CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin: “Suriye’nin İdlib Bölgesi’ndeki hava saldırısı nedeniyle hayatını kaybeden kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar dilerim.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, vatandaşın önceliğinin ‘Millet Bahçeleri’ değil, iş alanı sağlayacak üretim alanları ve fabrikalar olduğunu söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülmekte olan ‘Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin geneliyle ilgili, CHP grubu adına konuşan Dr. Şevkin, teklifin geneline katılmakla birlikte yasalaşma sürecinin 7 yıl sürmesine bir anlam veremediklerini vurguladı. Dr. Şevkin, CHP’nin verdiği kapsamlı önergelerle teklifin daha nitelikli hâle gelmesini ve içerik kazanmasını, yasama organının yani seçilmişlerin politika oluşturma sürecine aktif katılımını savunduğunu ifade etti.
“Teklif önemli ve gerekli olsa da zaman ve kaynak israfıyla, verimsiz çalışmasıyla anılan Meclisimiz iki yılın ardından birkaç kelime değişikliğini oylamayı kendisine maharet saymamalıdır” diyen Dr. Şevkin, CHP’nin teklifin, Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince yapılması gerektiğini ancak geç kalınmış bir yasa teklifi olduğunu savunduğunu dile getirdi.
“MECLİS, ÇÖZÜM ÜRETME MERKEZİ OLMALI”
Van’ın Başkale ilçesinde hissedilen ve 4’ü çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği depreme değinen Dr. Şevkin, hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Meclisin sadece başsağlığı dileme mekanizması olmaktan öte halkın depremler nedeniyle ölümünü önlemek üzere çözüm üretmesi gerektiğini belirten Dr. Şevkin, son Elâzığ ve Van depremlerinde de görüleceği üzere Türkiye’yi yasa boğan depremlerde en çok ölüm ve hasarın, doğrudan fay zonları ve hatları üzerinde oluşan yerleşim birimlerinde meydana geldiğini ifade etti.
7269 sayılı ve 1959 yılında çıkarılmış olan Afet Kanunu'nun bir an önce değiştirilerek 2'nci maddesinin birinci fıkrasına mutlaka 'Yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda aktif olduğu tespit edilen fay hattı veya zonlarıyla heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış ya da uğrayabilir alanlar üzerinde herhangi bir yapı inşa edilemez' ibaresi konulması ve '3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde imar planlarına da işlenir' ibaresi olması gerektiğini belirten Dr. Şevkin, “Yapı Denetimi Yasası'nda mutlaka zemin etütlerinin de yerinde denetimi ve kontrolü gerekmektedir. Bunun da odalar ve ilgili kurumlar tarafından yapılmasını defalarca buradan önerdik” dedi.
İHALELER KİMLERE VERİLİYOR?
2002’de yasalaşan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun aslında, ülke kaynaklarının çarçur edilmemesini öngören son derece önemli bir kanunken ne yazık ki tam 186 kez değişikliğe uğratıldığını kaydeden Dr. Şevkin, Kamu İhale Kanunu'nun 21'inci maddesini içeren (b) bendinin doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülmeyen olayların ortaya çıkması üzere ihalenin ivedi olarak yapılmasını zorunlu kıldığını ancak 2003 yılından bu yana kanunun dışına çıkılarak millet bahçelerinden havaalanına, köprülerden ne yazık ki alt geçitlere ve akıllara gelebilecek her konunun bu afet kapsamı içerisine alındığını ifade etti.
“FAY YASASINI ÇIKARALIM”
“Yapılan tüm işler bu afet kapsamında gösterilerek ihaleler acaba hangi müteahhitlere veriliyor?” diye soran Dr. Şevkin, “Söz konusu yasa maddesi mademki afetleri önlemeye yönelik önlemleri içeriyor; o zaman lütfen, bu maddeyi gereği gibi kullanalım. Fay yasasını çıkaralım, bu zeminlerin üzerinde yer alan, fay hatları üzerinde olan yapıların kentsel dönüşümle sağlıklı ve nitelikli alanlara taşınmasını sağlayalım” diye konuştu.
11 MÜTEAHHİDE 46 MİLYAR 545 MİLYON LİRA…
11 müteahhide 46 milyar 545 milyon liralık pazarlık usulüyle, kapalı kapılar ardında 'afete maruz alan' diye ne yazık ki 316 ihale verildiğini vurgulayan Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Hepimizin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Afetle ilgili olan bu maddenin sadece havaalanı yapımı, alt geçit yapımları gibi işlerde kullanılması doğru mu? Siz AKP'li seçmen arasında bir anket yaptırsanız, 'Önceliğiniz millet bahçeleri mi yoksa çocuklarınıza iş alanı üretecek üretim alanları mı, fabrikalar mı?' diye sorsanız, inanıyorum ki onların da 'fabrikalar ve üretim alanları' diyecekleri kesindir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel görevi, insanı yaşatmak üzerine kurguludur. Onun için, gelin, çevreyi, insanı koruyacak yasaları çıkaralım. Gelecekte depremlerde, afetlerde yaşamını kaybedecek insanlara ilişkin sorumluluk hepimizindir.”