Türkiye’de artan enflasyon nedeniyle yurttaşlar parasının değerini korumak için yatırımlara yöneldi. Bu durum ise aç gözlü dolandırıcıları harekete geçirdi.
Barış Pehlivan’ın Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yazdıklarına göre, ABD’de devlet garantili bin 300 dolar kira getirili ilanlar Türkiye’de sosyal medya ve haber siteleri aracılığıyla dolaşıma sokuldu. İlanlara inan yurttaşlar ise dolarla ek gelir kapısı açmak için ABD’den ev satın aldı.
Ancak satın alınan evlerin harabe olduğu içinde kimsenin yaşamadığı ve pazarlama işini yapan Cengiz Bayırlı’nın ise Türkiye’de dolandırıcılık suçundan aranması olduğu ortaya çıktı. Üstelik bu tuzağa düşenler doktor, mühendis Harp Okulu mezunu TYH pilotları gibi eğitim düzeyi yüksek kimseler.
İşte Pehlivan’ın yazısı:
Türkiye’de ev alacağınıza, yarı fiyatından da ucuza ABD’den alın. O ev ki ABD’de çok merkezi bir lokasyonda yer alsın. Bu yatırımınızla ayda 1300 dolar devlet garantili kira geliriniz olsun.
Güzel teklif değil mi?
Doktorundan mühendisine, ekonomistinden hukukçusuna…
Ve dahası çoğunluğu Harp Okulu mezunu THY pilotlarına kadar 82 kişi “güzel” dedi.
Öyle ya, Türkiye’nin en bilinen medya kuruluşlarındaki en ünlü gazeteciler bile bu yatırım fikrini övüyordu. Lakin meselenin perde arkasında büyük bir oyun oynanıyordu.
Anlatayım.
Miami’de yaşayan Cengiz Bayırlı adlı kişinin PIUSA adlı bir şirketi vardı. Bayırlı, özellikle ABD’nin Maryland eyaletinin Baltimore şehrindeki evleri Türk yatırımcılara pazarlamaya çalışıyordu. Evlerin reklamı için Türk ve Amerikan yayın organlarını, keza sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyordu. Yetmiyor, kendisini de “Ali Sabancı’nın kuzeni” olarak tanıtıyordu.
Her şey o kadar kolaydı ki.
Paranızı yatırıp, koltuğunuzdan bile kalkmadan düzenli kira getiren ABD’deki bir evin sahibi olabilirdiniz. Hem her şey de yasal görünüyordu. Öyle ki… Evlerin fotoğraflarından tapu kayıtlarına, noter belgelerinden referanslara kadar her şey “garanti” altındaydı.
Bir de benzer yollarla ev satın alıp, ABD’den dolar üzerinden kirası yatan yakın dostların hikâyelerini duydukça kaçırmak istemiyordunuz bu fırsatı.
Onlarca Türk işte bu yolla ABD’deki 300’den fazla mülkü satın alıp PIUSA adlı şirkete 6 buçuk milyon dolardan fazla para ödemişti.
Lakin gün geldi.
ABD’den her ay gelen kiralar yatmamaya başladı. Ev sahipleri bu durumu şirkete sorunca da “Türkiye’nin kara listeye girmesi nedeniyle ödeme konusunda bankalarla problem yaşandığı” cevabını alıyordu.
Gel zaman git zaman…
Bir THY pilotu, evini gözleriyle görmek ve kiracısıyla tanışmak için ABD’ye gitti. İşte o an şoke oldu. Zira, tapusundaki adreste bir çöp ev vardı. Haliyle o harabede kimse de yaşamıyordu.
Anlaşıldı ki aslında herkes kandırılmıştı. Ponzi adı verilen dolandırıcılık sistemiyle, yaşanmayacak evler değerinden çok daha fazlasına Türklere satılıp, kiralanmış gibi gösterildi. Sonunda…
Mağdurların çoğu birleşti ve hem Cengiz Bayırlı hem de onun Türk ve ABD ayağındaki ortakları hakkında suç duyurusunda bulundu. Zaman içinde öğrendiler ki Bayırlı hakkında Türkiye’de “dolandırıcılık” suçundan yakalama emri dahi vardı.
Gelin görün ki…
Bayırlı halen aynı işine yine Türkiye üzerinden devam ediyor. Sosyal medya hesapları, haber linkleri, sunumlar değişse de benzer suçlamalara konu olacak sistem yine çalışıyor.
Bakalım, tüm birikimlerini bir garip hayale kaptıran onlarca yüksek eğitimli insanın mağduriyetini Türk yargısı giderebilecek mi? İzleyeceğim.