Tarih: 17.11.2022 16:13

ERDOĞAN'DAN ESAD'A ZEYTİN DALI: TARİH VERDİ

Facebook Twitter Linked-in

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya'daki G20 zirvesinden dönüş yolculuğunda bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. G20 zirvesindeki temasları ve uluslararası ilişkiler gündemi üzerine değerlendirmelerde bulunan Erdoğan'ın konuyla ilgili sözleri şu şekilde:

SORU: (Ahmet Ergen) Hafta başında Ankara çok önemli bir görüşmeye ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin koordinasyonuyla ABD ve Rus istihbarat başkanları Ankara’da bir araya geldi. Bu buluşmanın gerçekleşme sürecinde Türkiye’nin üstlendiği role ve bu görüşmeden beklentilere dair bizimle hangi notları paylaşabilirsiniz?

Şu kadarını söyleyeyim; Rusya’nın ve Amerika’nın burada nükleer silaha müracaat edip etmeyeceği konusunda İstihbarat Başkanımdan aldığım bilgi, şu an itibarıyla her iki tarafın da nükleer silahla ilgili herhangi bir teşebbüsünün olmayacağı istikametinde. Biz de tabii yakın markajda tutalım, sık sık bir araya gelmelerini sağlayalım istiyoruz. Allah göstermesin; bu yeni bir dünya savaşına yol açar. Buna da fırsat vermeyelim.

SORU: (Dicle Canova) ABD Başkanı Biden’la bir görüşmeniz oldu burada. Biz, size ‘Rusya’nın tahıl anlaşmasını askıya almasından sonra başlattığınız diplomasi süreciyle sorun nasıl çözüldü?’ diye sorduğumuzda, ‘Önce Biden’a anlatacağım, sonra size anlatacağım’ demiştiniz. Biden’la bu konuyu konuştunuz mu? Malum Rusya’nın beklentileri var, kendi tahıl ve gübresini ihraç edebilmesi için gerekli garantileri ABD veriyor mu? ‘Endonezya dönüşü Putin’le görüşeceğim’ dediniz. ABD’den bir mesaj iletecek misiniz? İki ülke liderinin görüşme olasılığına nasıl bakarsınız? Rus tahılının ihracı konusunda Türkiye’de işlenmesi, buradan Afrika’ya gönderilmesi projesi ne aşamada? Bu ne zaman başlar?

Tabii önce görüşmemizi bir yapalım. Görüşmemizi yaptıktan sonra da Sayın Putin’in bize söylediği en önemli başlık, bu tahılı ücretsiz olarak Afrika ülkelerine, Mali, Cibuti, Sudan, Somali gibi ülkelere göndermekti. ‘Burada aynı şekilde bu işin ücretsiz gönderilmesine biz de katkıda bulunuruz’ dedik. ‘Fakir fukara, garip gureba Afrika halkı aç, açık; onları böyle bir konumda bırakmayalım’ dedik. Böyle bir mutabakatımız zaten oldu. İnşallah bu buğdayın gelip bizde una çevrilmesi ve bu şekilde gönderilmesi onları da ciddi manada rahatlatacaktır. Biden tabii bu konularla ilgili önce bize teşekkürünü ifade etti. ‘Bu tahıl koridorunda üstlendiğiniz rol sebebiyle teşekkür ederim’ dedi. Bunun dışında F-16’larla ilgili konuda ‘işin tamamen elinde olduğunu, bunun hassasiyeti içerisinde olduğunu’ söyledi. Bu konudaki ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Burada Dışişleri Bakanlarımızın, Savunma Bakanlarımızın da bu süreci yakından takip etmeleri suretiyle, temennim odur ki inşallah kısa zamanda F-16 meselesini de bu vesileyle çözmüş oluruz.

SORU: (Murat Çiçek) Endonezya’da görüşmüş olduğunuz liderler arasında Fransa Cumhurbaşkanı Macron da vardı. Buraya gelmeden birkaç gün önce Macron, ‘Türkiye’nin Afrika’da özellikle emperyal tavırlar sergilediği emperyalist olduğu’ yönünde birtakım iddialarda bulundu. Bu konu gündeme geldi mi? Bu konu ile ilgili yorumlarınızı öğrenmek isterim.

