Saat 20.30'da başlayan büyük buluşma öncesi Şişli Belediyesi'nde geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı.CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Şişli Belediyesi önünde toplanan on binlerce vatandaşa hitap etti.
Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Emrah başkanımıza, Ekrem Başkanımıza karşı 19 mart sabahı girişilen darbeye, Saraçhane'de 7 gün direnen o darbeye Maltepe meydanında en büyük demokrasi tokadını indiren, İstanbul ve Şişli'nin iradesini savunan başkanlarına sahip çıkan demokrasi kahramanları hoş geldiniz.
"BİZ BURADA MİTİNG YAPMIYORUZ EYLEM YAPIYORUZ"
Ey cuntanın başkanı Erdoğan, duyuyor musun Şişli'yi? Sizler, bu ülkede hakim kılınmaya çalışılan korku iklimini... Tehdit ettiler korkmadınız, üstünüze yürüdüler, bir adım geri adım atmadınız. Etrafı bariyerlerle çevirdiler asla arkasında kalmadınız. Saraçhane'de 7 gece 81 ilimizde o ilin en büyük caddelerinde , meydanlarından direndiniz. Maltepe'de 2.2 milyon oldunuz sel gibi aktınız. Bugün direnmek üzere artık Şişli'desiniz.
Kimse şaşırmasın. Biz burada miting yapmıyoruz. Sığmadık, dolduk taştık ama biz burada bir otoritere karşı eylem yapıyoruz. Biz buraya ses çıkarmaya, itiraz etmeye, elbette direnmeye ama cümle alem bilsin i sonuç almaya geldik. Ve biz sonuç almadan durmayacağız. O kayyım, o darbecilerin, cuntacıların Şişli'ye gönderdiği kayyım, cuntanın temsilcisi gitmeden durmayacağız. Hiçbirimiz Ekrem başkanımızı almadan ve çok korkuyor ama buradan bir daha hatırlamıyorum, Ekrem başkanı Cumhurbaşkanı adayı yapmadan durmayacağız.
"SEN KİM, İSMET PAŞA'YA LAF SÖYLEMEK KİM"
Bugün sandıkla, demokrasiyle gelen ancak işine gelmeyince ayrılmak istemeyen birisi bu partinin ikinci genel başkanına, bu ülkenin ikinci cumhurbaşkanına, Lozan'da Sevr'i yırtıp atan, yedi cihana bizim tapu senedimiz kabul ettiren, hem savaş meydanında batı cephesinin komutanı, hem Türkiye demokrasisinin perçinleyen, yenilip de gitmeyi bilen İsmet Paşa'ya dil uzatan Erdoğan'a sesleniyorum. Sen kim, İsmet Paşa'ya laf söylemek kim! Demokrasi kim, sen kim! Haddini bil tek adam, haddini bil cuntacı, haddini bil!
"ERDOĞAN'IN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKANDAN BAKAN OLAMAZ"
Bunlar Türkiye'de parlamenter sistemden gelen bir gelenekle bunlara bakan deniyor, bakan diyorlar. Oysa bakan dediğin seçilmiş adamdır. Bakan dediğin seçilmiş kadındır. Bakan dediğin milletten güç alır, milletin işine bakar. Erdoğan'ın gözünün içine bakandan, Erdoğan'ın dolma kaleminin mürekkebinden akandan, gücü milletten almayandan Bakan olamaz. Olsa olsa, olsa olsa bu Amerika'daki Trump'ın bakanları gibi olur. Onların da adı sekreterdir. Sekretersiniz siz! Sekretersiniz!
Bundan sonra Dışişleri Sekreterine de, İçişleri Sekreterine de, Tayyip'in atadığı, Tayyip Erdoğan'ın atadığı bütün sekreterlerine de bakan değil, sekreter olarak muamele edeceğiz.
“SEÇİLMEDİĞİ BİR KOLTUKTA ATANMIŞ OLARAK OTURUYOR”
Bugün işgal altındaki Şişli Belediyemizin oradayız. Maalesef cunta başının atadığı bir cunta temsilcisi, bugün 31 Mart’ta yüzde 67 oyla seçilen Emrah Şahan Başkanımızın yerine, seçilmediği bir koltukta atanmış olarak oturuyor. Tarihinin en yüksek oyunu aldığı, 10 Şişlili’den yedisinin oyunu almayı başardığı bir dönemde, 350 günde 150 projeyi tamamlayan, ranta geçit vermeyen, Emrah Şahan Başkanımızın yeniden bu belediyeye gelmesini, koltuğuna oturmasını görene kadar bize durmak yok, mücadeleye devam edeceğiz.
