Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bartın'da 41 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin konuştu: "Tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını bilmiyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bartın Amasra'daki maden ocağında yaşanan elim bir kaza, hepimizin yüreğini dağlamıştır. Son 20 yılda bu ocakta yaşanan kazalarda hayatını kaybeden madenci sayımız 6'dır. Kurum bünyesinde 30 tahlisiye görevlisi mevcuttur. Amasra kömür ocağımız son sistem teknolojiye sahip bir işletme olarak öne çıkmaktadır. Son zamanda yaptığımız düzenlemeler doğrultusunda diğer ocaklarımızda olduğu gibi, 50 kalemi bulan iyileştirmeler gerçekleştirilmiştir.
Metan, tüm dünyada madencilerin korkulu rüyasıdır. Madendeki gaz izleme sensörleri 24 saat süreyle çalışmakta, oran belli bir değerin üzerine çıktığında sesli ve ışıklı alarm vermektedir. Metan seviyesi yüzde 1 oranında çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 2 oranına çıktığında personel tahliye edilmektedir.
'SAAT 18.00'DA HAVADAKİ METAN GAZININ 1.5 SEVİYESİNE ÇIKMASI ÜZERİNE ELEKTRİK KESİLDİ'
Amasra'daki kaza öncesi kayıtlara göre saat 18.05'te havadaki metan gazının 1.5 seviyesine çıkması üzerine elektrik kesilmiştir. Maalesef 18.09'dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir. Sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz. Patlamayla ilgili kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyon olarak kalacaktır. Bize düşen, bu rapor önümüze gelene kadar yapabileceklerimize bakmaktır.
Kazadan sonraki 18 saat içerisinde de arama kurtarma faaliyetleri tamamlanmıştır. Ocağın 16-24 vardiyasındaki 110 çalışandan 41 kardeşimiz maalesef hayatını kaybetmiştir. Yaralılarımızdan durumu ağır olan 6'sı İstanbul Çam Sakura Hastanesi'nde tedavi edilmektedir. Cumartesi günü Amasra'ya giderek hem olayla ilgili yerinde bilgi aldım, hem de bazı şehitlerimizin cenaze törenlerine katıldım. Diğer meftalara da bakan arkadaşlarım cenaze törenlerine katılarak ailelerini ziyaret ettiler. Ertesi gün İstanbul'daki yaralılarımızı bizzat ziyaret ettim. Bazılarının durumunun iyiye gittiğini biliyorum. Sağlık Bakanlığımıza bu hastalarımızın bütün yakınlarından 50 civarında insan Çam Sakura'daydı. Onlara da adeta üst düzey otel hizmeti verdiler.
Denetimlerin en yoğun uygulandığı yerlerden biri, Amasra'daki maden ocağımızdır. Afet öncesi yapılan denetimleri mercek altına aldık. Kazanın meydana geldiği ocak son olarak ağustos ayında denetlenmiştir. (Muhalefete tepki) İktidara gelirlerse çocuklarını, hepsinin haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberleri yok. Soma'da yaptığımız gibi... Biz başbakanlığım döneminde 1500 aileden onların çocuklarını hamdolsun işe yerleştirdik. Sen nereden geliyorsun ya? Geriden geliyor. Nal toplamaya alışmış. Hala nal toplamaya devam ediyor. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşamaz bunu böyle bilesin.
Hiçbir madenci yakınımızın en küçük mağduriyet yaşamaması için süreci yakından takip ediyoruz. İhmali görülen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de kazalar yaşanmakta ve bunlarda insanlar hayatlarını kaybedebilmektedir. Amerika'dan Hollanda'ya, Çin'e, Rusya'ya her yerde yaşanabilmektedir. Bazılarında mesela bakıyorsunuz 1099 ölüm, Çin'de 2388 ölüm, Almanya'da 405 ölümün yaşandığı kazaları da görüyoruz. Ülkemizde de 1930 yılından bugüne 2014 vatandaşımız maalesef maden kazalarında şehit olmuştur. Bu rakamlara bilhassa 2000'ler öncesinde kıyı köşedeki birçok ruhsatsız ocaklarda yaşanan kazalar dahil değil. Yakın tarihe baktığımızda 1983'te Zonguldak'ta 103 ölüm, 1990'da Amasya'da 59 ölüm, 1992'de Zonguldak'ta 263 ölüm, 2003'te Yozgat'ta 38 ölüm, 2014'te Manisa'da 301 ölüm yaşanan kazalar görüyoruz.
Burası inaanlar çok önemli. Bizler kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız. Sistemde belirlenen eksikler, aksaklıklar varsa giderilmesini sağlayacağız. Geride kalanlara tüm imkanlarımızla sahip çıkacağız. Hiç şüphesiz tüm bunları yaparken mukadderata, Rabbimizin yazgısına da teslim olacağız. Özellikle biz Müslümanlar için bu olmazsa olmazdır. Yeri geldiği zaman bu ülkenin yüzde 99'u 'Müslüman' diyoruz. He senin İslamla, Müslümanlıkla alakan yoksa onu biz zaten bıraktık.