Her konuyu, her yerde gündeme getirmek o konunun ciddiyetini ortadan kaldırır. Ben ona sadece dedim ki ‘Emmanuel, bazı yerlerde bana sataşıyorsun, daha önce de konuştuk. Sen dedin ki ‘hanımlar gayet iyi anlaşıyor ama biz anlaşamıyoruz.’ ‘Yok, yok anlaşıyoruz, bugün burada gayet görüşmelerimiz oldu’ dedi. ‘Bundan sonra da bu böyle devam etsin. Herhangi bir sıkıntıya fırsat vermeyelim’ dedim. Bu konularla ilgili olarak da yine aynı durumu koruduk. Ancak biliyorsunuz bizim Fransa ile en önemli konulardan bir tanesi SAMP-T meselesi. Bu konuyla ilgili İtalya Başbakanı ile yaptığımız görüşmede dedi ki ‘Teknik bazı sorunlar kaldı, bunları da çözmek suretiyle üçlü olarak Fransa, İtalya, Türkiye SAMP-T meselesini de kısa zamanda çözelim.’ İtalya Başbakanı ile ilk görüşmemizdi ama çok ciddi, kararlı bir görüşme yaptık. Özellikle de savunma sanayiine yönelik yaptığımız görüşme iyi oldu. Bunun yanında enerji ile ilgili yaptığımız görüşme iyi oldu. Libya konusunda iyi bir görüşme yaptık. Göçle ilgili iyi bir görüşmemiz oldu. ‘Bu konularla ilgili kısa zamanda sizleri Türkiye’ye bekliyoruz. Türkiye’de bu konuları ilgili arkadaşlarımızla beraber de ele alarak sürdürelim’ dedik. O da not etti.
SORU: (Eda Cabul) Endonezya’ya hareketiniz öncesinde Türkiye’nin küresel boyutta yaşanmakta olan enerji krizinin çözümü bakımından anahtar konumda olduğunu hatırlatacağınızı söylemiştiniz. Bu konuyla alakalı önümüzdeki günlerde somut bir adım görecek miyiz enerji üssüyle ilgili?

Enerji konusunda Türkiye olarak şu an itibarıyla iyi bir konumdayız diyebilirim. Birilerine muhtaç değiliz. Hele hele Akkuyu olayı şurada 2-3 sene içinde bittiği anda, oradan da çok ciddi bir kapasiteyi elde etmiş olacağız. Ardından ben yine Sayın Putin’le Sinop’u da görüşmüştüm. Orada da inşallah dört türbin inşa edeceğiz ve Akkuyu kadar -belki daha fazla- oradan da elde edeceğiz. Bunları da elde ettiğimiz andan itibaren Türkiye’nin zaten enerjiyle ilgili bir sorunu kalmayacak. Çok daha iyi bir konuma geleceğiz. Ve biz, enerji ihracına da rahatlıkla başlayabiliriz. Bu arada bize ‘biz sizi enerji noktasında da destekleyebiliriz’ diyen ülkeler de var. Bu konuda onlarla da bu ilişkilerimizi devam ettireceğiz. İnşallah gerekirse oralardan da kendimiz için olmaktan öte alıp ihracını yapma, yani swap diyebileceğimiz bir süreci de başlatma şansımız ayrıca var. İsim vermeyim, onu gidip görüşüp, karara bağladıktan sonra açıklarız.

SORU: (Özay Şendir) İtalya Başbakanı ile olan görüşmenizi özetlediniz ama iki konuyu sormak istiyorum. İtalya Başbakanı aşırı sağdan geliyor. Seçim öncesi konuşmaları ile sizin çizdiğiniz olumlu görüşmede, koalisyon ortağı Berlusconi’nin etkisi var mı; Türkiye’nin önemini bilen isimlerden birisi olarak? Avrupa Birliğini sarsabilecek kadar Brüksel’den yetkileri geri almak isteyen bir duruşundan bahsediliyordu. Siz nasıl bir izlenim aldınız kendisiyle görüşmede?

Gerçekten Berlusconi’yle ve aynı zamanda Berlusconi’nin mesai arkadaşlarıyla seçim kampanyasında ciddi bir dayanışması oldu. Sözünü esirgemeyen bir hanımefendi. Türkiye ile olan münasebetlerini dört başlıkta öne çıkarmayı özellikle ifade etti. Bu başlıklardan biri ‘enerji konusunda dayanışmayı artırabiliriz.’ Biliyorsunuz ENI onların en önemli enerji şirketi. Göç konusu onların da bizim gibi sıkıntıda olduğu bir konu. Bunun dışında ‘savunma sanayine yönelik ilişkileri bundan sonra daha da artırabiliriz’ dediler. Bunun üzerinde durabiliriz özellikle. Savunma sanayii ile ilgili tabii SAMP-T konusu önem arz ediyor. İtalya ile Avrupa Birliği’nde gelecek destek de önem arz eden konuların içerisinde. ‘İtalya’da biz şu anda iyi geldik, sayısal olarak iyi bir konumdayız’ dedi. Bu noktada da Avrupa’da dayanışma içerisinde olacağımız bir ülke. Uzun zamandır İtalya ile münasebetlerde bir zayıflama vardı. Bunu yeniden bir canlandırma konumuna gelebiliriz. Bu konuda mutabakatımızı orada karşılıklı olarak yineledik ve İtalya ile adımlarımızı da bu şekilde inşallah atacağız.

SORU: (Abdülhalik Çimen) Türkiye Körfez ülkeleriyle ilişkileri normalleştirdi. Mısır’la da çözüm noktasında diplomasi çalışmaları var. Siz ‘Vakti, saati geldiğinde Esad’la da görüşebiliriz’ demiştiniz. Bu açıklamanızın ardından Rusya ‘Böyle bir görüşme olursa, ev sahipliği biz yapabiliriz’ demişti. Bu iki ülke ile ilgili son gelişmeler ne durumda?

Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz. Şu anda Türkiye olarak bu konularda sıkıntılı olduğumuz ülkelerle ilişkileri yeniden ele alabiliriz. Hele hele Haziran seçiminden sonra bir sil baştan yapabiliriz. Ve buna göre de yolumuza inşallah o şekilde devam edebiliriz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —