Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte yaptığı ortak basın toplantısında, “Filistin halkının refah ve kalkınmasına desteğimizi teyit ettik. Ayrıca önemli bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde daima müstesna bir yeri vardır. Her zaman olduğu gibi dayanışmamızı, Filistin davasında desteğimizi en güçlü şekilde sürdürüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya geldi. Erdoğan ve Abbas ikili görüşme sonrası ortak basın toplantısı yaptı. Erdoğan şunları söyledi:
“İSRAİL’İN SALDIRILARI İLE GAZZE’DE YAŞANAN SİVİL CAN KAYIPLARINA İLİŞKİN TEPKİMİZİ AÇIK VE NET ORTAYA KOYDUK”
“Türkiye-Filistin İkinci Ortak Komite Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Filistin Başbakanı Sayın Iştiyye Konya’da düzenlenen İslami Dayanışma Oyunları’nın açılışına katılmıştır. Bu vesile ile İslami Dayanışma Oyunları’nda bir gümüş iki bronz madalya kazanan Filistinli kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Bugün Sayın başkanla ve heyeti ile Türkiye Filistin ilişkilerinin daha da güçlendirilmesine yönelik atabileceğimiz adımları ele aldık.
Filistin halkının refah ve kalkınmasına desteğimizi teyit ettik. Ayrıca önemli bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde daima müstesna bir yeri vardır. Her zaman olduğu gibi dayanışmamızı, Filistin davasında desteğimizi en güçlü şekilde sürdürüyoruz. Filistin devletinin ilan edildiğinden itibaren tanıyan Türkiye iki devletli çözüm vizyonunu her platformda savunmaktadır. Malum İsrail’in saldırıları ile Gazze’de yaşanan sivil can kayıplarına ilişkin tepkimizi açık ve net ortaya koyduk. Saldırılarda yayınlanan iki Filistinli yavrumuzu da tedavileri için geçtiğimiz hafta ambulans uçakla anne ve babası ile birlikte Ankara Şehir Hastanesi’ne aldık. Kudüs’ün ve Mescide-i Aksa’nın statüsünün değiştirilmesiyle gerçekleştirilen eylemleri kabul etmiyoruz. Beklentilerimizi İsrailli muhataplarımıza en açık şekilde ve doğrudan aktardık.
“KUDÜS ÜNİVERSİTESİ KIZ YURDU İNŞAATI DA BU YAZ TİKA’NIN DESTEKLERİ İLE TAMAMLANIP, MAARİF VAKFIMIZCA DEVRALINDI”
İsrail ile atılan adımlar, Filistin ile davamızı asla azaltmayacaktır. Aksine Filistin davasına katkı sağlayacağını Filistinli kardeşlerimiz de kabul ediyorlar. TİKA, Türk Kızılay ve çeşitli kuruluşların Filistin'e yardımı devam ediyor. Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle gıda güvenliğini korumak için uygulamaya koyduğumuz bazı kısıtlamalara Filistin’i dahil etmedik. Cenin Serbest Sanayi Projesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülüyor. Haziran ayında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği heyetimiz Filistin’i ziyaret ederek, sahada gerekli incelemelerde bulundu. Kudüs Üniversitesi Kız Yurdu inşaatı da bu yaz TİKA’nın destekleri ile tamamlanıp, Maarif Vakfımızca devralındı. Filistinli gençlerimize hizmet edecek bu yurda merhum annemin adının verilmesinden son derece mütehassis oldum.
“BAŞKENTİ KUDÜS OLAN BAĞIMSIZ BİR FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULMASININ BİR ZARURET OLDUĞUNUN ALTINI BİR KEZ DAHA ÇİZİYORUM”
BM Filistinli mültecilere yardım ajansının faaliyetlerine büyük önem atfediyoruz. Ajansa yönelik mali ve ayni gıda yardımlarımızı önceki yıllarda olduğu gibi devam ettiriyoruz. Ajansın son dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılarının farkındayız. Ajansın finansman sorununun giderilmesi Filistin halkına yönelik temel hizmetlerin aksamadan yürütülmesi açısından çok önemlidir. Türkiye olarak bu yönde gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sanat ve kültür alanında da Filistin kurumlarını desteklemeye devam edeceğiz. Filistin Gençlik Orkestrası geçtiğimiz temmuz ayında eşimin himayesinde ülkemizde bir konser verdi. Filistinli kardeşlerimizin yurt dışı seyahatlerinde Türkiye’yi tercih etmesinden memnuniyet duyuyoruz. Biz de başta Kudüs olmak üzere Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz. BM parametreleri temelinde 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının tüm bölgemizin barış ve istikrarı için bir zaruret olduğunun altını bir kez daha çiziyorum. Bu düşünceler ile sözlerime son verirken aziz kardeşim Mahmud Abbas’a ve heyetine ziyaretleri için tekrar teşekkür ediyorum, görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Mahmud Abbas’ın konuşması ise özetle şöyle:
“İKİ KARDEŞ ÜLKE ARASINDA İLİŞKİLERİMİZİN GELECEĞİNİ KONUŞMA FIRSATI BULDUK”
“Sizlerle tekrardan burada bir araya gelmiş olmaktan, Ankara’da beraber olmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. İş birliği ve kardeşlik ilişkilerimizi ele alma fırsatı bulduk. Sizlere Filistin meselesi ile ilgili son gelişmeleri sunma fırsatı buldum. Bizler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldiğimizde bir deneyim ve hikmet sahibi şahsiyetle bir araya geldiğimizde dostane bir şekilde tüm meseleleri bir ele alma fırsatı bulmaktayız. Hem bölgesel hem uluslararası bağlamda konuları ele almakta hem de Türkiye’nin de dünya gıda güvenliği bağlamındaki rolünü görüşme fırsatı bulmakta ve dünyanın zor şartlardan geçtiği bu dönemde Türkiye’nin istikrar sağlama bağlamındaki çabalarını da görme fırsatı bulunmaktayız. Öte yandan iki kardeş ülke arasında ilişkilerimizin geleceğini konuşma fırsatı bulduk. Farklı alanlarda ne yapabiliriz konusunu ele aldık.
“ZAMAN DAHA FAZLA GEÇMEDEN BU SALDIRILAR DURMALIDIR; ÇÜNKÜ ARTIK DAHA FAZLA DAYANACAK GÜCÜMÜZ YOK DİYEBİLİRİM”
Burada da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Filistin halkının yanında durması ve değişmez tutumundan dolayı en içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Meşru haklarına, özgürlüğüne ve bağımsızlığına elde etme konusundaki desteklerini bilmekteyiz. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarının her alanda Filistin halkının ve Filistin devletinin yanında yer aldığını ve uluslararası alanda desteklediğini bilmekteyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistin’in karşı karşıya kalmış olduğu son dönemdeki zorluklar ile ilgili bilgiler aktardım. Halkımıza, topraklarımıza ve kutsallarımıza karşı devam eden İsrail işgal devletinin saldırıları karşısında kayıtsız kalmayacağımızı vurguladım. Her zaman uluslararası hukuka bağlı kalarak imzalanan anlaşmalara da bağlı kalarak mücadele edeceğimizin altını çizdim. Özellikle de yerleşim yerlerinin genişletilmesi ve Filistinlilerin sahip olduğu evlerin, okulların, yapıların yıkılmasına karşı olduğumuzu vurguladım. Tutsakların serbest bırakılması, şehitlerimizin cenazelerinin teslim edilmesi beklentilerimiz arasındadır. İsrail şehitlerin cenazelerinin dahi vermeyerek kimi cezalandırıyor? Şehitleri mi, şehitlerin ailelerini mi? Ne yapmaya çalışıyor? Yine aynı şekilde Doğu Kudüs’e yapılan saldırılar Müslümanlara ve Hristiyanlara ait olan kutsal yerlere yapılan saldırılar son dönemde görülen saldırılar arasında yer almaktadır. Okullara da bildiğiniz gibi saldırılar vardır. Bunu kabul etmek mümkün değildir.
İsrail işgal yönetimi yerleşim yerleri, şehirler, köyler ve Filistin kamplarına düzenli bir şekilde her gün saldırı yapmaktadır. Filistin’e ait olan dernekler, insan hakları kuruluşları dahi saldırılar da bulunmakta ve buralarda terör yuvası olduğunu iddia etmektedir. Burada, zaman daha fazla geçmeden bu saldırılar durmalıdır; çünkü artık daha fazla dayanacak gücümüz yok diyebilirim ve burada şunu vurgulamak isterim güvenlik ve barış tamamıyla iki devletli çözümün baltalanması yönündeki gayretleri ve çabaların durdurulması ile mümkündür ve böylelikle 1967 sınırları içerisinde iki devletli çözüm mümkündür ama sadece de facto uygulayarak tek devlet kurulma çabası, İsrail tarafından yapılan bu girişim güvenlik ve istikrara hizmet etmeyeceği gibi bölge içinde gelecekte büyük tehditler oluşturacaktır.”