İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Sinan Ateş'in ailesinin mesajını aktarmakla konuşmasına başlayan Akşener, 2023 yılında Türkiye'yi içine girdiği girdaptan kurtaracaklarını ifade etti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, konuşmasında, geçen günlerde evinin önünde öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşinin açıklamasını okuyarak başladı.
İYİ Parti lideri, konuşmasını Cumhuriyetin 100. yılını ve yeni yılı kutlayarak devam etti ve "Nasıl 1923'te Atatürk'ümüzün önderliğinde şanlı mücadele ruhumuzla Türkiye'yi muhteşem zirveye çıkardıysak, 2023 yılında da Atatürk'ün çocuklarıyla, aynı inançla, Türkiye'yi bu girdaptan çekip çıkartacağız. Gün gibi ortada duruyor ki o sene bu sene!" ifadelerini kullandı.
Asgari ücretin yapılan zamma rağmen, kısa sürede açlık sınırı altında kalacağını belirten Akşener, "Eğer ki, milletimize bir faydanız dokunsun istiyorsanız; öncelikle enflasyonu düşürün! Ama şimdiden söyleyeyim: Ne Nebati Bakan’ın, ışıltılı gözleri ve boş sözlerine, ne de, Sayın Erdoğan'ın tarot fallarına bakarak, enflasyonu düşüremezsiniz" dedi.
Akşener, 2023 seçimlerini kazacaklarını ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle ülkedeki sorunların çözüleceğini vurguladığı konuşmasında, "'Kumar masalarını dağıtacağız, 2023 seçimlerini kazanıp güçlü ve mutlu Türkiye'yi kuracağız' dedik. Sözümüzden geri adım atmayacağız. 7 cihan önümüze dikilse de milletimizin kaderiyle kumar oynatmayacağız. Vakit ayağa kalkma vaktidir" ifadelerini kullandı.
Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışmasını onayladığı karara tepki gösteren İYİ Parti lideri "Eğer ki devleti yönetenler; kadınların ölümünü durduramıyorsa; çocukları, sapkınlardan koruyamıyorsa; ve tüm bunların üzerine; sapıkları memnun etmek için, hukuku ayaklar altına alarak, bir gecede, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyorsa; biz, dur diyeceğiz!" diye konuştu.
SİNAN ATEŞ MESAJI
Akşener, konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Ankara bir suikasta sahne oldu. Sinan Ateş'e düzenlenen suikast, emniyet birimlerini ayağa kaldırması gereken bir olaydır. Bu olayın acilen aydınlatılması için ellerinden geleceğini yapacağına inanıyorum.
Ailesinin bir özel talebi oldu. Soru önergesi, araştırma önergesi yapılmamasına dair Ayşe Ateş üzerinden bir talebi oldu. Bütün herkese duyurmakla mükellefim bunu. Allah yeniden hepsine sabır versin.
"ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLARIYLA, AYNI İNANÇLA TÜRKİYE'Yİ BU GİRDAPTAN ÇEKİP ÇIKARTACAĞIZ"
Bu yıl kıymetli bir dönüm noktasındayız. Cumhuriyetimizin 100. yılındayız. Nasıl 1923'te Atatürk'ümüzün önderliğinde şanlı mücadele ruhumuzla Türkiye'yi muhteşem zirveye çıkardıysak, 2023 yılında da Atatürk'ün çocuklarıyla, aynı inançla, Türkiye'yi bu girdaptan çekip çıkartacağız. Gün gibi ortada duruyor ki o sene bu sene!
Hiçbir öngörüsü gerçek olmayan, sözünün arkasında durmayan Erdoğan, 2023'ün ilk günlerinde alıştığımız yönetim performansına kaldığı yerden devam ediyor. Kendisi yine bir açıklama yaptı. 2023'te herkes hesabını yüzde 20'ler seviyesindeki bir enflasyona göre yapsın. 2023'ün daha ilk sabahında bizi selamlayan zamları kim yaptı! Devletin tüm kalemlerinde en az yüzde 120'ler seviyesindeki zamları kim yaptı! Makyajlı enflasyon rakamlarının bile üzerine çıkan zamları sen yaptın Sayın Erdoğan!
"ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALACAK"
Madem söz verdin, o zaman hodri meydan. Hesabı tutmayan sensin, millete verdiği sözden dönen de sensin. Bir de çıkmışsın utanmadan 'bizim sırtımızda küfe var' diyorsun. Hadi oradan be, hadi oradan! Sizin sırtınızda bir küfe var ama orada 85 milyon vatandaşımız yok, 5 müteahhitiniz, yandaşlarınız var!
Sayın Erdoğan'ın sırtındaki israf ve yolsuzluk küfesinin ceremesini biz çekiyoruz. Onlar saray sefası sürerken bizler asgari ücretle geçinmeye çalışıyoruz. Yeni asgari ücret aylık net 8 bin 500 lira olarak açıklandı. İşverene maliyeti 11 bin 750 lira oldu. Türk İş'in açıkladığı açlık sınırı 8 bin 137 liraydı. Asgari ücretin bu yüzden 9 bin 600 lira olmasını, vatandaşların hiç değilse birkaç ay nefes almasını önermiştik. Kendi hortlattıkları enflasyon yüzünden asgari ücret artışı eriyip gitti. Açıklanan asgari ücret, açlık sınırının sadece 370 lira üzerinde. Maalesef enflasyonun yakıcı artışı doğrultusunda önümüzdeki ay muhtemelen açlık sınırının altında kalacak. Türkiye'de çalışanların yüzde 60'ının aldığı ücret açlık sınırının altında olacak. Sayın Erdoğan milletimizi açlığa mahkum edecek!
Bizim teklifimizin bir yanında işverene destek de vardı. Erdoğan bunun 250 lira olacağını söyledi. Bu kabul edilebilir bir rakam değil. Enflasyona endekslersek 400 lira olması gerekir.
"NE NEBATİ'NİN IŞILTILI GÖZLERİ NE DE ERDOĞAN'IN TAROT FALLARINA BAKARAK ENFLASYONU DÜŞÜREMEZSİNİZ"
Enflasyon sarmalı sürdükçe, gelen ücret artışları, refahı arttırmaz. Üstelik, hane halkının, özel sektörün ve kamunun, mali dengelerinde de, bozulmaya neden olur. İktidarın izlediği, mevcut yol, çok kısa bir süre içinde, enflasyonu arttırarak, asgari ücret zamlarını eritir.
Eğer ki, milletimize bir faydanız dokunsun istiyorsanız; öncelikle enflasyonu düşürün! Ama şimdiden söyleyeyim: Ne Nebati Bakan’ın, ışıltılı gözleri ve boş sözlerine, ne de, Sayın Erdoğan'ın tarot fallarına bakarak, enflasyonu düşüremezsiniz.
"ENFLASYONU DÜŞÜRMEK İÇİN BAY KRİZ VE UCUBE SİSTEMİNDEN KURTULMAK GEREKİR"
Çünkü, enflasyonu düşürmek için, öncelikle; Memleketi, 'Recep Tayyip Erdoğan retrosundan' çıkartmak gerekir. Çünkü, enflasyonu düşürmek için; Liyakatsiz, ciddiyetsiz ve beceriksiz yöneticileri, derhâl kapının önüne koymak gerekir. Çünkü, enflasyonu düşürmek için; Ekonomide güveni, istikrarı ve öngörülebilirliği sağlamak, akıl ve bilim dışı politikalara, bir an önce, son vermek gerekir. Çünkü, enflasyonu düşürmek için; kurumları ayağa kaldırmak, kurumsal aklı ve hafızayı devreye sokmak, Merkez Bankası ve TÜİK başta olmak üzere, kurumlara bağımsızlıklarını, yeniden iade etmek gerekir. Çünkü enflasyonu düşürmek için; serbest piyasa kurallarını, hiçe sayan uygulamalara, derhal son vermek, para ve maliye politikalarını, uyumlu hâle getirmek gerekir. Ez cümle; Enflasyonu düşürmek için; Bay Kriz ve ucube sisteminden, kurtulmak gerekir!
Aslında Sayın Erdoğan da, gidişatın farkında… Nereden mi biliyorum? Giderayak, 'Seçimi kaybetsek de, bu işte yokum.' dediği işleri birer birer yapmaya başladı da oradan biliyorum. Evet, EYT düzenlemesinden bahsediyorum. Eee demek ki, artık seçimi kaybedeceğini, o da, yavaş yavaş içselleştirmeye başladı…
Ama yanlış anlaşılmasın: Biz bu durumdan, ziyadesiyle memnunuz. Muhalefet korkağı bir iktidarın, her gün, biraz daha sözümüze gelmesini büyük bir keyifle izliyoruz. Hatta, önümüzdeki seçimlerden sonra, hiç değilse, insan içine çıkabilmeleri için, bundan sonra da, bizi takip etmelerini, kendilerine tavsiye ediyoruz. Hep söylediğim gibi: Bizim çözümlerimiz, projelerimiz, mirî maldır. Alsınlar kullansınlar. Yeter ki, milletimize faydası olsun.
EYT'LİLERE SESLENDİ: "SİZ TEK ADAMA VE UCUBE SİSTEMİNE DİZ ÇÖKTÜRDÜNÜZ"
Size EYT müjdesi verenler; hakkınızı teslim etmek için adım atmadılar. Buna mecbur kaldılar! Çünkü siz, onları mecbur bıraktınız! Siz, tek adama ve ucube sistemine, diz çöktürdünüz! İnadını kırdınız! Söylediklerini yedirdiniz!
Sandık korkusu, işte böyledir! Koltuk elden gidiyor kaygısı, işte böyledir! Millet iradesinin yenilmez gücü, işte böyledir! Seçmenin yeniden velinimet olması, işte böyledir!
Ayrıca hakkaniyet gereği; 1999 yılı öncesi sisteme girmiş olan, potansiyel EYT’lilerin de, bu düzenlemenin, kapsamı içine alınmasını sağlayacağız!
Asıl mücadele, buradan sonra başlayacak. Şimdi sizlere sormak istiyorum: “Eğer asgari ücret, adı üstünde asgari ücretse; O zaman, nasıl oluyor da, asgari ücretin altında, emekli maaşı verilebiliyor?”
Emeklilerimizi, daha fazla yokluğa mahkûm etmeyin. Emekli maaşlarını bir an önce, asgari ücret düzeyine çıkarı. Artık bu sesi duyun!
"ERDOĞAN, YAKIN ÇEVRENDE, ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNEN BİRİSİ VAR MI? YAKINDA SENİ DE EMEKLİ EDİYORUZ”
Sayın Erdoğan; milletin kürsüsünden, sana samimiyetle bir şey sormak istiyorum: Yakın çevrende, asgari ücretle geçinen birisi var mı? Ya da yanında, yamacında, yakınında; 3500 lira emekli maaşı ile geçinmek zorunda kalan, bir Allah’ın kulu var mı? Mesela; en son ne zaman, pazara ya da markete çıktın? En son ne zaman, bir emeklinin sofrasına; kurgusuz, montajsız, dekorsuz oturdun da konuştun? En son ne zaman, bir asgari ücretlinin, halini hatırını sordun? Sayın Erdoğan; sen şimdiye kadar, ne emeklilerimizin sesini, ne de bizim sesimizi duymadın. Daha doğrusu, duymazdan geldin. Son günlerde, ne hikmetse, kulaklarında, bir iyileşme gözlemlesek de; artık çok geç… Çünkü artık sandık, ufukta göründü. Son düzlükte çırpınsan da, artık nafile. Hayırlısıyla çok yakında, seni de emekli ediyoruz inşallah…
"EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞINI BİR AN ÖNCE ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNE ÇIKAR"
O yüzden sana tavsiyem; En azından, o kaçınılmaz emeklilik günlerinde; emekli vatandaşlarımızın arasında, ‘giderayak, ben de size bu iyiliği yaptım’ diyerek, dolaşmak istiyorsan; en düşük emekli maaşını, bir an önce, asgari ücret düzeyine çıkar. Hadi bakalım Sayın Erdoğan! Bu sesi duy da görelim! Bu sorunu çöz de görelim! Bizden önce yap da görelim! Çünkü artık sen de çok iyi biliyorsun ki; Sen yapmazsan, İYİ Parti iktidarında, biz yapacağız! Emin ol, çok az kaldı!
"GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER"
'Bu fakir' diye geldiler, karun gibi zengin oldular. Ama hiç merak etmeyin geldikleri gibi gidecekler. Emin olun çok az kaldı.
“UYUYUP UYANACAKTIK, ENFLASYON DÜŞECEKTİ… AMA YILI, TARİHİN EN YÜKSEK, 3’ÜNCÜ ENFLASYONUYLA TAMAMLADILAR”
Ekonomimizde yol açtıkları tahribatı, iyice derinleşen bir krize çevirdiler. Biliyorsunuz Bay Kriz, yıllardır; “Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına, girme hedefine, adım adım yaklaşıyoruz.” diyor. Yahu bu adımları kim atıyor, bilen, gören var mı? Bu adım adım yaklaşmayı, hisseden var mı? Bu masala inanan var mı? 2022 yılına, dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olarak girdik. Ama yılı, 21’inci sırada tamamladık. 2022 yılına, “rekabetçi kur” söylemiyle başladılar. İhracatı, uçuracaklarını ilan ettiler. Ama yılı, tarihin en yüksek, dış ticaret açığı ile tamamladılar. 2022 yılına, enflasyonu düşürme sözü ile başladılar. Hatta hatırlıyorsunuzdur, uyuyup uyanacaktık, enflasyon düşecekti… Ama yılı, tarihin en yüksek, 3’üncü enflasyonuyla tamamladılar.
"HAYALLER, IMF’YE BORÇ VERMEKTİ, GERÇEKLER, KATAR’DAN PARA DİLENMENİN ÖTESİNE GEÇEMEDİ"
Hayaller, IMF’ye borç vermekti, gerçekler, Katar’dan para dilenmenin ötesine geçemedi. Hayaller, Avrupa Birliği’ne girmekti, gerçekler, milyonlarca mültecinin yaşadığı Türkiye oldu. Bu kadar basiretsiz, beceriksiz ve liyakatsiz bir yönetim hayaldi, ama Ak Parti’yle birlikte, maalesef o da, gerçek oldu.
Bu iktidar, ne söylediyse yalan çıktı! Bu iktidar, nereye elini attıysa fos çıktı! Bu iktidar, elinde topladığı tüm yetkilere rağmen, devlet yönetiminde çırak çıktı!
Şimdiye kadar yapabildikleri tek şey, oluşturdukları ekonomik yıkıntının üzerine, branda sermek oldu. İşte bu yüzden de; ülkeyi yönetmek yerine, algıyı yönetmeyi seçtiler. Gerçeklerle yüzleşmek yerine, yalanlarda boğulmayı seçtiler. Demokratikleşmek yerine, otoriterleşmeyi seçtiler.
"'EKREM' OLMANIN SUÇ OLDUĞU, ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEYEN HERKESİN DÜŞMAN OLDUĞU UCUBE BİR DÜZEN KURDULAR"
Düşünenin, hain olduğu, konuşanın, çürük olduğu, itiraz edenin, terörist olduğu, hak arayanın, şükürsüz olduğu, ‘Ekrem’ olmanın ise, düpedüz suç olduğu; onlar gibi düşünmeyen herkesin düşman olduğu, ucube bir düzen kurdular.
İşte biz, tam olarak bu yüzden; 2017 yılından beri, Türkiye’yi otoriterleşmeye mahkûm eden bu ucube sisteme; hayır diyoruz. 2017'den beri hayır diyoruz. Maalesef haklı çıktık. Keşke haklı çıkmasaydık. Nelere katlandık 2017'de 'hayır' kampanyasında... Arkadaşlarımız birer birer yaşadılar. Kuvvetin kaynağının milletten alınıp, tek bir kişiye verilmesine; hayır diyoruz. Milletten başka hakem olmasına; hayır diyoruz. Haksızlığa, keyfiliğe ve zulme; hayır diyoruz. Güdümlü demokrasiye; hayır diyoruz. Bu tavrımız; Dün de böyleydi, bugün de böyle, Yarın da böyle olacak!
