Kuruluşundan bu yana yer aldığı AKP'den 2019 yılında sessiz sedasız istifa eden eski Yalova Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, siyasete üç yıl ara verdikten sonra Demokrat Parti'ye (DP) katıldı. Ardından DP Genel Başkanlığı görevine getirildi.
Kamuoyunun uzun yıllar 'Kurtlar Vadisi Pusu' dizisindeki 'Eşref ve Sami Bey' rolleriyle hatırladığı Binicioğlu, inşaat mühendisliğiyle başlayan kariyerinin politika ve oyunculuğa evrilişi ile AKP'den kopuş sürecini anlattı.
Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin yönelttiği sorular ve Binicioğlu'nun bunlara verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle :
- Kurtlar Vadisi serüveni bittikten sonra 2014 ve 2019 yıllarında belediye başkanlığı için AK Parti’den yeniden aday adayı oldunuz ama aday gösterilmediniz. AK Parti’den kopuşunuz o süreçte mi başladı?
AK Parti’nin içerisine inanarak girdim. Demokratikleşme, özgürlük iddiasıyla bir çıkış yakaladı ve kuruluş felsefesi iyiydi. Ama zamanla kuruluş felsefesinden uzaklaşmaya, kadroları değişmeye başladı. AK Parti’nin ideallerinden kopuş süreci bana kalırsa 2009–2010 yıllarıdır. O yıllarda rant ortaya çıkmaya başladıkça parti kendi ilkelerinden kopmaya başladı. Ben de yeni dokuya uyum sağlayamadım ve bir gece e-Devlet’e girerek AK Parti’den tek tuşla ayrıldım. Aşağı yukarı 3 sene önce AK Parti’den ayrıldım. Herkes yeni ayrıldım zannediyor ama ben sessiz sedasız ayrıldım, deklare etmedim.
- Sonrasında da Demokrat Parti'ye geçtiniz.
AK Parti’den ayrıldıktan sonra bir süre siyasete mesafe koydum. Kendi inşaat işlerim vardı; onlarla ilgilendim. Daha sonra Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın davetiyle aslında özüm olan partime geri döndüm. Yani başladığım yere geri döndüm denebilir.
'YOLSUZLUKLAR SİYASETİ FİNANSE EDİYOR'
- AK Parti’de 5 yıl belediye başkanlığı yaptınız. Şu anda da Demokrat Parti’de Yerel Yönetimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısısınız. Az önce rant mekanizmasından bahsettiniz. Siyasi iktidar yerel yönetimleri nasıl kullanıyor. İhaleler nasıl dağıtılıyor?
Kendi belediyem özelinde ne ranta izin verdik ne de yolsuzluğa. Başkanlığım döneminde ihale komisyonlarına hiç girmedim. Her zaman basını davet ederek ihaleleri yaptık. Ben 2003 yılında imar rantlarının devlete kazandırılması konusunda bir kanun teklifi hazırlamıştım. O zaman anladım ki imar rantları, yolsuzluklar siyaseti finanse ediyor. Hatta o zaman birisi bana 'Sen herhalde bir daha başkan olmak istemiyorsun' dedi. Yolsuzluk sadece belediyelerde değil, bizim bölgemizde yolsuzluk var.
‘AK PARTİ YOZLAŞTI; ÇEKİLMEYİ BİLMEK GEREKİR’
- AK Parti’de 20 yılda neler değişti. 20 yıl önceki AK Parti ile bugünkü AK Parti’yi karşılaştıracak olursanız neler dersiniz?
2002 yılında AK Parti’ye katılırken neysem bugün de aynı yerdeyim ama bugün AK Parti orada değil. Ben AK Parti’ye karşı olan bir ittifakın içinde değil, Türkiye’nin geleceği için bir araya gelmiş altı partinin olduğu ittifakın içindeyim. Ben AK Parti’nin içindeyken en çok neye üzüldüm biliyor musunuz? İstanbul Teknik Üniversite’nde okurken 12 Eylül ihtilali olmamıştı henüz. Biz okula polis araması eşliğinde girerdik. Her yerde polisin olduğu, aramanın olduğu bir baskı döneminden geçtik. Bugüne geldiğimizde İstanbul’da başlayan Gezi olayları sırasında da ben o dönemleri gördüm. Demokrasi, özgürlük iddiaları Gezi olayları ile tükendi. AK Parti’nin bugünkü durumu yozlaşmadır. Şu anda AK Parti’de kalanların ya korkuları vardır ya maddi beklentileri. Ülke siyaseti kurumsal değilse çok fazla iktidarda kalınması, liderlerin koltuğu bırakmak istememesi o partiyi yozlaştırır. Çekilmeyi bilmek lazım.