Burada, bu tarafta 10 binler, bu tarafta 10 binler. Otobüsün hemen arkasında çok sayıda belediye başkanı var, maalesef altı tanesi de Silivri zindanlarında. Ve Ekrem Başkan’a sürmeye çalıştıkları leke terörle işbirliği, terör örgütüyle işbirliği ve bunu Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’e de bu iftirayı atıyorlar. Buradan bir kez daha söylemek isterim ki terör suçlaması; seçilmediği, kazanamadığı belediyeye kayyım atamak için uydurulmuş bir yalandan, bir dalavereden başka bir şey değildir.
Hani ‘Turpun büyüğü heybede’ diyordu ya, ‘turp’ dediği, Tayyip’in Uydurduğu Rezilce Palavraların baş harfidir. Ve burada dediği şudur: Soruyor, kent uzlaşısı yapmak yoluyla, batıdaki Kürtlerin belediye kazanamayacakları ilçelerde ve illerde, belediye meclislerine koyarak yönetimde söz sahibi yapma suçundan, bakın buna DEM, ‘kent uzlaşısı’ diyor, biz DEM’le olan kent uzlaşısını AK Parti, MHP, İYİ Parti, bir başka partide siyaset yapmış, adayı olmayan, CHP listelerine geldiğinde katkı verecek kişilerle yapınca o kentin ittifakı diyoruz, Türkiye İttifakı diyoruz. Şimdi buradan bütün savcılara söylüyorum.
Bakın burada belediye başkan vekili olan arkadaşlarımız var, Şişli’de kayyım olarak oturan bir kişi var, ilçe başkanı var. Bu kardeşiniz, Özgür Özel… Kent uzlaşısı denen meselede, devletten temiz kağıdı almış, hiçbir sabıkası olmayan, aday olmasında devlet güvencesi olan ve yaşadığı kentteki Kürtlerin, Kürt demokratların oylarını getirebilecek kişileri belediye meclis listelerine yazmak bir suçsa, o suçun sahibi burada. Özgür Özel. Bir başkasını arama. Belediye başkanlarımızın değil. Resul Emrah Şahan’ın listesinde ya da bir başka belediyenin listesinde bir Kürt demokrat varsa, Kürt’e verdiğimiz kıymettendir, onlara duyduğumuz saygıdandır. Sen Kürt’ü oyu sana verince makbul Kürt, oyu CHP’ye verince terörist olarak nitelendiriyorsan, sen sahtekarsın, ikiyüzlüsün.
“BU İKİYÜZLÜLÜKLE ÇÖZÜM OLUR MU?”
Şimdi bunlar Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş. Türkiye’ye barış getireceklermiş. ‘Terörsüz Türkiye’ yapacaklarmış. Bu samimiyetsizlikle, bu ikiyüzlülükle çözüm olur mu? Sahtekarlar. Çözüm olur mu? Çözüm, Kürt ile Türk’ü kardeş bilmekle olur, eşit bilmekle olur. Laz’ı, Çerkes’i, Pomak’ı birbirinden ayırmamakla, Alevi ile Sünni’yi birlikte kucaklamakla olur. Bunu selefi hayalleri olan, sandık yerine padişah gibi kalmak isteyen, halife olmak isteyen bir anlayış yapamaz. Bunu demokratlar yapar. Selefilik hayalleriyle, selefi yaklaşımlarla halefine darbe yapan bir cuntacı Kürt sorununu göremez, çözemez. Bunu çözerse Türkiye’nin kurucu partisi, bugünün birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi çözer. Cumhuriyet Halk Partisi, bu meydanda milliyetçilerle Kürtlerin bir arada demokrasiyi savunmalarından, burada partilerinin sembollerini aynı anda yan yana, kardeşçe yapabilmesinden, bu meydandaki bütün renklerden, gökkuşağı gibi tüm renklerin birbirinin içine ve işine karışmaması için gökkuşağı gibi yan yana durabilen, Türkiye’yi sevenlerden oluşuyor. Bu meydan, Türkiye’nin yarınlarının umududur. Hepinizle gurur duyuyorum.
“HAFTAYA BEYLİKDÜZÜ’NDEYİZ”
Bu meydan, Karadenizliler ile Kürtlerin aynı anda sevebildiği yiğit bir evladına sahip çıkıyor. Onlara, iki yiğide, Silivri’deki tüm yiğitlere bir selam yollamaya hazır mıyız? Silivri’de yatan yiğitlere, aslanlara selam olsun. CHP emeğin partisidir, emekçinin partisidir.
Bugün buradan Emrah Başkan’ı, Ekrem Başkan’ı, iki yiğidi selamladık. Haftaya Beylikdüzü’nün yiğit evladını selamlamaya, Beylikdüzü’ne gitmeye hazır mıyız? Beşiktaş’ın yiğit evladı Rıza Akpolat’a, Esenyurt’un yiğit evladı Ahmet Özer’e, her birine ayrı ayrı sahip çıkmaya, her Çarşamba 20.30’da kimselere randevu vermeyip, meydanlarda olmaya hazır mıyız? O zaman bekle bizi İstanbul. Elbette bunun bir de Sarıyer’i olacak. Sarıyer’de NTV’ye güzel bir sürprizimiz de olacak.
"SİYASET TAYYİP BEY İÇİN SON DERECE KONFORLU BİR ALAN"
Şimdi Türkiye’de siyaset Tayyip Bey için son derece konforlu bir alan. Her istediğini söyleyecek, her istediğini yapacak. Kimse ondan hesap sormayacak ama muhalefet bir şey yapınca oradan vatan haini çıkaracak, terör çıkaracak. Efendim, her rezilliği yapacak. Bu dünyada konuşulmayacak.
Allah için ilk günlerde ‘yolsuzluk, rüşvet’ denince Avrupa bir tedirgin oldu, bir durdu, bir baktı. Biz hem tertemiz arkadaşlarımızı biliyoruz, hem de dosyayı gördükten sonra büyük bir hızla bütün dünyaya Ekrem İmamoğlu’na yapılanın darbe olduğunu, kendisinin halef - selef ilişkisi içinde olacağı mevcut Cumhurbaşkanı tarafından adaylaştırılmamak için 31 yıl önceki diplomanın nasıl iptal edildiğini, beş ayrı davadan 25 yılı, dosyadaki peçete kağıdından farksız bomboş MASAK raporunu ve gizli tanıkları; Meşe, Ladin, Çınar denen odunları anlattık.
“NE AYAKKABI KUTULARI, NE ‘SIFIRLADIN MI PARALARI…’”
Gizli tanık ifadesi ki o bile ‘Gördüm’ diyemiyor, ‘Duydum’ diyor. Bir tek kanıtla desteklenmediğini, ne bir para hareketi, ne daha önce bunun bakanlarının evindeki gibi kutu kutu paralar, ayakkabı kutuları, ne elbise askıları…
Hiçbir şey olmadığını, ne bakan evlatlarının para taşımaları ne kendi evlatları ile ‘Sıfırladın mı babacığım, kime yolladın?’ kısımları gibi hiçbir şey olmadığını bütün dünyaya anlattık. Kürtlerin belediye meclisinden aday gösterilmesinden terör çıkmayacağını anlattık. Ben anlattıkça bana dedi ki, ‘Ne kolay siyaset.’ Bana diyor ki, ‘Türkiye’yi yurtdışına şikayet ediyor.’ O bunu diyecek, Özgür Özel de bundan korkacak, geri çekilecek. Hesaba bak. Ne kolay alışmış.
20’den fazla yabancı kuruluşa, birkaçını söyleyeyim: Reuters’a, Fransız Le Monde’a, Deutsche Welle’ye, İngiliz The Times’a, CNN Türkiye’de vermiyor, CNN International’la bütün dünyaya, Japon Asahi’ye, onun gibi aynı zamanda dünyanın en çok okunan gazetelerinden, finans gazetelerinden Financial Times’a, onun sahibi Japon Nikkei’ye, Der Spiegel’e, Agence France Presse’e, The Guardian’a, bugün son dört tanesi bugün olmak üzere sayfa sayfa röportaj verdim.
Anlatıyorum, anlatacağım. And olsun ki eski ezberlere saplanırsam, onun bana bıraktığı alanda kısıp kalırsam, onun ithamı ile bir adım geri atar, bir santim eğilir, bir kelime eksik konuşursam namerdim. Bundan sonra Tayyip Erdoğan’ın çizdiği hatta değil, sizin önümüzden yürüdüğünüz yolda siyaset var.
“NE GÖTÜRÜYORSUN ETLE TIRNAK OLDUKLARIN GİBİ, BİLMİYORUZ”
Kişi kendinden bilir işi. Hasan Amcamın, bayramda Ekrem Başkan’ın yerine köyüne gittiğim ve elini öptüğüm Hasan Amcamın, Ekrem Başkanımızın biricik emaneti Dilek Hanımın, değerli eşinin adlarına kayıtlı iki eve gidip, mütevazı iki yazlık evine…
Haber vereceksin, kapı açılacak. Oraya neyle gidiyorsun bilmiyoruz. Evde bir şey yok da sen ne götürüyorsun eskiden etle tırnak olduğun FETÖ’cüler gibi? Bilmiyoruz. Ekrem Başkan’ın avukatlarına söylemeden, Dilek Hanıma, Hasan Amcaya haber vermeden, çilingirle mafya gibi, hırsız gibi girip orada arama yaparken olayı duyuyoruz.
Hızla avukatlarımız hareket ediyor. Şimdi evde gidiyorlar. Hazırladıkları basın bülteni. Eş zamanlı, biri Bodrum’da biri Balıkesir’de. Bodrum Çanakkale arasında iki yazlıkta yapılan aramada büyük gizlenmiş kasaların içinde yüklü miktarda, ne oluyor biliyor musunuz? Biz gidip de onu onlara yaptırmayınca tam tamına birinde 10 Euro, 690 dolar, ruhsatlı silaha ait 40 tane mermi buluyorlar. Ve büyük bir kumpas çöküyor. Buradan Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Birileri geçen günlerde büyük bir yanlış yaptı. Dedim ki ‘Kendi anama yapılmış sayarım.’ Bizim kitabımızda aileyle uğraşmak, anaya laf söylemek, eşe laf etmek, çocukla uğraşmak olmaz. Allah rakibin de düşmanın da mertini versin. Böyle namertliklerle kimseyi muhatap etmesin.
"TURPUN BÜYÜĞÜ TRUMP'MIŞ"
Erdoğan, güya bize 'mandacı' diyen, 'Dış güçlere şikayet ediyor' diyen Erdoğan ne yaptı biliyor musunuz? Turp diyor ya... Turpa bizim Manisa'nın M'sini kullanarak 'Trump' yazmış. Turptan Trump çıkardı, turpun büyüğü Trump'mış. 19 Mart darbesini Trump'a sormuş, Ekrem başkanı öyle almış.
"ERDOĞAN VE SEKRETERLERİ TRUMP'IN YENİ 'BİZİM ÇOCUKLARI'"
Bugün soruyorlar cevap vermeden yürüyor. Ne sorulsa laf atan Erdoğan, 'Özgür Özel dedi ki, ABD'ye sormuşsun Ekrem başkanın alınmasını, cevaplamadan kaçtı.
Güya zamanında Ekrem başkana ABD projesi diyenler, CHP'ye dış güçler diyenler, Ekrem başkana operasyon öncesi Trump'a soruyorlar. Kenan Evren'e ABD'liler bizim çocuklar diyorlardı ya Erdoğan ve sekreterleri Trump'ın yeni 'bizim çocukları'.
Trump, 'Gazze'yi yerle bir edeceğiz', 'Burayı tatil köyü yapacağım' diyor. Güya o mücadelelerden geliyoruz diyen Erdoğan, niye dönüp de o Trump'a 'Ey Trump' diyemiyorsun. Kedi gibi oluyorsun, kedi gibi susuyorsun. Çünkü Trump'a ters yapmaya kalkınca Trump buna ne demişti, 'Mal varlığını açıklarım, sesini çıkarma' demişti. Putin'i kızdırdı, 'yaptığınız kaçak petrol ticaretini açıklarım, mal varlığını açıklarım' demişti. Şimdi Erdoğan da susyor, teslim oluyor ve ABD'den icazet alıyor. Buradan bütün Türkiye'ye ilan edrim ki Erdoğan bu tutumuyla hem cuntacıdır, hem de ABD mandasının bir numaralı savunucusudur.