“DEVLETİ YÖNETENLER SAPIKLARI MEMNUN ETMEK İÇİN HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALIYORSA DUR DİYECEĞİZ”
Eğer ki, ülkemizde; sivil toplumun, sendikaların, derneklerin, meslek örgütlerinin, baroların ve hatta vatandaşların, hakları gasp ediliyorsa; biz, dur diyeceğiz. Eğer ki, siyasette; muhalefet zillet, milletimiz terörist diye damgalanıyorsa; eleştiriler, ihanet olarak yaftalanıyorsa ve bu dil üzerinden, bir egemenlik alanı oluşturuluyorsa; biz, dur diyeceğiz! Eğer ki devleti yönetenler; kadınların ölümünü durduramıyorsa; çocukları, sapkınlardan koruyamıyorsa; ve tüm bunların üzerine; sapıkları memnun etmek için, hukuku ayaklar altına alarak, bir gecede, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyorsa; biz, dur diyeceğiz!
“HÜRRİYET YERİNİ İSTİBDATA BIRAKIYORSA BİZ, HER ZAMAN DİMDİK DURACAK; 'KAHROLSUN İSTİBDAT, YAŞASIN HÜRRİYET' DİYECEĞİZ”
Eğer ki, iktidardakiler; kendilerini, sandıkta, iki kere yenen belediye başkanımızı, sandıkta bir daha yenemeyeceklerini gördükleri için, hukuk oyunlarıyla, kumpaslarla, bertaraf etmeye çalışıyorsa; biz, ona da dur diyeceğiz. Ve eğer ki, bugün, Türkiye’de, milletimiz; dilediği gibi konuşamıyorsa, dilediği gibi yaşayamıyorsa; dilediği gibi eğlenemiyorsa, hatta iradesine bile el uzatılıyorsa; Yani hürriyet, yerini istibdata bırakıyorsa Biz, her zaman dimdik duracak; 'kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet' diyeceğiz.
“TÜRKİYE’Yİ DE ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ SAYIN ERDOĞAN! SIRADA SEN VARSIN”
Değerli dava arkadaşlarım; Biz biliyoruz ki, gücünü milletten alanların önünde, hiç kimse duramaz. Biz, olmaz denileni yapan; Ankara ve İstanbul’daki 25 yıllık saltanatları deviren, bir siyasi aklı temsil ediyoruz.
İstanbul’u özgürleştirdiğimiz gibi, Ankara’yı özgürleştirdiğimiz gibi, Allah’ın izniyle, Türkiye’yi de özgürleştireceğiz. Sayın Erdoğan! Sırada sen varsın! Sırada sen ve yandaşların var! Sırada sen ve israf kültürün var! Sırada sen ve kadrolu kalemlerin var! Sırada sen ve kifayetsiz danışmanların var! Sırada sen ve ucube sistemin var!
“HEPİNİZİ TEKER TEKER ALT EDİP, KURDUĞUNUZ BU HARAMİ DÜZENİ, GÜÇLENDİRMİŞ PARLAMENTER SİSTEMLE DEĞİŞTİRECEĞİZ!”
Hodri meydan! İstediğin tezgahı kur. İstediğin dümeni çevir. Yanına da, yerli veya yabancı istediğin “kumar dostunu” al. İstersen Mançuryalı arkadaşlarını bile çağır. Bizim için hava hoş!
Hepinizi teker teker alt edip, kurduğunuz bu harami düzeni, Güçlendirmiş Parlamenter Sistemle değiştireceğiz!
İşte o zaman; Söz de, karar da, yetki de, yeniden milletimizin olacak. Cumhuriyetimizin yeni asrı; huzurun, mutluluğun ve refahın asrı olacak. 2023; zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye’nin, başlangıcı olacak.
Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’le birlikte Türkiye; Düşünceleri yüzünden, bedel ödemeyenlerin ülkesi olacak! “Silivri soğuktur” diyerek, dilinin ucuna gelenleri, yutmayanların ülkesi olacak!
Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’le birlikte Türkiye; Eski gazete sayfalarındaki fiyatlara, özenmeyenlerin ülkesi olacak! Huzuru, mutluluğu ve umudu, yurt dışında aramayanların ülkesi olacak!
“TÜRKİYE; BİR MONT PARASI İÇİN, KREDİ ÇEKMEYENLERİN ÜLKESİ OLACAK!”
Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’le birlikte Türkiye; Bir mont parası için, kredi çekmeyenlerin ülkesi olacak! Dışarıda bir akşam yemeği yemek için bin defa düşünmeyenlerin ülkesi olacak!
Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’le birlikte Türkiye; Cumhuriyetimizin kurucu değerleriyle beslenen, Atatürk’ümüzün büyük vizyonuyla yükselen ve 21’inci yüzyılı yakalayanların ülkesi olacak!
Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’le birlikte Türkiye; içeride ve dışarıda güveni sağlayan, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetime sahip olacak! Zenginliğin, huzurun ve refahın, kapısını aralayacak!
Adil bir düzeni, tam ve kamil bir demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü tesis etmiş, konuşan bir Türkiye olacak!
“DEĞİŞİM İSTEYEN GENÇLER İÇİNİZİ FERAH TUTUN! AÇLIKLA İMTİHAN EDİLEN EMEKLİLER! UMUDUNUZU SICAK TUTUN!”
Değerli dava arkadaşlarım; Biz bu Türkiye’yi inşa etmek için, milletimize bir söz verdik. “Kumar masalarını devireceğiz!” dedik. “Milletimizin kutlu iradesini yeniden hakim kılacağız!” dedik. “2023 seçimlerini kazanıp, Güçlü, zengin, ve mutlu bir Türkiye’yi kuracağız!” dedik. Şimdiye kadar bu sözümüzden; bir milim geri adım atmadık, atmayacağız.
Değişim isteyen gençler! İçinizi ferah tutun! Açlıkla imtihan edilen emekliler! Umudunuzu sıcak tutun!
Çocuğunun geleceğinden endişe eden anneler! Yüreğinizi serin tutun! Öğretmenler, doktorlar, mühendisler! Güzel yarınların hayalini kurun! Allah şahidimiz olsun ki; Türkiye’yi bir beş sene daha, bu beceriksizlere bırakmayacağız!
“TÜRKİYE’NİN İYİ VE CESUR EVLATLARI! VAKİT, AYAĞA KALKMA VAKTİDİR”
7 cihan önümüze dikilse de milletimizin kaderiyle, kumar oynatmayacağız! Türkiye’nin İYİ ve Cesur evlatları! Vakit, ayağa kalkma vaktidir. Vakit, öfkeden yeni bir umudu yeşertme vaktidir. Haklı itirazımızdan güç alıp, Türkiye’yi yüceltme vaktidir. Vakit, ayağını, öz vatanına basma, elini, öz kardeşinin omuzuna koyma vaktidir.
Vakit; Kolları sıvama, yumruğu sıkma, iradesi çiğnenen bir milletin bağrından, çelik gibi bir “biz” çıkarma vaktidir.
“SARAYLAR ONLARINSA; MECLİS BİZİMDİR”
Çünkü; Mahkemeler iktidarınsa, sandık bizimdir! Sözde kararlar, cübbelilerine düğme dikenlerinse; Hüküm bizimdir!
Saraylar onlarınsa; Meclis bizimdir!
Hırs, intikam ve makam telaşı onlarınsa; Gençlik, azim ve hürriyet bizimdir.
Kumpaslar, dümenler, tuzaklar, onların olsun; Hiç merak etmeyin, Allah bizimledir!
Unutmayın! Bu süreçte, bizi engellemeye çalışanlar olacak. Olabilir! Kıskananlar olacak. Olabilir!
Hazımsızlar olacak. Olabilir!
Varsın onlar; ellerinden geleni ardına koymasınlar! Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı, takip etmeye devam etsinler! Hatta bizim, Türkiye için sunduğumuz çözümleri, kendileri sahiplensinler! Söz veriyoruz, intihal saymayacağız! Çünkü ne yaparlarsa yapsınlar; sandıktaki kararı değiştiremeyecekler! Çünkü ne derlerse desinler; milletin iradesine, gölge düşüremeyecekler! Çünkü istedikleri taklayı atsınlar; 2023 yılının, Türk Milleti’nin yılı olmasına engel olamayacaklar!
Çünkü; o sene bu sene! Ve İYİ Parti iktidarında, bundan sonra her sene!...”
9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00