Tarih: 10.11.2022 15:44

DİSK GENEL BAŞKANI ÇERKEZOĞLU: “TÜRKİYE TOPLUMU ARTIK ÜCRETLİLER TOPLUMU HALİNE GELDİ"

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Bilecik’te; "Asgari ücret dediğimizde ortalama ücreti konuşuyoruz, çünkü Türkiye toplumu artık bir ücretliler toplumu haline geldi. 70’lerin, 60’ların Türkiye’sinde değiliz. Bugün Türkiye toplumunun dörtte üçü ücretli çalışıyor ve ücreti ile hayatını kazanıyor” dedi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu DİSK Tekstil İşçileri Sendikası, Cam Keramik İş Sendikası ve Gıda İş Sendikası’nın Bilecik’teki binasının açılışına katıldı. Çerkezoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"EMEĞİN KAYBETTİĞİNİ SERMAYE KAZANIYOR"

"Bugün hem bir taraftan Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılını tartıştığımız bir dönemde böylesine anlamlı bir günde Bilecik’teyiz. Gerçekten Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birisinin içinden geçiyoruz. Ekonomik kriz, pandemiyle birlikte daha da ağırlaşan bir süreç. Bugün Türkiye tarihinin, Cumhuriyet tarihinin belki eşi benzeri görülmemiş bir bölüşüm krizini yaşadığımız bir süreçteyiz. Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz hep de övünüyorlar ya, ‘Türkiye şu kadar büyüdü, bu kadar büyüdü’, en son 2’nci çeyrek rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi 7.6 büyümüş. Ama bu büyümeden işçi sınıfı, emekçiler, emekliler kamu çalışanları payını alamıyor. Emeğin, toplam ürettiğimiz değerden aldığı pay her geçen gün daha azalıyor. Emeğin kaybettiğini sermaye kazanıyor. Yani bu aslında doğrudan bölüşüme dair, ürettiğimiz değerin bölüşülmesine dair bir tercih.

"BUGÜN İŞSİZLİK RAKAMLARI ÇİFT HANELERE ÇIKTI"

Bunu da biliyoruz ki, şu an yaşadığımız bu tablo, bu yüksek enflasyon, bu hayat pahalılığı, bu işsizlik, bu yoksulluk, işte bugün işsizlik rakamları açıklandı. Çift hanelere çıktı TÜİK rakamlarıyla bile. Bu tablo tesadüf değil. Bu tablo Türkiye’yi 20 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının, onların politikalarının, tercihlerinin bir sonucunu yaşıyoruz ama bunun tam tersi de mümkün. Yani, ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı, emeğin ürettiğimiz değerden hak ettiği payı aldığı, ücretlilerin insanca yaşayacak bir düzeye çıkartıldığı, bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının altındaki bir asgari ücrete milyonların mahkum edildiği bu Türkiye’yi tamamen tersine çevirmek ve hakça bölüşmek mümkün.

"OLAĞANÜSTÜ DERECEDE GERİLEYEN BİR ASGARİ ÜCRET VAR"

Asgari ücretin durumuna baktığımızda yıllar içerisinde alım gücü olarak olağanüstü derecede gerileyen bir asgari ücret var. Reel olarak geriliyor, rakam olarak artıyor. Asgari ücreti konuşurken biz Türkiye’de sembolik bir ücreti konuşmuyoruz. Asgari ücret dediğimizde ortalama ücreti konuşuyoruz çünkü Türkiye toplumu artık bir ücretliler toplumu haline geldi. 70’lerin, 60’ların Türkiye’sinde değiliz. Bugün Türkiye toplumunun dörtte üçü ücretli çalışıyor ve ücreti ile hayatını kazanıyor. Dolayısıyla böylesi bir toplumda asgari ücretin ortalama bir ücret olduğu, çalışanların yarsından fazlasının asgari ücret ve civarında bir ücret ile çalıştığını bilelim. O nedenle asgari ücret son derece önemli. Avrupa ülkelerindeki gibi sembolik bir ücret değil. Oralarda asgari ücret ile çalışanların oranı yüzde 2’dir, 3’tür, 5’tir en fazla. Bizde yüzde 50’nin üzerinde. Bütün bu süreçte asgari ücrete yapılan artışlar diğer ücretlere de aynı oranda artış yapılmadığı için Türkiye daha fazla bir asgari ücretliler toplumu haline geldi. Asgari ücretin durumuna baktığımızda yıllar içerisinde alım gücü olarak olağanüstü derecede gerileyen bir asgari ücret var. Reel olarak geriliyor, rakam olarak artıyor, bu yıl ilk defa bizim mücadelemiz ile temmuzda yeniden revize etmek zorunluluğunda kaldılar. Ama alım gücü anlamında asgari ücret olağanüstü derecede geriledi.

 "TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TOPLAM BİR İYİLEŞME ŞARTTIR"

Tabi Türkiye bir seçime gittiği için asgari ücret rakamları biraz havalarda uçuşmaya başladı. Ama bizim bu noktada söylediğimiz DİSK-AR’ın zaten araştırmaları ile önümüzdeki ayın başında, aralık başında kamuoyu ile paylaşacağız. Asgari ücretin yıllar içerisindeki kaybının giderildiği, büyümeden, milli gelir artışından payını alan ve en azından bir evde 2 kişi çalıştığı zaman bu eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesini sağlayacak bir asgari ücret belirlenmelidir. Diğer taraftan asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesini ortadan kaldıracak biraz önce ifade ettiğim sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Üçüncüsü de Türkiye ekonomisinde toplam bir iyileşme şarttır. Bu kadar yüksek bir enflasyon sarmalının içine girdiğimiz bir süreçte asgari ücretin ve bütün ücretlerin alım gücünü korumak mümkün olmaz. O nedenle Türkiye ekonomisinin temel rotasının değişmesi lazım. Bu rota ne yıllardır? Türk lirasının değersizleştirilmesi ve emeğin ucuzlatılması üzerine kurulu bir büyüme politikası izleniyor. Bunun değişmesi lazım. Yani üretime dayalı ekonomi politika kalıcı, güvenceli bir istihdam yaratacak ve ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı bir ücret politikası, adaletli bir vergi sistemi ancak böylelikle asgari ücret ve bütün ücretlerin insanca bir seviyeye çıkartılması mümkün olacaktır."

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —