Kabine toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sultan Abdülhamid 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti.
Kabine toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sultan Abdülhamid 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Gel gör ki şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler filan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar."
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Beştepe’deki toplantı yaklaşık 2.5 saat sürdü.
SOSYAL KONUT PROJESİ
Ekonomi başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin ele alındığı toplantı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Ülkemizin 81 vilayetinde ve ilçelerinde insanlarımızı ev sahibi yapmak için yürüttüğümüz konut projelerini yeni bir kampanya ile başlattık. Toplamda 500 bin sosyal konut, 250 bin konut arsası ve 50 bin iş yerini kapsıyor. İlk etapta 250 bin konut, 100 bin konut arsası, 10 bin iş yerini iki yıl içinde bitirmeyi planlıyoruz.
Talep toplama süreci önümüzdeki ay sonuna kadar devam edecek. İlk temeli 25 Ekim’de atıyoruz. Başvurusu sayısı 5 milyona dayanan kampanya Türkiye’nin bugüne kadar yapılmış en büyük sosyal konut atılımı olacak.
1 milyon 100 bin konutu inşa etmiş hükümet olarak süratle 500 bine çıkaracak projeyi söz verdiğimiz şekilde hayata geçirmekle kararlıyız. Gençlerimize, emeklilerimize, engellilerimize, şehit yakını ve gazilerimize özel kontenjanlar ayırdığımız İlk Evim, İlk İşyerim kampanyasının hayırlı olmasını diliyorum."
“YURT TALEBİNİ KARŞILAYACAK YENİ ADIMLARI DEVREYE ALIYORUZ”
"Eser ve hizmetle yarışamayanların yalan, yanlış ve iftira üzerine kurdukları hezeyanlarıyla, kampanyamızı karalamaya çalışmalarını üzüntüyle takip ediyoruz. 20 yıldır eser ve hizmette yarışacağımız muhalefetin özlemini çektik. Görünüşe göre uzun süre aynı arayışımızı sürdüreceğiz.
Öğrencilerimizin yurt talebini karşılayacak yeni adımları devreye alıyoruz. Yurt kapasitemizi 850 bin yatağa çıkartarak hiçbir gencimizin eğitimden mahrum kalmamasını sağlamanın gayreti içindeyiz. Geçmişte başvuran öğrencilerimizin çok cüzi kısmı yerleşebilirken biz bunu yüzde 90’lar seviyesine çıkardık. 14 Eylül’de 105 yeni yurt binamızın açılışını yaptık.
İlk yerleştirmede yüzde 80’lik talep karşılama oranı yakaladık. İnşallah bu oran zamanla artacaktır. Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin çoğunun toplamından yurt kapasitesi fazladır. Siyasi istismar aracı haline getirmek isteyenler dünyadan ve Türkiye’den haberleri olmadığı açıktır."
“ÖĞRENCİLERİN BESLENME YARDIMINI 60 TL’YE ÇIKARTIYORUZ”
"Başvuran her öğrencimiz kredi, şartları tutan öğrencilerimiz burs alabilmektedir. Kredi ödemelerinin sadece ana para üzerinden yapılmasına ve geçmişteki borçların silinmesine ilişkin düzenleme ekim ayında Meclis gündemine gelecektir.
Geçmişte gerginlik sebebi olan üniversite harçlarını biz kaldırdık. Üniversite öğrencilerine bir de müjde vermek istiyoruz, ek yerleştirmelerin devam ettiği, fiyatlarını değiştirmediğimiz yurtlarda kalan öğrencilerimizin beslenme yardımını 25 TL’den 60 TL’ye çıkartıyoruz.
Böylece beslenme yardımını 2,5 katlık artışla aylık 1800 TL’ye yükseltiyoruz. Amacımız öğrencilerimize yurtlarımıza kaliteli ve doyurucu yemek sunmaya devam etmektir.
Geçtiğimiz hafta sonu Sakarya’da toplu açılış töreni vesilesiyle vatandaşlarımızla ardından da seçimlerde ilk defa oy kullanacak gençlerimizle bir araya geldik. Özellikle gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmada haklarına, özgürlüklerine, geleceklerine sahip çıkma iradelerini 2023’de sandıkta gösterme konusunda görmekten memnuniyet duydum."
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜME ORANI SÜREKLİ YÜKSELİYOR”
"Birileri evlatlarımıza umutsuzluk aşılarken gençlerimize güvenmeye, her alanda desteklemeye devam ediyoruz. Pazar günü İTO’nun 140. kuruluş yıl dönümü ödül törenlerinde iş dünyamızla bir araya geldik. Uluslararası kuruluşlar, küresel ekonominin ve gelişmiş ülkelerinin büyüme beklentilerini aşağı revize ederken Türkiye’nin büyüme oranı sürekli yükseliyor.
