Deprem bölgesinde sürdürülen yerinde dönüşüm projesinin yurttaşlara bazı külfetler getirdiğini ifade eden Nermin Yıldırım Kara, “Bilindiği üzere deprem bölgesinde 750 bin hibe ve 750 bin kredi sağlanarak bir yerinde dönüşüm projesi uygulanıyor. Artan inşaat maliyetleri ve içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamın projedeki tarafları çekinceye sevk ettiğini ve süreci sürüncemede bıraktığını belirtmemiz gerekiyor. Buna istinaden; hibe ve kredi imkanının genişletilmesini talep etsek de yine de projeyi temelde fikir olarak doğru buluyoruz. Kentin kendi hafızasını ve dokusunu bozmadan yurttaşlarımızın yerinde sağlıklı konutlara kavuşma imkanı bizim için kıymetli ve bölgede ihtiyacımız olan en önemli gerçeklik de bu. Ancak bugün geldiğimiz noktada; kat karşılığı inşaat sözleşmelerindekinoter masrafları konusunda yurttaşlarımızın büyük sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Bilindiği üzere; 7452 sayılı kanunla çıkartılan ek madde neticesinde yerinde dönüşümde yapılacak olan iş, işlem ve uygulamalarda 7269 sayılı kanunun 42’ nci maddesi kapsamında işlemler vergi, resim ve harçlardan muaf tutulmuştu. Bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yerinde dönüşümle alakalı internet portalları da incelendiğinde bu düzenleme görülebilir. Bu düzenlemeye istinaden yapım işinden sorumlu müteahhit ya da şirketler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan alınan muafiyet yazısıyla noterlere başvuruyorlar. Noterler tarafından harç ve damga vergisi ücretleri talep edilmemesine karşınyaptıkları işlemlereistinaden aldıkları değerli kağıt ücreti, ilgili katma değer vergisi ve bu işlemlere bir de SPK’dan değerleme raporları da eklenince noter makbuzları binlerce liraya ulaşıyor. Ortada veraset ya da benzeri durumlar söz konusu olduğunda sayfa miktarı doğal olarak daha da artıyor. Artan her sayfanın da bir ücret getirdiğini göz önünde bulundurduğumuzda ortaya oldukça büyük masraflar çıkıyor. Şirketler doğal olarak bu masrafları yurttaşlara da yansıtıyor” dedi.
NOTER ÜCRETLERİ HAZİNE TARAFINDAN KARŞILANMALI
Harç ve damga vergisi dışında da ortaya çıkan noter işlem ücretlerinin yurttaşları mağdur ettiğini vurgulayan Hatay Milletvekili, “Getirilen vergi muafiyetlerini olumlu bulmakla beraber deprem bölgesinin ve özellikle Hatay’ın ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda; en önemlisi 13 aylık bir sürecin sonunda, ortada yerinde dönüşüm projesine ilişkin elle tutulur, gözle görülür bir emsalin bulunmayışı, sürecin gittikçe uzaması ve kanun koyucu tarafından düzenlenen prosedürler yerinde dönüşümü sekteye uğratıyor. Eğer projenin hızlı bir şekilde ilerletilmesi ve konutların deprem bölgesinde yükselmesi isteniyorsa bu masrafı devlet sorumluluk alarak karşılamalı. Sırf bu ücretlerden dolayı sürecin uzaması tüm kente zarar verir. 13 aylık bir süreyi geride bırakıyoruz ve Hatay’da yurttaşlarımız hala konteynerkentlere mahkum edilmiş durumdalar. Bir an önce hayatın normal akışına dönmesi ve yurttaşlarımızın en az maliyetle sağlıklı konutlara kavuşabilmesi için sosyal devlet ilkesinin getirdiği yükümlülükler hayata geçirilmelidir.” dedi.