“ALDIĞI HER MEKTUPTA ‘VOLKAN KONAK’ YAZACAK”
Buradan bir, iki şeyi hatırlatalım. Birincisi, Ekrem Başkan büyük bir meydan okuma yapıyor. Resul Emrah Şahan da aynı, içerideki bütün arkadaşlarımız da. Cesaretleri varsa, suçlandığımız soruların yüzümüze sorulacağı, cevapların verileceği mahkemeyi TRT’den yayınlasınlar. Hodri meydan. Bir teşekkür bugün için Şişli örgütümüze, ilçe başkanımıza, ev sahiplikleri için tüm Cumhuriyet Halk Partisi üyelerine, bütün demokratlar adına teşekkür ediyoruz. Çatalca Belediye Başkanı Erhan Güzel burada. Ona da bir teşekkürümüz var. Bakın ne yapmış… Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu var ya… Ben meydanlarda kimseyi yuhlatmam ama bu utanmaz ahlaksızı, bu din adamı görünümündeki şeytanı yuhlayın. Volkan Abi, Volkan Konak öldü ya. Bu çıktı Volkan Konak hakkında olmayacak laflar etti. Volkan Konak’ın hakkında iğrenç şeyler söyledi. Tekrar edip onun kötü sözünü bu güzel ortama taşımayacağım. Dedim ki, ‘Alın görevden.’ ‘Soruşturma açtık.’ Halen daha soruşturuyorlar. Çatalca Belediye Başkanım ne yapmış biliyor musunuz? Bu namussuzun her gün lojmanına gelip çıktığı sokağın adını Volkan Konak Sokağı yapmış. Ama aldığı her mektupta Volkan Konak Sokağı yazacak. Buradan ona diyorum ki ‘Bu Ahmet’i sürecek misiniz, atacak mısınız? Nereye yollarsanız yollayın, Allah’ın izniyle bizim olan bir belediyenin olan yerse o sokağın adını da Volkan Konak koyacağız.’
“7 MİLYON 200 BİN İMZA OLDU”
İmza kampanyası öyle herhangi bir kampanya değil, yeni rakamlar yarından sonra ilan edilir. 7 milyon 200 bin oldu, hep birlikte çalışmalıyız. Bu dünyanın en büyük imza kampanyası. Aynı zamanda dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyu. Tayyip Erdoğan’a seçmenlerin yarısından bir fazlasının imzasıyla ‘Erken seçim istiyorum, seni istemiyorum, aday yanıma, sandık önüme’ diyeceğiz. 28 milyonun üzerinde imzayla, ona tarihin en büyük güvensizlik oyunu vereceğiz.
Biliyorsunuz, parlamentolarda üyelerin yarıdan bir fazlası güvensizlik oyu verirse hükümet düşer. Parlamentodaki milletvekilleri, vekil. Asil olan sizsiniz. Vekil isteyince düşüyor da asil isteyince düşmez mi? Düşmez mi? Bunun için ilçe başkanlıklarımız, il başkanlıklarımız, mahalle temsilciliklerimiz organizeler. Tüm üyelerimiz, ister mail ortamında var, internette var yazdırıp alırsınız. Bir sayfaya 25 imza, her üyeden 100 imza toplamasını bekliyoruz.
"ÇAĞRI MERKEZİ KURDUK. İMZA EVİNİZE KADAR GETİRİLİR"
Bir arama merkezi kurduk, çağrı merkezi. Hem imza toplamak isteyen yardım isteyebilir, ‘Bana yollayın’ diyebilir. Yönlendirme isteyebilir. Hem imza atmak isteyen arayıp en yakın yeri öğrenebilir. Hatta ‘Evime gelin’ diyeceksiniz, imza evinize kadar getirilir. Telefon numarası, canlı yayınlayan canım kanallardan rica edeyim ekrana yazsınlar. 0 312 911 16 00. Arıyorsun, ‘İmzam var’ diyorsun, gelip alıyoruz. ‘İmza atacağım’ diyorsun, evine geliyoruz. Bu kampanya hepinize emanet olsun mu? İmzaları hızla toplayıp Tayyip Bey’i hızla yolluyor muyuz?
“BOYKOTUN BAŞARI ORANI YÜZDE 53”
Bugün takke düştü, yalan göründü, yalanlar ortaya çıktı. Hani gençler geçen Çarşamba ‘Boykot boykot’ dediler, biz de destek verdik ya. Apar topar Anadolu Ajansı'na veri açıklattılar, ‘2 Nisan’da 28 milyar harcandı’ diye. Bir önceki haftanın günlük verileri, hem de Merkez Bankası tarafından, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklandı.
