Çiftçi Ali Duman: Ziraatçi ve hayvancı olarak çok çalışıyorum. Bunun aksini inkar ederlerse gelsinler, bir gün misafirim olsunlar. Pazar günüm yok, bayramda bile hayvan besliyorum. Buna rağmen gayrisafi hasıladan zararla kapatıyorum, bana para yok. Çünkü bu ülkede demokrasinin durumu felçli bir hastaya benzemektedir. Dolayısıyla biz bugün üretim yapamaz hale geldik. Ama buradan ülkenin idarecilerini uyarıyorum: Diyorum ki bu damar mutlaka açılmalıdır. Unutulmamalıdır ki vücudun herhangi bir yerindeki rahatsızlık vücudun tamamını rahatsız edecektir.
Tıp Fakültesi Mezunu Arif Onur Poyraz: Bugün hocalarım, içinizdeki arkadaşlarım ve ben; doğru sağlık politikalarının uygulandığı bir Türkiye istiyoruz. Çünkü bizler, ülkemize faydalı olmak ve milletimizin sağlığı için onurlu bir şekilde çalışmak istiyoruz. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün "Beni Türk doktorlarına emanet ediniz" diyerek seslendiği bizler, ölmek değil yaşatmak; iyiliğin ve bilimin ışığında tüm ülkeyi aydınlatmak istiyoruz.
'BU SESİ ANKARA'DAKİ SAĞIRLARA DA DUYURMAK ZORUNDAYDIK'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşlara sesleniyor...
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Milletin sesini dinlediniz. Bu sesi Ankara'daki sağırlara da duyurmak zorundaydık. Sarayda oturup ülkenin halini düşünen değil, milletin arasında oturup milletin halini düşünen yöneticilere ihtiyacımız var.
Size buradan söz veriyorum: Meclis açıldığında ilk işimiz Lozan Bayramı için kanun teklifi vermek olacaktır.
Balıkesir, Kuvayi Milliye'nin başkentidir. Bir İstiklal Madalyası'nı da hak ediyor Balıkesir. Kuvayi Milliye'nin şahlandığı yer, en güçlü olduğu yer Balıkesir'e İstiklal Madalyası verilmesi için de kanun teklifi vereceğiz. O zaman göreceğiz kimler Balıkesirlilerin yanında, kimler Balıkesirlilerlin karşısında...
'ARTIK KUCAKLAŞMA ZAMANI'
Bir yüzyılda büyük acılar çektik, başarılar da oldu. Başbakanlar, bakanlar idam edildi. Gencecik evlatlarımız idam sehpalarında hayatlarını kaybetti. "Bir sağdan bir soldan olsun" dediler, gencecik evlatlarımızı astılar. O ailelerle beraber oturup konuşmak, helalleşmek zorundayız dedim. Artık kucaklaşma zamanı, artık beraber olmak zamanı; artık Aleviydi, Sünniydi, Lazdı, Kürttü, Çerkezdi diye bir ayrım yapmadan kucaklaşma zamanı.
Ayrımcılık hiçbir ülkeye yarar getirmemiştir. Bir daha ilan edeyim: CHP olarak, yani devleti kuran parti olarak iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız. Vatanımıza ve bayrağımıza canımız feda diyoruz. Onun dışında kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanına ve bayrağına bağlı olan herkesin başımın üstünde yeri vardır ve misafir etmekten de onur duyarım.
'GÖREVİMİZ DEVLETİ YENİDEN İNŞA ETMEKTİR'
Kutuplaşan bir toplum var. Dış politikatının şahsileştiğini görüyoruz. Birilerinin iradesiyle dış politikanın oluşturulduğunu görüyoruz. Dış politikanın milli olmaktan çıkarıldığını görüyoruz. O nedenle ağır bedeller ödüyoruz. Devlet yapısında ciddi bir çürüme var, liyakat kalmadı. Rüşvet alanların büyükelçi tayin edildiği bir devlet istemiyoruz, devleti soyanların devlette görev almalarını istemiyoruz. Devlette liyakat ve adalet istiyoruz. Dolayısıyla bizim görevimiz devleti yeniden inşa etmektir; devletin kurumlarında adalet ruhunu yeniden ihya etmektir.
'HAKKI, HUKUKU VE ADALETİ MUTLAKA GETİRECEĞİZ'
Artık bugün hangi görüşten olursa olsun, hangi bölgede olursa olsun herkes "hak" diyor, "hukuk" diyor, "adalet" diyor. İnanın ve bize güvenin; bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti mutlaka getireceğiz!
O rüşvet alan büyükelçileri sizlerin takdiriyle, Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda derhal görevden alacağım. Uyuşturucu baronlarıyla mücadele edeceğim, gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım.
Biz ülkemizin çıkarları için çalışıyoruz, gencecik evlatlarımız için mücadele ediyoruz. Onların bir köşeye atılmalarını, onların dikkate alınmamalarını, onların umutlarını yurt dışında aramalarını içimize sindiremiyoruz. Birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız. O yüzden Kuvayı Milliye Meydanı'nda bir kez daha söylüyorum: Bize güvenin, bize inanın, bizimle yürüyün; hak için, adalet için yürüyün!
'BU ÜLKEDE BİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRSE BEN UYUYAMAM'
Baskı kuruyorlar, tazminat davaları açıyorlar; sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu geri adım atacak. Yahu sizin feriştahınız bile gelse geri adım atmam. Ben millet için çalışıyorum; kendim için değil, çoluk çocuğum için değil. Bu millet için çalışıyorum. Bu ülkede bir çocuk yatağa giriyorsa ben uyuyamam. Bunun hesabını yapıyorum, bunun kavgasını veriyorum. Üniversite mezunu çocuklarımız işsizse; senin çocukların, senin yandaşların 4 yerden, 5 yerden aylık alıyorsa ben bunun hesabını sormak zorundayım o işsiz evlatlarımız için. Sanıyorlar ki Türkiye'de istediğimiz gibi at koşturabiliriz. Türkiye'nin gerçeğini, tarihini bilmiyorlar.
Şunu bilmeleri lazım; bizim iktidarımızda, Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda hiçbir güç bize "Ey Kılıçdaroğlu, senin mal varlığını açıklarım" dediğinde bizim cevabımız açık olacaktır: İncelemezsen, araştırmazsan namertsin.
'ÇİFTÇİLERİN ÇEKTİKLERİ KREDİLERİN FAİZLERİNİ SIFIRLAYACAĞIZ'
İktidar olduğumuzda, ilk bir hafta içinde çiftçilerin ister bankalardan, ister Tarım Kredi Kooperatifleri'nden çektikleri kredilern faizlerini sıfırlayacağız. Ne faiz istiyorsun ya, dua et de üretsin! Rahat edecek çiftçi kardeşim. Ayrıca havza bazlı planlama yapacağız, kim ne ekecek ne biçecek hepsini bileceğiz. Hiçbir çiftçinin ektiği ürün, beslediği hayvan dolayısıyla zarar etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Yazın çiftçi kardeşlerim bir kenara, Kılıçdaroğlu sözü bu.
Alın teri döküyorsan, üretiyorsan kazanacaksın. Sen üretmezsen milyonlar aç kalır. Sen üretmezsen dışardan alırlar. Sen üretmezsen seni değil dışarıdakileri zengin ederler. Ama bizim felsefemiz, bu ülkede alın teri dökenlerin kazanmasıdır. O nedenle, öyle para babalarına asla izin vermeyeceğiz. Tefecilere, faizcilere, beşli çetelere asla izin vermeyeceğiz. Halktan para kazananlar, biliyorum, bunlar havadan para kazananların dönemidir. Bunların iktidarı, havadan para kazananların iktidarıdır.
Herkes vergi veriyor, bu beyler niye vergi vermiyor? Bu düzeni değiştireceğiz. Rahmetli Ecevit'in dediği gibi, "Ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen" getireceğiz.Kırsalda çalışan kadınlar ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Böylece gençler, büyük kentlerin varoşlarına gelip ezilmeyecekler, üretecekler, çalışacaklar. Kadın başkasına mahkum olmayacak.
Tarım stratejik sektördür. Dünyanın bütün ülkeleri tarıma destek verirler. Bizde de 2006 yılında bir kanun çıktı, "Milli gelirin en az yüzde 1'i oranında destek verilir" diyor. Verilir diyor, verelebilir değil; yani vereceksin diyor. Kuvayı Milliye Meydanı'ndan bütün çiftçilere, bütün balıkçılara, bütün üreticilere, bütün hayvancılara sesleniyorum: İktidar olduğumuzda o yüzde 1 payı mutlaka alacaksınız. Türkiye Ziraat Odaları Birliği başkanını davet edeceğim, Plan Bütçe Komisyonu'na gelecek. Yüzde 1'i bütçede görecek ve nasıl harcandığını kendisi görecek.
'EYT SORUNUNU ÇÖZEMEZLERSE AZ KALDI, BİZ ÇÖZECEĞİZ'
EYT sorunu... Hiç meraklanmayın; çözdüler, çözdüler. Çözemezlerse az kaldı, biz çözeceğiz.
İçimdde bir acı var yalnız, onu sizinle paylaşayım. Bir uktedir yani... Ben "Emeklilere iki maaş ikramiye verilsin" dediğim zaman bir grup emekli PTT'den bana telgraf çekmişlerdi, "Bizim paraya ihtiyacımız yok" diye. Akıl tutulması gibi bir şey bu.