"Şebnem Hoca'nın siyasi ve yargısal linç operasyonuna açık hale getirilmesinde ordunun ve militarizmin kutsallığına iman etmiş muhalif tayfa da iktidar kadar sorumludur" diyen Demirtaş, "Silaha, şiddete hep birlikte karşı çıkalım, barışı savunalım ama kimse bize postal yalayıcılığını demokratlık diye yutturmaya da kalkmasın" ifadelerini kullandı.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın PKK'ye yönelik Irak'ın kuzeyinde yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin açıklamasının ardından iktidar tarafından hedef gösterilerek tutuklanmasına tepki gösterdi.
"Şebnem Hoca'nın siyasi ve yargısal linç operasyonuna açık hale getirilmesinde ordunun ve militarizmin kutsallığına iman etmiş muhalif tayfa da iktidar kadar sorumludur" ifadeleriyle muhalefeti eleştiren Demirtaş, "Toz kondurmadığınız ordu 1960'ta, 71'de, 80'de, 28 Şubat'ta en ağır anayasal suç olan darbeyi bizzat yaptı desem beni de tutuklar mısınız? Roboski'de 34 Kürt sivili savaş uçaklarıyla bombaladı desem?!" dedi.
Kimyasal silah iddialarının araştırılması için bölgeye bağımsız bir heyet gönderilmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
'MİLİTARİST KAFALARINIZI SİVİLLEŞTİREREK İŞE BAŞLAYIN'
"Özgür tartışma ortamının yokluğu sadece AKP-MHP'nin baskısıyla ortaya çıkmadı. Şebnem Hoca'nın siyasi ve yargısal linç operasyonuna açık hale getirilmesinde ordunun ve militarizmin kutsallığına iman etmiş muhalif tayfa da iktidar kadar sorumludur.
Yapılması gereken tek özgüvenli şey, bölgeye bağımsız bir heyet gönderip iftira dediğiniz şeyin tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarılmasıydı. Şebnem Hoca'yı hapse atınca kimyasal silah tartışmasını tüm dünyaya duyurmuş oldunuz. Allah size akıl fikir versin.
Toz kondurmadığınız ordu 1960'ta, 71'de, 80'de, 28 Şubat'ta en ağır anayasal suç olan darbeyi bizzat yaptı desem beni de tutuklar mısınız? Roboski'de 34 Kürt sivili savaş uçaklarıyla bombaladı desem?!
TBMM resmi komisyon raporlarına göre 1990-97 arasında üç binden fazla Kürt köyünü zorla boşaltıp çoğunu yaktı desem? Peki ya PKK militanlarının kulaklarını kesip koleksiyon yaptılar desem? Kürt köylülerine dışkı yedirdiler desem "terör" propagandası olur mu?
Tamam silaha, şiddete hep birlikte karşı çıkalım, barışı savunalım ama kimse bize postal yalayıcılığını demokratlık diye yutturmaya da kalkmasın.
Değişim olacaksa önce militarist kafalarınızı sivilleștirerek işe başlayın, Şebnem Hoca'ya saldırarak değil, onu hapse atarak değil"