"CHP OLARAK ESNAFA ZARAR VERMEMEYE DİKKAT EDİYORUZ"
Bir önceki hafta günlük 60 milyar kartlı harcama varken, o gün 28’e düşmüş, boykotun başarı oranı yüzde 53. Biz CHP olarak, kırılgan ekonomide özellikle esnafa zarar vermemeye dikkat ediyoruz. ‘boykotyap.org’ bu meydanları görmeyenlerin firmalarını içerir, oraya bakacağız. Üretimden gelen güç önemli olduğu gibi, tüketimden gelen gücü kullanacağız. Bunların alternatiflerine yöneleceğiz. Eğer kafamızı daha fazla bozan olursa, onları da listeye almaktan asla çekinmeyeceğiz. Vay efendim genel boykot yapalım, ‘Sizin gücünüz yok.’ Geçen hafta gençlerin çağrısına bir gün destek verdik, bu ortada. Ha bu meydanları duymayanlar, gücümüzü sınamak isteyenler varsa, biz buradayız, karşınızdayız. Hodri meydan.
“EYLEM YAPMIYORLAR DİYEREK YOZGAT’A HAKSIZLIK YAPANLAR VARDI”
Bu Pazar il mitinglerinin ilki var. Nereden başlıyoruz? Samsun’dan. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilk adımı nerede attıysa, biz de ilk adımı orada atacağız. Ekrem Başkan ilk adımı orada atacak. Ve her hafta, her hafta sonu en az bir kent mitingi, her Çarşamba 20.30’da İstanbul’da bir ilçe mitingi. Hazır mıyız? O zaman her hafta bu kalabalıkla, daha büyük kalabalıklarla sonuç alana kadar, mitinge değil, eyleme gidiyoruz hep beraber.
Bu arada ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ deyip, geçmişte haksızlığa da uğrayan, eylem yapmıyorlar diyerek Yozgat’a haksızlık yapanlar vardı. Yozgatlı çiftçiler muhteşem eylemler yaptılar. Adam çiftçi, yoksul ama eylem yapıyor. Traktör başına 993 lira ceza kesmişler, bütün cezaları üstlendim, hepsi benden. Buradan söylüyorum. Samsun’la başlıyoruz, çok gecikmeden belki de bir sonraki hafta Erdoğan’a gücümüzü Yozgat’tan göstereceğiz, Yozgat’tan. Madem ki Yozgat tarih yazmaya karar vermiş, hep beraber Yozgat’ta olacağız, hep beraber.
“BİZ ERDOĞAN’I GÖTÜRECEĞİZ, DÜNYA ARKAMIZDAN GELECEK”
Dünyada otoriter, popülist liderlerin nasıl geldiğini, bu liderlerin ülkelerine ve dünyaya neler yaptıklarını yazan onlarca kitap var. Ancak bunlardan nasıl kurtulacağını yazan bir tane kitap var. O kitabı da siz yazıyorsunuz, siz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, mazlum milletlere ‘anti-emperyalist mücadele nasıl yapılır?’ örnek olduysa, ilham olduysa, biz Erdoğan’ı götüreceğiz. Bütün dünya arkamızdan gelecek. Onu, sizin gücünüzle yeneceğiz. O kitabı yazanlara selam olsun. Sosyal demokratlara, muhafazakâr demokratlara, milliyetçilere, liberal demokratlara, Kürt demokratlara selam olsun. Alevi’ye, Sünni’ye, tüm kardeşliklere selam olsun. Hepinizi çok seviyorum. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Resul Emre Şahan'ın ardından İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını da paylaştı.
İmamoğlu'nun mesajı ise şöyle:
"Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle çarpan güzel insanlar, benim sevgili hemşehrilerim, merhaba!
Sizler bu güzel şehrin, bu eşsiz ülkenin sahiplerisiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, sizin adınıza kanun çıkarır. Mahkemeler, sizin adınıza karar verir. Muhtardır, belediye başkanıdır, cumhurbaşkanıdır, hiç fark etmez. Yönetici olarak seçtikleriniz, size hizmet etsin diye geçici süreyle yetki verdiğiniz görevlilerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in özü, esası budur. Türkiye Cumhuriyeti, gücünü ve meşruiyetini vatandaşın iradesinden alan bir devlettir. Bu topraklarda devlet ne kadar kutsalsa, vatandaşın iradesi de en az onun kadar kutsaldır. Vatandaşın sandığa attığı oyun kıymeti kalmazsa, bu devletin de bir kıymeti kalmaz.
Onun için, milli iradeyi hiçe saymaya yönelik her türlü girişim, devletimizin varlığını ve itibarını hedef alan bir darbe girişimidir. Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan, yıllarca beraber çalıştığım, çok iyi bir şehir plancısıdır. Onun birikimine, yeteneğine, insanlığına inancım tamdır. Sadece ve sadece halka hizmet etmek tutkusuyla çalıştığına çok yakından şahitlik ettim. Resul Emrah Şahan kardeşimi ve diğer kıymetli ilçe belediye başkanlarımızı hapse atanlar, Esenyurt ve Şişli'ye kayyum atayanlar, Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı yapmasın, cumhurbaşkanı adayı olmasın diye hukuku ayaklar altına alıp her türlü zorbalığı yapanlar, bir darbe girişimi içindedir.
Milletimizin iradesine, devletimizin varlığına ve itibarına saldırıyorlar. Bir daha asla seçim kazanamayacaklarını bilen bir avuç insan, demokrasiye son verip kendilerini devletin sahibi, milletin efendisi ilan etmeye hazırlanıyor. Onlara asla geçit vermeyeceğiz, asla geçit vermeyeceğiz!
Bizler, bu ülkede hukukun ve demokrasinin hâkim olmasını, milletin iradesine saygı gösterilmesini isteyen milyonlarız. Bizler adalet istiyoruz. Yalnız kendimiz için değil, herkes için adalet istiyoruz. Ekonomide, eğitimde, yargıda, sağlıkta, devletin sunduğu tüm imkânlarda adalet istiyoruz. Bu millet, adaletsizliğin acı faturalarını çok ödedi, ödemeye de devam ediyor. Ama bu son bulacak! Milletin demokrasiye sahip çıkmasıyla başlayan bu mücadele, adaletin iktidarını kurana kadar durmayacak. Dalga dalga büyüyeceğiz, birleşe birleşe güçleneceğiz.
Demokrasi ve adalet davamızı, haklılığımızı asla kaybetmeden, içimizdeki adalet duygusundan ödün vermeden kazanacağız. Akşamdan sabaha, bugünden yarına olmayacak ama çok yakında kazanacağız!
Bu gerçeği en iyi bilen, bu gerçekten en çok korkan kişiye sesleniyorum: Saatleri durdurarak zamanın akışını önleyemezsin, üzerini örterek gerçekleri gizleyemezsin, milleti yok sayamazsın! Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin!
Ne yaparsan yap, seçimde karşında Ekrem İmamoğlu olacak!
Hem de bir değil, milyonlarca Ekrem İmamoğlu karşında olacak. Yenileceksin!
"Hak yemem, hakkımı da yedirmem!" diyen milyonlara yenileceksin!
Sevgili kardeşlerim!
Vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz. Sabırsa sabır, gayretse gayret, cesaretse cesaret! Bu haklı davamızı başarıya ulaştırmak için üzerime ne görev düşüyorsa, misli misli fazlasıyla yapacağım.
Silivri'deki hücrem, bu yolun sonundaki güzel günlerin ışığıyla aydınlanıyor. Hep birlikte başaracağız! Bir avuç insana karşı, 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız.
Yolumuz açık olsun, kalın sağlıcakla!
Ekrem İmamoğlu
Silivri 9 No'lu Cezaevi"
RESUL EMRE ŞAHAN'IN MESAJI OKUNDU
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yerine kayyum atanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan'ın mesajını paylaştı.
Şahan'ın mesajı şöyle:
"Sevgili Şişliler, sevgili İstanbullular. Milli Mücadelenin merkezi, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluş mücadelesini başlattığı Şişli'de, yeni bir Kurtuluş ve Özgürlük yürüyüşünün startı için bir araya gelen tüm yurttaşlarımız. Çok yakında sizin kararlılığınız ve Ekrem İmamoğlu ile burada tutsak edilen her bir yoldaşımızın dik duruşu ile yıkacağımız Silivri zindanından hepinize sesleniyorum, merhaba.
