Tarih: 31.03.2021 00:53

ERDOĞAN'IN ATAMA KARARI ABD'YE MESAJ MI?

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet'te yer alan habere göre; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya, bir gece yarısı kararıyla AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla görevden alındı. Çetinkaya’nın yerine 2011’den bu yana Morgan Stanley Menkul Değerler AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü olarak görev yapan Mustafa Duman atandı.
Son olarak Merkez Bankası başkanı değişikliği sonrası hareketlenen piyasalar, Resmi Gazete’de yayımlanan son atama kararı sonrası yeniden alevlendi. Dün 8.20'ye kadar yükselen dolar/TL bu sabah 08.50'de 8.2775'ten işlem gördü. Dolar, gün içerisinde 8.4443'e kadar yükseldi. TL, TCMB başkan değişimine ilk tepki olarak 22 Mart'ta 8.4850'ye kadar yükselmişti.
SAĞLAM: KURUMLARIN İTİBARI KALMADI
TCMB Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya’nın yerine Morgan Stanley’in temsilcisi olan Mustafa Duman’ın atanmasını değerlendiren ekonomi gazetecisi Erdal Sağlam, “Artık gelen kişinin kim olduğu, gidenin kim olduğuna bakılmadığını düşünüyorum. Kişilerden bağımsız olarak kurumların itibarı kalmadı. Cumhurbaşkanı’nın sürekli değişim yapması, hangi değişikliğin ne amaçla yapıldığının belli olmaması piyasaların sinirlerini iyice bozmuş durumda. Genel olarak yönetime olan bir güvensizlikten söz ediyoruz. Bunun adı güven sorunu. İş çivisinden çıktı bir kere; çok kırılgan bir ekonomi yaratıldı, dünyada ya da Türkiye’de yaşanacak en küçük bir olay bile, bu atamada olduğu gibi, piyasaların moralini bozmaya yetiyor. Gelen kişi belli ki yabancı yatırımcılarla diyalogun geliştirilmesi, onların ikna edilmesi için seçilmiş. Ancak elinden gelen fazla bir şey olabileceğini tahmin etmiyorum” dedi.
“GÜVEN SAĞLANAMADIKTAN SONRA KURDAKİ ARTIŞ KAÇINILMAZ”
Yeni atamanın döviz kurunu şimdiden sarstığına değinen Sağlam, “Salı günü piyasalardaki olumsuz seyirde ve bunun sonucu kurların artışında, ABD 10 yıllık devlet tahvili faizlerinin artması nedeniyle azalan risk iştahının, salgının yeniden canlanması ve kısmi kapatmaların yeniden başlamasının da etkisi var. Ancak TL, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre olumsuz ayrıştı, çok daha fazla değer kaybetti. Bu değer kaybı tüm dünyada Türkiye ekonomisinin yönetimine olan güvensizliğin bir sonucu. Bu güven sağlanamadıktan sonra kurlardaki artışın devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
“MERKEZ BANKASI’NIN İTİBARINI YENİDEN KAZANMASI ÇOK ZOR”
Yeni atamalar ve değişiklikler doğrultusunda Merkez Bankasının geleceğini değerlendiren Sağlam, “Merkez Bankası Naci Ağbal ile birlikte, olması gerektiği gibi, son 4 ayda ekonomideki en itibarlı kurum haline yeniden gelmişti. Ancak Cumhurbaşkanı’nın neden olduğu tam anlaşılamayan bir nedenle, yıllardır birlikte çalıştığı Ağbal’ı görevden alması, oluşturulmaya çalışılan itibarı yerle bir etti. Merkez Bankası sürekli yönetimi değiştirilebilecek bir kurum olmamalı. Gelen kişiden bağımsız olarak, sürekliliği olan bir kurum haline yeniden getirilmeli. Merkez bankası yönetiminin belirli süre değiştirilemeyeceği, katı biçimde şarta bağlanır, kağıt üstünde değil pratikte araç bağımsızlığı sağlanırsa belki yeniden itibar için bir adım atılmış olur. Yeni gelen başkanın kaç ay dayanacağı belli olmayan bir Merkez Bankası’nın itibarını yeniden kazanması artık çok daha zor” dedi.
“ARTAN KURLAR BANKACILIK SİSTEMİNİ ZOR SOKACAK, BATIK ŞİRKETLER ARTACAK”
Merkez Bankası’ndaki değişikliklerin ve dövizdeki hareketliliğin yurttaşın cebine yansımasını değerlendiren Sağlam, “Enflasyonu halkın cebinden çalınan para olarak görebiliriz. Kurlardaki yükseliş aşamalı olarak neredeyse tümüyle fiyatlara yani enflasyona da yansıyor. Enflasyonun özellikle dar ve sabit gelirlilerin durumunu ağırlaştırdığı, toplumda gelir dağılımını bozan en önemli unsurlardan biri olduğu hiç hatırdan çıkarılmamalı” diye konuştu.
Sağlam, ayrıca, “TL’nin değer kaybı demek, sabit ücretinizle her gün daha az ihtiyacınızı karşılayacak bir duruma gelmeniz demektir. Bunun dışında artan kurlarla döviz borcu yüksek işletmelerin iyice zora gireceği, batık şirket sayısının artacağını, bunun bankacılık sistemini zora sokacağını, doğrudan işsizliği artıran bir unsur olduğunu da sayabiliriz. Bunlar ilk akla gelen unsurlar; sürekli artan kurlar ve yüksek enflasyon başta dar ve sabit gelirli geniş kesim olmak üzere, tüm toplumu etkileyen, moral değerleri bile erozyona uğratan çok önemli bir sorun. Türkiye’yi yönetenler hatalarından hiç ders almayarak, sürekli olarak aynı hatayı tekrarlayarak, ekonomiyi ve halkı zora sokmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
ÖZGENTÜRK: “BU DEĞİŞİKLİĞİN HANGİ KRİTERLERE GÖRE YAPILDIĞINI ÇÖZMEK İMKANSIZ
Merkez Bankası’ndaki son gelişmeleri değerlendiren Cumhuriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Jale Özgentürk, “Türkiye gibi ekonomisi kriz üreten bir ülkede Merkez Bankası gibi ekonomik politikaların temelini, yönünü belirleyen bir kurumda başkan ve yönetim değişikliği ciddi önem taşır. Piyasa oyuncuları daha üçüncü kez başkan değişikliğini sindirmeye çalışırken üzerine bir de başkan yardımcısı değişikliği ile karşılaştılar. AKP'nin böylesine hassas bir kurumda, başkanı istediği gibi değiştirdiği ortamda, başkan yardımcısını hangi kriterlere göre değiştirdiğini çözebilmek imkansız” dedi.
YENİ ATAMA KARARI ABD'YE MESAJ MI?
Yeni başkan yardımcısı Mustafa Duman'ın Morgan Stanley Türkiye Direktörü olmasının bazı yorumların yapılmasına neden olduğunu belirten Özgentürk, “Morgan Stanley ABD'nin küresel bir yatırım bankası. New York merkezli bankadan bir yönetici atanmasının ABD'le bir mesaj olduğu kulislerde söylenenler arasında” diye konuştu.
“ATAMANIN ETKİSİYLE DÖVİZ KURU YÜZDE 2’DEN FAZLA DEĞER KAYBETTİ”
Son atamanın döviz kuruna etkisini yorumlayan Özgentürk, “Yaratılan belirsizlik nedeniyle döviz kuru zaten sakinleşemedi. Bir yandan dünyada da sıkıntılı günler yaşanıyor. Bu atamanın da etkisi ile döviz kuru yüzde 2'den fazla değer kaybetti. Dolar 8.47'yi gördü. Ancak bu atama da güvensizliği arttıran adımlardan biri oluyor” dedi.
“FAİZ KARŞITI BİR İSMİN BAŞKANLIĞA GETİRİLMESİ GÜVENİ SARSTI”
Merkez Bankası politikalarının ekonomiye güvenin ve istikrarın temelini oluşturduğunu söyleyen Özgentürk, “Başkan değişikliği ile hem yöntem olarak hem de faiz karşıtı bir ismin seçilmesi sonucu güven sarsıldı. Başkan Şahap Kavcıoğlu sık sık faiz indirmeyeceğini açıklasa da algı bozuldu. Merkez Bankası'nın güven kazanması biraz zor olacak. Bu da yabancı yatırımcıların Türkiye'yi terk etmesinin devam etmesine, risk algısının içerde de sürmesine neden olacak” sözlerini kullandı.
“TÜSİAD, TÜRKİYE’NİN KENDİ KENDİNE KRİZLER YARATMASINDAN MEMNUN DEĞİL”
Son olarak TÜSİAD’ın ekonominin gidişatına yönelik sert eleştiriler içeren açıklamasına değinen Özgentürk, “TÜSİAD zaten bir ekonomik kriz yaşayan ve yapısal sorunları bulunan Türkiye'nin kendi kendine krizler yaratmasından memnun değil. TÜSİAD üyeleri Türkiye'nin en büyük şirketlerini bir araya getiriyor ve dünyayı yakından izliyorlar. Dünya artık yeni bir döneme girdi. Dijital devrim yapay zeka dönemindeyiz. Bildiğimiz birçok meslek yok oluyor, yerini yenileri alıyor. Türkiye'nin dünya ekonomisinde varlığını sürdürmesi ancak bu dönemi yakından takip etmesine bağlı. Oysa Türkiye, dış kaynağa ihtiyacı olan ve tasarruf sorunu yaşayan bir ülke. Bu döneme uyum için yatırım gerekiyor. Yatırım için ise dış kaynağa ihtiyaç var. TÜSİAD eski dönemlere nazaran daha mutedil bir dille, hükümetten belirsizlik politikalarına son vermesini istikrar ve güvene önem vermesini istedi” ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —