Hutbede açık ve dar giyinmenin ise aile kurumuna yapılan bir saldırı olduğu savunuldu.Bütçesiyle birçok kamu kurumunu gerdide bırakan, ölçüsüz harcamalarıyla Türkiye'nin en tartışmalı kurumlarından birisi haline gelen Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki cuma hutbesinde "dövme yaptırmak, estetik operasyon geçirmek ve dar kıyafet giymeyi" konu edindi.
Mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği ve giyim sektörü ile bazı medya çevrelerinin, "özgürlük" ve "çağdaşlık" adı altında"çıplaklığı" özendirdiği iddia edilen hutbede estetik operasyonlar ise "şeytanın oyununa gelmek" olarak nitelendirildi.Hutbede bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamların da "aile kurumuna yapılan bir saldırı" olduğu savunuldu.
Hutbede, özetle şu ifadeler yer aldı:
"Maalesef, mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Bu anlayış, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgemiştir. Oysaki insanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever.”4 buyurmaktadır. Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır."
"Tıbbi bir zorunluluk olmadan sadece beğenilmek ve özenti uğruna vücut organlarının yapısını değiştirmek, estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir, günahtır."
"Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir. Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur."
10746,98%0,04
40,65% 0,04
46,89% 0,88
4379,59% 1,87
7018,29% 1,30