106 yıl önce Atatürk, Milli Mücadele'nin planlarını yaparak ilk kez Şişli'den yola çıkmıştı. Bugün Sayın Genel Başkanımız sizinle beraber Şişli'de. Hafta sonu da bu meydandaki on binlerce genç, kadın ve yaş almış kıymetli büyüklerimizle birlikte Samsun'da olacak Genel Başkanımız. Hesap edemedikleri şey, bu ülkenin Cumhuriyeti'ne sahip çıkacak milyonların varlığı ve hepimizin Mustafa Kemal olduğu gerçeğidir. Bugün, Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu'nun erken seçim çağrısıyla başlattığı, bu ülkenin aydınlık yarınları için milletle omuz omuza büyüttüğü kurtuluş mücadelesi adına, bir yurttaş olarak, 5 yaşında bir kız çocuğunun babası ve seçilmiş tutsak bir belediye başkanı olarak yürekten minnettarım.
Aklımızı tutsak edemeyecekler! Bu Silivri'de, bu onurlu yürüyüşün kararlı bir neferi olmaya devam edeceğim. Şişli'den tam 17 gün önce, gizli tanıklar ve utanç verici asılsız iddialarla tutuklanan ve yerine kayyum atanan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Benim tutsaklığım sadece bir detaydır. Asıl mesele, rakipleri Ekrem İmamoğlu'ndan, onun çalışma arkadaşlarından ve bizlerin çalışma azminden korkan bir avuç zavallıdır.
Şişli'ye neden kayyum atadılar dostlarım, anlatayım sizlere. Çünkü rant heveslilerine dur dedik. Rezerv alan ilan ettikleri yerleri mühürledik. Belediyenin dibinde milyon dolarlık ruhsatsız ihaleleri kayıt altına aldık. Çünkü hizmet ettik, ayrım yapmadan her kesimle dayanışma gösterdik. Çünkü halkın olanı halka geri verdik. Gençlerimize burs, emeklilerimize pazar desteği sunduk. Engelli çocuğu olan annelere destek olduk. Üç yuvamız Şişli Kreşi'nin temellerini attık. Çocuklar özgürce sokaklarda yürüsün diye her pazar "Bizim Sokak" projesini başlattık. "Ücretsiz ulaşım haktır!" dedik. Gece ulaşımı için servisleri hayata geçirdik. 2024 seçimlerinde dalga geçtikleri Ekrem Başkanımızın öncülüğünde açılan Kent Lokantası'ndan ilçemizde tam 3 tane açtık. Geldiler ve o Kent Lokantalarını kapattılar.
Ama siz, Şişli halkı olarak bu lokantalara sahip çıktınız! Şimdi ise o dalga geçtikleri Kent Lokantalarını savunmak zorunda kalıyorlar. Ama bekleyin! Önce 30 milyon imza ile Cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu'nu özgürleştirip, bu milleti sandıkla buluşturacağız. Bu ülkede artık "Yeter!" diyen gençlerin açtığı yolda, onların yıktığı korku duvarının üzerinden geçerek, sokak sokak "Şişli senin, Şişli bizim!" diyeceğiz.
İBB Miras ile Mahir Polat ile birlikte, Feriköy'deki tarihi yapıyı kütüphane yapmak için çalıştık ve yapacağız!
Hiç merak etmeyin borcumuzu ödeyeceğiz. Şişlilerin iradesini gasp edenlere karşı hakkı hukuku yeniden inşa edeceğiz. Her 10 kişiden 7'sinin oyunu almış bir belediye başkanı olarak bana oy versin ya da vermesin tüm yurttaşlarımızın hakkını yiyen haramzadelere hep birlikte hesap soracağız. Ve dostlarım bu ülkeye hakkettiği zenginliğe, refaha, eşitliğe hep birlikte kavuşturacağız.
Şişli'den bu kayyumu hep birlikte göndereceğiz. Kaybettiğimiz zamanı çok güzel yarınlarda, Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız İmamoğlu i,le birlikte hızla telafi edeceğiz. İnanın daha yeni başlıyoruz. İnanın bu yolculuk tıpkı Şişli'den Samsun'a çıkan o bir çift mavi gözün kararlılığıyla yeniden başlıyor. Şişli'ye, İstanbul'a sahip çıkacağız, bu ülkenin geleceğine sahip çıkacağız.
Her şeyin çok güzel olacağı yarınlarda buluşmak üzere hepinize Silivri'den saygı ve sevgilerimi sunuyorum."
9380,95%0,45
37,90% 0,30
42,94% 1,61
3957,95% 2,25
6383,07% 2,67