Dünya ekonomik krizden savaşlara, siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken Türkiye olarak içeride ve dışarıda güçlü duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda herkesin takdir ettiği birikim ve dirayete sahibiz.
Kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, tuzaklar bize böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalışmaya mecbur bırakmıştır. Salgın, Ukrayna-Rusya savaşıyla süren küresel krizlerde biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik.
Asla paniğe ve korkuya kapılmadan son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede özgün programımızı uyguladık. Rusya-Ukrayna savaşında tahıl sevkiyatından, esir takasına kadar pek çok başarıya imza attık. 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik. Ülkemizi bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen güvenilir, sorunlara çözüm geliştirici başat aktör olduk."
“SÜRECİ TÜRKİYE MERKEZLİ OLARAK YÖNETİYORUZ”
"Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler yeni durumdan rahatsız olsa da süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz. İç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz. Kazanımları daha iyi taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz.
Ne batı için doğuya sırtımızı dönüyor ne de Orta Doğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz. Bir ayağımızı ülkemize sabitlerken diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz. Tarihi, beşeri, kültürel, kadim bağlarımız olan Balkanların güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik dönemde Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan’a yaptığımız ziyaretler istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur.
Özbekistan ve Amerika’da yaptığımız temaslarda Türkiye’nin dış politika vizyonunu ortaya koymuştur. Kardeşim Şevket Mirzayev’in daveti üzerine Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın zirvesinde oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik. 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şangay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz.
* Zirvede ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı sayın Mirzayev, sayın Aliyev, sayın Şahbaz Şerif, sayın Modi, sayın Putin, sayın Reisi ile bir araya geldik. Bu liderlerle hem ikili münasebetlerimizi tüm yönleriyle ele aldık, bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduk."
“GÖRÜŞMELER BİZİM AÇIMIZDAN YOĞUN, VERİMLİ VE BEREKETLİYDİ”
"Zirvenin ardından BM, 77. Genel Kurulu, genel görüşmelerine katılmak üzere New York’a geçtik. 13 saatlik yolculuktan sonra New York’a ulaştık. 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan görüşmeler bizim açımızdan yoğun, verimli ve bereketliydi. ABD’deki vatandaşlarımızdan, Türk sivil toplum kuruluş temsilcilere, farklı kesimden insanlarımızla hasret giderdik. Amerikan düşünce kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik.
BM zirvesinde Türkiye’de son 20 senede eğitim öğretimde yaşanan gelişmeleri, gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık. Genel Kurul’a hitap ettik. Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere güvenliği ilgilendiren görüşlerimizi tüm dünyaya anlattık. Göç krizi, tahıl sevkiyatı gibi pek çok örnekle Türkiye’nin dünyada oynadığı arabulucu role dikkat çektik.
Doğu Akdeniz, ekonomik gelişmeler, BM’nin yönetim yapısına ulaşan çok geniş yelpazede ülkemizin yaklaşımını dile getirdik. Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik. BM Genel Sekreteri yanında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Polonya liderleri ile bir araya geldik. Gürcistan, Almanya, İspanya, Lübnan, Japonya ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik.
Aynı binada Katar Emiri ile Kazakistan, Finlandiya, Güney Kore Cumhurbaşkanı ve Bangladeş Başbakanı ile sohbet ettik. Ayrıca Amerikan kongresinin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı, Dünya Yahudi Kongresi Başkanını kabul ettik. BM’nin tam karşısındaki Türkevi binamız görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Türkevi de küresel diplomasinin merkezlerden biri haline dönüştü. Muhataplarımızla savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle işbirliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi.
Tahıl kriziyle yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi ülkemiz adına gurur verici gelişme olmuştur. Bu vesile ile çabalarımıza verdikleri destek için sayın Putin ve sayın Zelenskiy’e buradan teşekkür ediyorum. Hedefimiz her iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır."
“YUNANİSTAN DENGİMİZ DEĞİL”
"Biz gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret ederken, komşumuz Yunanistan'ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz.. Yunanistan askeri, siyasi ve ekonomik olarak dengimiz değildir, olamaz. Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin ülkemizin vaktini, enerjisini, dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye programını engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu hem Yunan siyasetçileri, Yunan halkını kullananlar tarafından tehlikeli bir oyundur.
Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askeri yığınaklar bizi değil asıl Yunan halkını rahatsız etmelidir. Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askeri ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler bunun hesabını er geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır. Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp bebekleri, yaşlıları, kadınları öldürdüğü Tripoliçe katliamını zafer gibi kutlayanlar henüz tarihin önünde bunların hesabını vermedi.
Aynı zihniyeti Akdeniz’de Ege’de botlarını batırarak ölüme terk ettiği hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı elbet bir gün sorulacaktır. Birilerin eteklerinin altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez. Yunanistan’a yapılan yığınaklar bizi değil Yunan halkını rahatsız etmelidir."
“TÜRKİYE OLARAK BİZ BU FİLMİ İZLEDİK”
"Bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil Yunan halkını tehdit etmektir. Türkiye olarak biz bu filmi seyrettik. Şimdi Yunanistan’ın göz göre göre benzer felakete sürüklenmesinden samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Askeri yığınaklar, siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Ama bu yanlış adımlar Yunanistan’ı batağa sürüklemeye kafi gelir.
Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız. Bu da iyi biline. Kendi ekonomik ve kalkınma programımızdan bunu yaparken zerre kadar taviz vermeyeceğimizi belirtiyoruz.
Bugün uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programımız üzerinde yükselttiğimiz altyapılardan biri de ulaştırmadır. Kara, hava, demir, deniz yollarındaki ulaştırma yatırımlarımızda kendi insanlarımızın değil bu projelerle Avrupa’dan Asya’ya bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik bir şekilde buluşmasını sağlıyoruz."
“SULTAN ABDÜLHAMİD 33 SENE GRAM YER KAYBETMEDEN OSMANLI'YI YÖNETTİ”
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü, boğaz araç geçiş trafiğine ve Kuzey Marmara Otoyolu da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdi. Bu köprüde günlük araç geçişi ortalaması 113 binin üzerine çıktı. Hani ne diyorlardı? ‘Ne gerek var? Bunlara ne gerek var?’ İşte bunlar geçmişin CHP’si. Menderes, Vatan Caddesi’ni yaptığı zaman CHP, ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ diyorlardı. Aynı kafa, değişen bir şey yok. Bana dedikleri şey şu, ‘Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz? Ne koyacaktık? ‘Kendi adını koysaydın…’ ‘Ben öldükten sonra siz koyarsınız’ dedim. Bunlar bu kadar zavallı. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz, tarihimizle gurur duyuyoruz. Onlar tarih yazdılar. Ondan sonra gelen büyüklerimiz, Kanuni’si, Fatih Sultan Mehmet’i, hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamid 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Gel gör ki şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler filan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, boğaz araç geçiş trafiğine ve Kuzey Marmara Otoyolu da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdi. Bu köprüde günlük araç geçişi ortalaması 113 binin üzerine çıktı. Hani ne diyorlardı? ‘Ne gerek var? Bunlara ne gerek var?’ İşte bunlar geçmişin CHP’si. Menderes, Vatan Caddesi’ni yaptığı zaman CHP, ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ diyorlardı. Aynı kafa, değişen bir şey yok. Bana dedikleri şey şu, ‘Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz? Ne koyacaktık? ‘Kendi adını koysaydın…’ ‘Ben öldükten sonra siz koyarsınız’ dedim. Bunlar bu kadar zavallı. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz, tarihimizle gurur duyuyoruz. Onlar tarih yazdılar. Ondan sonra gelen büyüklerimiz, Kanuni’si, Fatih Sultan Mehmet’i, hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamid 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Gel gör ki şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler filan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar."
“KARALAMA KAMPANYALARINI, İFTİRALARI UNUTMADIK”
"Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz demiryolu ile gidilebiliyorsa ülkemizde inşa ettiğimiz köprüler, tüneller, yollar sayesindedir. Karadeniz’de lojistik hatlarımızla dünya tahıl krizi başta olmak üzere pek çok sorunun üstesinden gelebiliyoruz. İstanbul Havalimanı’nda finansmanından projesine pek çok sorunu üzerinde çalışırken muhalefetin takoz koymalarıyla karşı karşıya kaldık. Karalama kampanyaları, iftiraları unutmadık.
Geldiğimiz noktada milletimize söz verdiğimiz her projeyi yaptık. Bir kısmının inşasını hızla sürdürüyoruz. İzmir Körfez geçişini içeren İstanbul-İzmir otoyoludur. Feribotla 1 saati, yoğun vakitlerde araçla 1,5 saati bulan İzmit Körfez geçişini Osmangazi Köprüsü’yle 5 dakikaya indirdik.
Sadece bu ayın ilk 22 gününde Osmangazi Köprüsü’nü günde ortalama Bay Kemal burayı iyi dinle 51 bin araç kullandı. Köprü ve otoyolunun araç garantisi oranı yüzde 116’ya yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız. Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geçişte yaşanan çileye son vererek 6 dakikada ulaşım sağlıyoruz. Modern, medeni olmak bu Bay Kemal.
Ana muhalefetim demekle bir yere varamazsın. Çanakkale Köprüsü’nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün artacağına işaret ediyor.”
9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00