süre içinde 1'e 4 oldu. Diğer bütün giderlerimiz de bununla beraber aynı oranda arttı. Ancak kâr oranlarımız enteresan şekilde 3 yıldakinin de altında kaldı.
'BİRİSİ DESİN Kİ BEN ZARAR ETMİYORUM'
Zaman zaman Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kârlarımıza da tavan fiyat uygulaması ile müdahale etti. Şimdi diyeceksiniz ki bu sektör para kazanmadı mı? EPDK 3-4 yıldır bu sektörün para kazanmasına müsade etmedi. Sık sık tavan fiyat uygulaması ile sermaye birikiminin önüne geçildi. Gelinen bu noktada asgari ücretin, enerji fiyatlarının ve diğer giderlerin, özellikle kredi kartı komisyonları üst üste konulduğunda, değil işletme giderlerini karşılamak, açıktan açığa zarar ediyoruz. Çok iddialı söylüyorum, bugün Türkiye’de 13 bin tane bayi var. Büyük şehirlerin gözde yerlerinde olan bayileri bir kenara bırakırsak, geri kalanların tamamı zarar ediyor. Ben bunu iddialı söylüyorum tamamı zarar ediyor. Birisi desin ki ben zarar etmiyorum.
'MALİYE BAKANI DA BUNU BİLİYOR'
Bildiğim kararıyla da maliye bakanın işlerin arasında böyle bir işletmesi olduğu söylenmişti. En basitinden maliye bakanı da durumun ne olduğu biliyor. EPDK başkanı da sektörden geldi o da biliyor. Ancak birisi çıkıp da yıllardır bu iş konuşuluyor çözelim demiyor. Böyle bir şey olamaz. Serbest piyasa ekonomisi diyorlar bunun kesinlikle serbest piyasa ekonomisi ile alakası yok. Ülkenin ve dünyanın içinden geçtiği özel şartlar dolayısıyla çeşitli şekillerde maliyetlerimiz artıyor. Resturant işletmesi sattığı ürüne maliyetler çerçevesinde zam yapıyor. İş yapıyor yapamıyor o ayrı. Pazarda bir bağ maydanoz bir lira iken beş lira olmuş. Hakkıdır yapar. Bana da diyorsun ki, maliyetlerini arttıracağım, kârını artırmıyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun Türkçe tercümesi yoktur. Hiçbir dilde yoktur.
'BİZ VERGİ DAİRESİYİZ'
Şimdi herkes bir tarafa kaçıyor, fiyatları serbest bırakın. Öyle bir şey yok. Geçmiş yıllarda yapmış olduğum hesapla söylüyorum, akaryakıt sektörü Türkiye’de toplanan vergilerin 16 milyar dolarlık kısmını karşılıyor. Bunu benim hizmetim, personelim, benim tankerimle yapıyor. Bir tanker mal 100 bin TL iken 600 bin TL oldu. Bunun %65’i vergi, ben kendi elemanınla bunu toplayıp vergi dairesine yatıyorum. Karşılığında bir teşekkür de istemiyorum. Kamu hizmetidir diyoruz, peki bu zulüm ne? Bu baskı ne, böyle bir şey olur mu? Önünde matematik var, bu ilkokul öğrencisinin toplaması ile ortaya çıkacak bir şeydir. Aldığın malın fiyatı belli. Nereden alıyorsun, TÜPRAŞ’tan. Ya da dağıtım şirketleri aracılığıyla. Fiyatı belli mi, onu da sen belirliyorsun. Nefes almaya fırsat vermiyorsun ki yaşayalım. Böyle bir şey olmaz. Bakın kamu hizmeti dedim. Bir yandan vergi dairesiyiz.
'İSTİHDAMA DA İYİ BİR KATKIDA BULUNUYORUZ'
13 bin istasyon dedim. Bunlar ortalama istasyon başı 15 kişi istihdam ediyor. İstihdama da iyi bir katkıda bulunuyoruz. İş gücüne katılım miktarını devlet biliyor. Belki de 1 milyon dolar. Diğer taraftan sadece müesseselerimde 3 bin kişiye tuvalet hizmeti veriyorum. Bunu bedava yapıyorum. Bunun da bir değeri yok mu? Devletin belediyelerin verdiği hizmeti ben bedava veriyorum. Bütün bunları bir araya topladığımız zaman karı olmayan tek taraflı hizmetlerle nereye kadar gidebiliriz?
'BUNUN ADI BASİRETSİZLİK'
Bunu bir yıl önce kapatsaydım cebimde 3 milyon lira param olurdu. Bugün yarın düzelecek, bakana cumhurbaşkanına gideceğiz derken hiçbir şey olmadı. Dünya yanıyor, ülkenin birçok meselesi var. Bu cumhurbaşkanının mı meselesi oldu. Bu bir toplum meselesi. Bu eğer cumhurbaşkanına doğru anlatılsa, böyle olur muydu? Bunun tek bir adı var, o da basiretsizliktir. İsyan noktasındayız. Kapatmaktan öte artık psikolojik olarak da mücadele edecek noktada değiliz. Buna biran önce yetkililerin çare bulması lazım.
'TRABZON'DA BÜTÜN İSTASYONLAR ZARAR EDİYOR'
Ben pandemi döneminde ne olursa yüze yakın personelimin bir tanesi işten çıkarmamak kaydıyla istihdam ettim. İşletmelerimiz kapalı kaldı ancak bütün masraflarını karşıladık. Ancak bunun bir şekilde değerlendirilmesi lazım. Bu pankartı belki öncelikli olarak ben astım ama Trabzon'da 200'e yakın istasyon var. Bunların tamamı zarar ediyor. Zarar etmiyorum diyenin de hesabına bakmak isterim. Acaba başka bir iş mi yapıyor. istasyonlar zarar ediyor, artık buna tahammül edemiyoruz. İlgililer ya bizi serbest bıraksınlar ya da buna çare bulsunlar.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55