Buna rağmen son yıllarda, cezaevlerinde işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları ve iddiaları önceki dönemlerle kıyaslanmayacak boyutlara ulaşmıştır.İskenderun T Tipi Cezaevi’nde bir kaç gün önce yaşananlar bunun yeni bir örneğidir. 2015 yılında İskenderun T Tipi Cezaevi’nde yaşanan olaylar nedeniyle bazı mahpuslar hakkında dava açılmış ve mahkeme bu konuda karar vermişti. Mahkeme kararının Yargıtay tarafından bozulması nedeniyle dava yeniden görülmeye başlanmıştır.
Davalı mahpuslardan dördü başka cezaevlerine nakledildiği için bu dosyadan yeniden yargılanmak üzere duruşma için, bulundukları cezaevlerinden İskenderun T Tipi Cezaevi’ne getirilmişlerdir. İddiaya göre İskenderun T Tipi Cezaevi’nde F.D., E.A., İ.G., S.B., M.Ş.E. adlı mahpuslara “ 2015 yılının intikamını alacağız”denilerek görevliler tarafından kötü muamele ve işkence uygulanmış darp edilmişlerdir. Mahpusların giysileri kan içinde kalmıştır. Cezaevinden hastaneye sevk istekleri kabul edilmemiş cezaevi revirinde muayeneleri yapılarak raporda sıyrık , sürtünme vb ifadelerle üstü örtülmeye çalışılmıştır. Yapılan duruşmada mahpusların durumu gisilerindeki kan lekeleri vücutlarındaki darp izleri mahkeme heyeti tarafından görülmüş ve zabta geçirilmiştir. Böylece işkence ve kötü muamele doğrudan mahkeme heyeti tarafından tespit edilmiştir.
Yaşanan bu olay cezaevlerinde kötü muamele ve işkenceyi bir kez daha gündeme getirmiştir. İşkence ve kötü muamele konusunda imzalanan Uluslararası Sözleşmeler ve iç hukukta yasak olmasına rağmen, uygulanan cezasızlık politikası yasalara uymamayı alışkanlık haline getiren görevlileri cesaretlendirmektedir. Yargı, işkence ve kötü muamele konusunda iddiaların üzerine kararlılıkla gitmeli ve bu insanlık suçunu önlemelidir. Demokrasi ve hukuk bütün siyasi tutum ve yaklaşımların üstünde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki insan haklarına, hukuka her insanın ihtiyacı vardir.
İskenderun T Tipi Cezaevi’nde yaşanan işkence ve kötü muamele iddiaları ile ilgili TBMM İnsan Hakları Komisyonu ve Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunarak ortaya çıkarılması ve sorumlularla ilgili gereken işlemin yapılmasını isteyeceğiz. Ayrıca, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili derhal soruşturma başlatmasını ve sorumluların ortaya çıkması için gerekeni yapmasını bekliyoruz.
Bizler insani değerlerimize ve varoluşumuzun anlamına ters düşen, daha aydınlık bir gelecek için taşıdığımız umutlara gölge düşüren işkence’nin mutlak olarak ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bu hedefe ulaşıncaya kadar tüm örtbas etme, korkutma, susturma çabalarına karşın, işkence görenlerin başlarına geleni kader olarak kabul etmeyip yaşadıklarını yüksek sesle haykırabilmeleri ve kendilerini güvende hissetmeleri için her koşulda yanlarında olmaya devam edeceğiz. İşkence yasağını ihlal eden tüm faillerin hiyerarşik sorumluluk sırasıyla açığa çıkarılmaları, korunmamaları ve cezasız kalmamaları için inatla işkenceyi belgelemeyi ve rapor etmeyi, hukuksal araçlarla mücadele etmeyi sürdüreceğiz.