Yaklaşık 4 aydır kapalı olan kahvehane, restoran gibi işletmelerin, Ankara’nın orta risk grubunda olması sayesinde saat 07.00-19.00 arasında açılabileceği kararı sonrası esnafın bir kısmı bu saat aralığının kendileri için yeterli olmadığını söyledi.
Kafe-bar işletmecileri ANKA Haber Ajansı’na kararları değerlendirdi. Kafe-bar, işletmecisi İbrahim Aslan, mekanında kurumuş olan çiçekleri göstererek, “Esnafın öldüğü gibi çiçeklerimiz de burada öldü. Çiçeklere can suyu lazım. Bize de can suyu olarak destek lazım” dedi. Aslan, şunları söyledi:
“BİZE İKİ SAAT KALIYOR”
“Daha kötü günlerin bizi beklediği aşikar. Saat kısıtlaması nedeniyle yapacağımız cirolar bizi beslemeye yetecek mi? Şimdi açıldığımız için ‘açılmıştır’ diye kira borçları gibi baskılar olacak. Alacaklılar dedi ki ‘Artık çıktınız sokağa biz de görüyoruz sizi artık ödemelerinizi yapın’ diyebilecekler. Hem kişi kısıtlaması hem saat kısıtlaması var, ama giderlerimizin hepsi sabit olacak. Personel maaşları, sigorta primleri hepsini standart vereceğiz, ama kısıtlamalar doğrultusunda işimizi az yapacağız zaten. Borçlar karşılığında mekanımıza ciddi yatırımlar yaptık. Bunların karşılığını alabilecek bir şey olsa gideriz yani. Eskiden ‘alan olsa ceketimi bırakır giderim’ diye bir söz vardı. Biz şimdi ceketimizi de almadan gideriz yani. İşten çıktınız mekana geldiniz iki saatte sipariş veremezsiniz. Bize iki saat kalıyor. O iki saat içerisinde bütün giderlerini bundan karşıla’ diyorlar böyle bir şeyin imkanı olabilir mi
Diğer iki işletmeci de görüşlerini şu şekilde açıkladılar:
“BİR HAFTA SONRA ANKARA’DA VİRÜS TAVAN YAPARSA NE YAPACAĞIZ”
Kafe işletmecisi, Rıza Çetin: Sabah 7 akşam 7 cidden saçma bir saat. Çünkü mesai saatleri 9’da başlıyor. Büyükşehir olarak düşündüğümüzde bu insanlar kaçta gelecek buraya kaçta hazırlıklarını yapacaklar kaçta insanlar sokağa çıkıp gelip kafede oturacak. Zaman kime göre neye göre hesaplandı onu da bilmiyoruz. İşletme sahipleriyle bu kararı almak için görüştüler mi yoksa sadece kabineden çıkan bir karar mı? Onu da bilmiyoruz. Mekanı görüyorsunuz bir masa geldi. Gelen müşteriler de emin olamıyor, ‘Açık mısınız?’ diye soruyorlar. Eskiden bakkalların veresiye defteri vardı. Şu an biz de toptancılara veresiye yazdırıyoruz. Aldığımız iki kilo et olsa dahi onu bile yazdırıyoruz. Vaka oranlarına göre açıldı bir hafta sonra Ankara’da virüs tavan yaparsa ne yapacağız. Gelen kişiye HES kodu sorma yetkimiz yok. Gelen kişi taşıyıcı mı onu da bilmiyoruz. Tam bir denetim olsa ve ona göre bize yetki verilseydi daha iyi olurdu. AVM’lere aylardır HES kodu göstermeden giremiyorsunuz. Bize de söyleselerdi biz de yapsaydık. Bizi görmüyorlar duymuyorlar. Besleme gibi olduk işin gerçeği.
“AKŞAMA KADAR OTURUP ‘AAA İYİ Kİ DE AÇTILAR’ MI DİYECEĞİM?”
Kafe bar işletme sahibi Özcan Heder: Biz akşam 20-24 arası çalışıyoruz. Ben akşam 8’e kadar burada oturup, ‘aaa beni iyi ki de açtılar’ mı diyeceğim. Personeli çağırmak zorundayım bu insanlara ne ödeyeceğim. Mal almak zorundayım malların zamanı geçecek bu benim için tamamen zarar. Sabahın 7’sinde gelerek, sadece psikolojik rahatlama oldu. Virüs akşamları kafe barlarda mı geziyor. Mantıklı olan belli değil mi? Belli önlemlerinizi alırsınız mekanları açarsınız.
“PERSONEL SEVİNÇLİ, GÖZLERİNDE O IŞIĞI GÖREBİLİYORUM”
21 yıldır restoran meyhane işletmecisi Erdal Yılmaz: Çok personel çalışıyoruz çok giderlerimiz var. Normalde akşam 6-7 arası açılıp gece 1’e kadar devam ediyorduk. Bu süreçte tabii ki kazanamayacağız. Daha batmamak adına hayatımızı devam ettirmek adına 350 kişilik mekanda aynı personel yüzde 50 kapasiteyle çalışacağız. Çalışanlarımızın hepsi mağdur ve borçlu şu anda. Ama sevinçliler gözlerinde o ışığı görebiliyorum.