Tarih: 30.01.2024 18:05

Can Atalay'ın Vekilliği DÜŞÜRÜLDÜ!

Facebook Twitter Linked-in

AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta’nın, Gezi tutuklusu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin bugün ya da bu hafta düşürüleceğini açıklamasının ardından TBMM Genel Kurulu Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Bozdağ, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
Vekiller Bekir Bozdağ’ın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yazısını okutacağını söylemesinin ardından protestoya başladı.
CHP’nin kapalı oturum talebinde bulundu. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, kapalı oturumda yer alma yetkisine sahip olmayan kişilerin TBMM Genel Kurulu’ndan ayrılmasını istedi. CHP’nin talebi oylama sonucunda reddedildi.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, “Anayasanın 153. maddesine göre yürütülmekte olan bir dava hakkında burada görüşme mi yapacağız? 154. maddesine göre adli merciler huzurunda görülen dava, kesin hüküm noktasında Yargıtay’ın bağlayıcı hükümleri vardır. Biz anayasanın içeriğine göre, kesin hükmü verilen kararı okuyoruz. Biz yargılamada bulunmuyoruz” dedi.
Verilen ara sonrası kürsüde konuşan CHP Grup Başkanı Gökhan Günaydın, şunları söyledi:
“Burada bir milletevekili arkadaşımızın seçildiği ve görev yapması gereken TBMM makamlarından mahmur edilişini konuşuyor değiliz. Bunun çok daha ötesinde, yüksek yargı mercileri arasında çıkan uyuşmazlık ve çatışmanın ortyaya çıkardığı bir devlet krizini konuşuyoruz. TBMM’nin önce bunun ciddiyetine varması lazım. Evet, Can Atalay çok önemlidir ama Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi bu Meclis’in başkanına ayar verdi. Ben bu kararı verdim, sen neden okutmadın dedi. Bu karar doğruysa Numan Kurtulmuş bugüne kadar neden okutmadı? Çünkü biliyor ki TBMM’nin onurunu korumak lazım. Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında Yargıtay kararını okuttuktan sonra AYM kararı geldi. Hak ihlali kararından sonra ilk derece mahkemesi yargılamayı durdurdu.”
ERKAN BAŞ’TAN BEKİR BOZDAĞ’A YÖNELİK TARİHE GEÇECEK SÖZLER
Oturumda daha sonra Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş söz aldı.
Kürsüde Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’a sert tepki gösteren Baş, şunları söyledi:
“Usulsüz değil, kanunsuz bir işlem yapılıyor. Anayasa’yı ayaklar altına alan bir darbe girişiminin tamamlanmasını izliyoruz. ‘AYM’nin kararlarını tanımayalım’ diyen Yargıtay kararının divanda okutulmasını reddediyoruz. Eğer divan Anayasa’yı tanımazsa divan yoktur. Her şey sorgulanır hale gelir. Karar okunacak Atalay’ın vekilliği düşürülecek. Yani milletvekiliymiş. Milletvekiliyse neden hapiste tutuyorsunuz? Değilse neyi düşüreceksiniz? Gezi’de de beraberdik. Bütün duruşmalarını izledim. Biz yaptığımızı savunuruz. Söylediğimizi yaparız. Burada karar okunacak Meclis Başkanı yok. ‘Bu usulsüzlük’ diyorsanız Kurtulmuş usulsüzluk yapıyor aylardır.
Numan Kurtulmuş okumuyor bu kararı, Celal Adan okumuyor, Gülizar Hanım okumuyor, Sırrı Süreyya okumuyor ama Bekir Bozdağ okuyor. Hak ediyor okumayı çünkü.
Bu da bize tarihin bir ironisidir. Kurtulmuş hak ediyor okumayı. Kimsenin açıkça “Ben bu kararı okumayacağım” diyemediği bir şeyi Meclis’in açılışına 3 dakika apar topar geçirelim diyorlar. Bazen suçlu olduklarını bildiklerini yanlarında tutarlar ve en pis işlerini onlara yaptırırlar”
ANAYASA KİTAPÇIĞI FIRLATILDI
Kararın okunduğu sırada Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlatıldı. Vekillerin yoğun protestoları eşliğinde kararı okutan Bozdağ’ın hızlı bir şekilde Meclis salonunu terk etmeye çalıştığı görüldü. Meclis TV, protestoların büyümesi üzerine yayını alelacele kesti.
NE OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022’de Gezi Parkı davasında Osman Kavala’yı “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.
25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.
Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın avukatları, Anayasa’nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.
Anayasa’nın 83. maddesinde, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” ifadesi yer alıyor.
AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim’de 5’e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım’da hem karara uymadı hem de Türkiye’de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.
“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.
AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3’e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.
AYM, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan “bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.
AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay’a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM’nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay’a göndermişti.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —