Tarih: 13.05.2024 21:19

EKONOMİ UZMANLARI, 'KAMUDA TASARRUF VE VERİMLİLİK PAKETİ'Nİ DEĞERLENDİRDİ: "ENFLASYONLA ÖZDE DEĞİL SÖZDE MÜCADELE PAKETİ"

Facebook Twitter Linked-in

KADİR DEVİR

ANKARA - İktisatçı ve ekonomistler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendirdi. Prof. Dr. Şenol Babuşçu, “Derde deva bir paket değil. Enflasyonla özde değil sözde mücadele paketi” derken; Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, “Günü kurtarmaya yönelik alınan kararlar bunlar. Yapısal bütçe açığını kapatmak için özel hastaneler ve köprülerle ilgili sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesini bekliyorduk” ifadesini kullandı. Ekonomist Nesrin Nas ise “Aslında olması gereken şeyleri, bizim önümüze tasarruf önlemleri diye koydular” diye konuştu.

İktisat ve ekonomi uzmanları uzmanları, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni yorumladı. İktisatçı Prof.Dr.Şenol Babuşçu ‘Enflasyonla özde değil sözde mücadele paketi” diyerek paket içeriğini hakkında şunları söyledi:

"Bu paketle beklenenlerin gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum. Gerçekleşse bile, hükümetin hazırlatıp mecliste onaylattığı 2024 bütçe açığı 2.7 trilyon tasarruf paketi ise 100 milyar. 2.7 trilyon açığının 27’de 1’ini karşılanmış oluyor. Bütçe giderleri 11.1 trilyon. Bu paket 100 milyarlık bir paket bütçe giderlerinin binde yüzde 9’unu oluşturuyor. Binde 9 tasarruf yapsanız ne olacak. Giderler yüzde 1 bile azalmış olmuyor. Onun için bu derde deva bir paket değil. Böyle bir tasarrufunda en az 500 milyar veya 1 trilyonun ortaya çıkmış olması lazım ki enflasyona etkisi olsun, bütçe açığına etkisi olsun, ekonomiye etkisi olsun. Enflasyonla özde değil sözde mücadele paketi".

''BU KARARLAR SONRASI YOKSULLAŞMA DAHA ÇOK ARTACAK''

İktisatçı Prof.Dr. Ömer Faruk Çolak, paketin beklenen tedbirlerden uzak olduğunu, günü kurtarmaya yönelik kararlar alındığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Günü kurtarmaya yönelik alınan kararlar bunlar. Yapısal bütçe açığını kapatmak için özel hastaneler ve köprülerle ilgili sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesini bekliyorduk. O büyük inşaat, köprü, maden ihalelerini alan firmalarla ilgili kurumlar vergisinde bir değişiklik olacak mı? Tabii ki hükümetin temelde şöyle bir bakış açısı var, para politikasında da öyle herkesi homojen kabul ediyor. Sıradan yurttaş Ahmet’le büyük bir holdingin yöneticisini bir kabul ediyor. Bu bir hata, sonuçta bir kilo peynir aldığında aylık geliri 100 bin lira olan da KDV veriyor aylık geliri asgari ücret olan da. Burada heterojen davranması lazım. Açıkçası Sayın Şimşek’in programı sadece sermaye sınıfına dokunmadan geniş halk kitlelerine işçi, çalışan sınıfına dokunarak bu işi çözmek. Örneğin kamudaki harcamaları durdurmakla ilgili servisleri ortadan kaldırmak zaten kaç tane kurumun servisi var ki o da Ankara’da var. Çok az ilde kamu çalışanına servis var. Bunlarla açıkçası o bütçe açığı kapanmaz onun yerine şu yapılabilirdi; Bakan yardımcılıklarını kaldırıp eskisi gibi müsteşarlık getirebilir ve diyebilirdi ki sadece bakanların altında araba olacak. Arabayı burada çok ayyuka çıktığı için söylüyorum. Bu olmadı kurumsal bir düzenleme yok burada. Sadece iki yerden üç yerden kısıp bunu kapatacağız emekli olanların yerine memur alınması 2008’de vardı yeni bir önlem değil.

Kamuda çalışan sayısı nüfusa göre çok fazla değil. Bu kararlar sonrası yoksullaşmanın daha çok artacağını, geniş kitlelerin daha da canının acıyacağını düşünüyorum. Kamu İhale Yasası değişebilirdi. Bunlar yapılmadı sadece harcama kısmı ile ilgili. Gelir  kısmıyla ilgili hiçbir şey yok, kurumlar vergisi yok. Bu seneye yama olabilir birkaç yıl için çok fazla işe yarayacak program değil. 3 yıllık bir program, 3 yıl sonra seçim var zaten seçime kadar şu işi idare edelim sonra bakalım. Bir yıllık harcamalar engellenerek kısmi bir bütçe dengesi sağlanmaya çalışılıyor. Kısmi olduğu için çok fazla işe yaramayacak”

"PAKET İÇİNDE ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLERİ GÖRMÜYORUZ"

Ekonomist Nesrin Nas, paketin ne kadarlık bir tasarruf sağlayacağının açıklanmadığını belirterek, “Kamu İhale Kanunu değişmeden ve ihaleler şeffaf ve denetlenebilir hale gelmeden kamuda tasarruf bir hayaldir’ dedi. Nas, şunları söyledi:

“Yerel seçim sonrasında hepimiz şahit olduk ki, kamu kaynakları müthiş savurganca kullanılmış. Savurganca diyorum çünkü bunların ne kadarının yolsuzluk kapsamında olduğu, ne kadarının gerçekten savurganlık içinde nitelenebileceğini henüz bilmiyoruz. Ama bu tür rejimler böyledir. Yani tüm karar alma süreçlerine tek bir kişiye bağlarsanız ve bütün kamu kaynakları tek bir kişinin elinde toplanır ve o kişinin hiç kimseye hesap vermeden ve de şeffaf olmayan bir biçimde dağıtımını yaparsa ortaya böyle bir sonuç çıkar. O nedenle bugün açıklanan tasarruf önlemleri de aslında olması gereken şeyleri, bizim önümüze tasarruf önlemleri diye koydular. Bunun bütçede 2.7 trilyon liralık bir açık öngörülen bütçede ne kadar bir tasarrufa yol açacağı bir rakam olarak bize verilmedi. Ama tek tek toparladığınız zaman bu açığın neredeyse 27'de 1'i kadar bir yaraya merhem olacak, öyle görünüyor. Şimdi en önemli şey ihmal edilmiş durumda bu pakette. Kamu harcamalarının, savurganlığın daha doğrusu yolsuzluğun kaynağı neredeyse 200 kez değiştirilen ihale kanunudur. Yani bu kanun değişmeden ve ihaleler şeffaf ve denetlenebilir hale gelmeden kamuda tasarruf bir hayaldir. Ancak bu paket içinde çok önemli şeyleri görmüyoruz. İşte mesela ihale kanununun değiştirileceği yolunda en ufacık bir ima bile yok. İkincisi, kamu üzerinde çok büyük bir yük oluşturan kamu-özel iş birliği de ilişkin de herhangi bir şey yok. Yani 1 milyar dolarlık köprüye 15 milyar dolar ödeme yaptığınız bir sistemde bu tür bir tasarrufla işte enflasyonla falan mücadele edemezsiniz. İkincisi, Cumhurbaşkanlığı harcamaları kapsam dışı. Şimdi kural koyanın kendisini kurallı dışında bıraktığı bir sistemde, kimseyi bunu ikna edemezsiniz, tasarruf olacağı yolunda ikna edemezsiniz. Yani burada bir yasak savma babından bir iş yapılmış ve sanki işte kamuoyuna biz bu işi ciddiye alıyoruz, mesajı verilmek istemiş. Ancak kamuoyunun bütün yükünün üzerine bindirildiği kamuoyunun buna pek ikna olacağı kanısında değilim. Aslında merkezi yönetim hiçbir şekilde kendini sıkıntıya koymadan, işin ağırlığını vatandaşlara ve yerele kaydırarak bu işi çözmeye çalışmış. Ama birtakım önlemler var, yeni araç alımı olmayacak, yeni bina kiralanmayacak vs. bunlar da başta belirttiğim gibi toplam bütçe açığını azaltma yönünden ne kadar katkıda bulunacağı belli değil."

SOSYAL MEDYADAN ‘TASARRUF PAKETİNE TEPKİLER

İktisatçı ve ekonomistlerin konuyla ilgili sosyal medya paylaşımları ise şöyle:

İktisatçı Mahfi Eğilmez; "Kamu kesimi için hazırlanan tasarruf paketini hızlıca gözden geçirdim. Doğru önlemler var. Bununla birlikte tasarruf önlemleri saray harcamalarını, uçaklarını, konvoylarını, korumalarını kapsamadığı sürece fazlaca işe yaramaz. Koyanların uymadığı kurallara kimse uymaz."

İktisatçı Yalçın Karatepe; " Bilin bakalım ne yok? Kamu İhale Kanunu’nu değiştirerek ihaleleri rekabetçi yapacak düzenleme yok, KÖİ kapsamında döviz üzerinden yapılan garanti ödemelerin indirilmesi yok…”

Finansal piyasalar yöneticisi İris Cibre; "Aslında, hep olması gerekeni, Tasarruf Paketi olarak açıkladılar. Olması gerekeni 3 yıl yani seçime kadar sürdürecekler. Nedir, her zaman olması gereken? Lüks araç alımı, lüks bina ve eşyalar. Yüksek ve çoklu maaşlar. Gereksiz lüks temsiller. Fazla sayıda personel. Gereksiz enerji tüketimi gibi kalemler zaten var olmamalıydı. Kulağımıza fısıldanan 100 milyar TL. Fakat, açıklanan bir rakam olmadı. Ne kadar tasarruf edilecek? Etkisi ne olacak? Bilmiyoruz Peki ya KÖİ'ler? 5 MLR USD. Peki ya saray harcamaları? 170 MİO USD"

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —