Tarih: 27.07.2024 11:35

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Korkut: Cezaevlerinde mahpus yoksullaşması var

Facebook Twitter Linked-in

 Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, cezaevindeki mahpusların yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Cezaevlerinde temel ihtiyaçlara erişim noktasında "Mahpus yoksullaşması" yaşandığını söyleyen Korkut, "Mahpusların iletişim araçları zaten çok sınırlı. Aileleri veya dış dünya ile en çok iletişim kurdukları araç mektup. Mektup ücretlerinden dolayı mahpusların iletişimlerinin koptuğu, yazışamadıkları, telefon kartı alamadıkları üzerine ciddi şikayetler alıyoruz" dedi.

2006 yılından bu yana hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini raporlayan ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'den (CİSST) Berivan Korkut, mahpusların yaşadığı ekonomik sorunları Anka Haber Ajansına anlattı. 

“Türkiye’de 342 bin 529 mahpus var”

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği olarak adli ve siyasi mahpuslarla din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan derneğin savunuculuk koordinatörü Berivan Korkut, engelli, yaşlı, çocuk, kadın mahpuslarla da çalıştıklarını söyledi. Mahpuslarla iletişim şekillerinin mektuplar ve danışma hattı üzerinden sağlandığını anlatan Korkut, “Geniş bir iletişim kitlemiz var. Hemen hemen Türkiye’nin bütün hapishaneleriyle iletişim halindeyiz. Türkiye’de şu an 403 tane hapishane var. 295 bin 328 kapasiteli fakat son çıkan yasa değişikliği ve infaz düzenlemesine rağmen şu an 342 bin 529 mahpus var. Yani bir kapasite fazlası sorunu var. Bu sorunu çözmek için çözüm yöntemi olarak yeni hapishaneler inşa etme tercih ediliyor. Biz Türkiye’deki mahpus sayısının düşürülmesi gerektiği kanaatindeyiz” diye konuştu.

“Günlük hayatı olumsuz etkileyecek ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir problem”

Türkiye’deki hapishanelerin yeni inşa edilenler dahil olmak üzere bulundukları bölgenin hava koşullarına uygun olmadığını söyleyen Korkut, hapishanelerde yaşanan mahpus yoksullaşmasına da dikkat çekti. Bu durumunun bir temel hak ihlali olduğunu ifade eden Korkut, şunları kaydetti:

“Türkiye’de en temel sorunlardan birisi yaz aylarıyla birlikte artan sıcaklıklar. Maalesef yeni inşa edilen Türkiye’deki hapishaneler, inşa edilirken hava durumu, bölgenin sıcaklığı ya da soğukluğu dikkate alınmadan inşa ediliyorlar. Bu sıcağa karşı herhangi bir çalışma mevcut değil. Örneğin Diyarbakır, Urfa, Denizli gibi hapishanelerde merkezi havalandırma sistemleri, herhangi bir önlem olmaması, mahpus kitlesi için ciddi bir sorun. Türkiye’deki hapishanelerde klima satılmıyor. En fazla havalandırma için vantilatör kullanabiliyorlar. Kişiler vantilatörleri kendileri satın almak zorunda ve kullanılan elektriği ödemek zorundalar. Gelir düzeyi belli bir sınırın üzerinde olan mahpus için herhangi bir sorun olmasa da son dönemde mahpus yoksullaşması üzerine ve temel bir hak ihlali olduğu üzerine vurgu yapıyoruz. Mahpus yoksullaşması, hapishanede bulunan kişilerin ailelerinin gelir düzeyleri dikkate alındığında herkesin vantilatör almak ve elektrik parasını ödemek gibi çok ciddi bir duruma dönüştü. Kapalı alanlarda bu sorunun çözümü için yapısal adımlar atılması gerekiyor. Görmezden gelinen ama kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyecek ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir problem.”

“Mektup ücretlerinden dolayı mahpusların iletişimleri kopuyor”

Dernek olarak son dönemde aldıkları en yoğun şikayetlerden birinin de posta ücretlerine gelen zam olduğunu söyleyen Korkut, bu konuda yaşanan sorunla ilgili şunları söyledi:

“Mahpusların üç günlük yemekleri dışındaki iaşe bedeli çıktıktan sonra ödenmek koşuluyla kullandıkları her şey ücretli. Mahpusların iletişim araçları zaten çok sınırlı. Aileleri veya dış dünya ile en çok iletişim kurdukları araç mektup. Mektup ücretlerinden dolayı mahpusların iletişimlerinin koptuğu, yazışamadıklarını, telefon kartı alamadıkları üzerine ciddi şikayetler alıyoruz. Bunun yanında ek gıda alma, su ısıtıcısını kullanma gibi çok temel ihtiyaçları için paraya ihtiyaçları var. Aileler mahpusların ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktalar.

En fazla aldığımız şikayetlerden biri de sevk başvuruları. Mahpuslar sıklıkla sevk için başvurularda bulunuyorlar. Çünkü ailenin, mahpusun bulunduğu uzak şehre bilet alıp gitmesi, ulaşıma gelen zamlarla birlikte çok büyük bir sorun. Biliyoruz ki Türkiye’de bir çok mahpus ailesinden çok uzak yerlerde. Yasal bir düzenlemenin yapılmasının bu ekonomik krizle birlikte çok önemli olduğunu, sadece mahpuslar için değil aileleri için de ciddi bir ihlal oluşturduğu düşüncesindeyiz.” 

“Spor salonları, kütüphane ve sinema salonu kullanımında ciddi sıkıntılar var”

Korona virüsü sürecinden sonra hapishanelere gelen kısıtlamanın eski haline dönmediğini söyleyen Korkut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Atölyelerin açılmaması, açık ve kapalı spor salonlarını kullanma konusunda ciddi sıkıntılar var. Sinema salonu ve kütüphaneyi kullanma konusunda neredeyse hiçbir mahpus bu haktan faydalanamadığını belirtiyor. Bu konuda çok fazla başvuru alıyoruz. Mahpuslardan gelen başvuruları, cezaevi izleme kurulları, il insan hakları kurulları, Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Tevkifevleri Genel Müdürlüğü gibi geniş bir hat üzerinden başvuruları yapıyoruz. Temel sorunları kampanyalar şeklinde gündemleştirmeye çalışıyoruz. Olumlu gelişme olarak Türkiye’de görüntülü görüşme sistemine geçildi. Bu ekonomik krizde en azından mahpuslar daha uzun zamanlarla aileleriyle görüntülü görüşebiliyorlar. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan ve siyasi mahpuslar bunu bir hak olarak kullanamıyorlar.”


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —