Tarih: 29.01.2023 13:39

İMAMOĞLU'NDAN ERDOĞAN TAKLİDİ

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yapılacak ‘Kurtuluş Savaşı Anı Evi ve Seyir Terası’ projesinin temel atma töreninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün katıldığı bir programda Bilecik Valisi Kemal Kızılkaya'ya tepki göstermesini değerlendirdi. İmamoğlu, "Vatandaşlarımızın huzurunda, gözlerinizin içine baka baka sizinle sadece teyitleşiyoruz. Biz böyle anlaşıyoruz çalışma arkadaşlarımla. Göz göze anlaşıp, birbirimize nezaketle sesleniyoruz. Öyle aşağı bakıp, ‘Konuş bakayım, sen öyle dedin, böyle dedin’ demiyoruz. Bir de kime fırça atıyorsunuz ki yani? Devletimizin valisi, şusu busu. Böyle yapmayın. Devletimizi küçültmeyin. Devletimizin makamlarını aşağı çekmeyin. Kızacaksanız, orada atadığınız siyasi bir-iki kişiye kızabilirsiniz. Her şeyi bilen arkadaşlarınız var; seçimlerde hüngür hüngür ağlayan, iftira atan, kilometreleri karıştıran…” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kurtuluş Savaşı’nın sembol ilçelerinden birisinde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İmamoğlu, Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yapılacak ‘Kurtuluş Savaşı Anı Evi ve Seyir Terası’ projesinin temel atma töreninde şunları söyledi:

"ANI EVİ, ÖNEMLİ BİR MERKEZ OLACAK: Tabii büyük bir vatan sevgisi ve bir kuruluş sürecinin, fedakarlıkların toprağıdır bu topraklar. O bakımdan buraya kıymetli bir hizmeti bırakmak, benim için çok değerli bir anı olacak. Hayatımın en önemli, beni mutlu eden anılarımdan birisi olacak. Bu süreci bizimle beraber tasarlayan ve vesile olan kıymetli Bozüyük Belediye Başkanıma hepiniz huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Herkesin tarihini bilerek sorumluk alması gerekir. Sorumlu vatandaş olacağız, yurttaş olacağız. Millet olmanın gereğidir bu. Tabii sadece bilmek yetmez; hep birlikte hissetmeliyiz. Hep birlikte hissedebilmenin güçlü biçimlerini yaşamalıyız. İşte o bakımdan, buradaki bu seyir terasındaki hizmetin içerisinde bulunacak olan hem İnönü Savaşları'nın anlatıldığı hem buranın geçmişinin tariflendiği Anı Evi, bu yaşananların güçlü hissedilmesi için de önemli bir merkez olacak.

KIZACAKSANIZ, ATADIĞINIZ SİYASİ KİŞİLERE KIZABİLİRSİNİZ: Mesai arkadaşlarımın ve yüklenici firma yetkililerine, projenin tüm aşamalarında hassas ve titiz olmalarını istiyorum. Vatandaşlarımızın huzurunda, gözlerinizin içine baka baka sizinle sadece teyitleşiyoruz. Biz böyle anlaşıyoruz çalışma arkadaşlarımla. Yani göz göze anlaşıp, birbirimize nezaketle sesleniyoruz. Öyle aşağı bakıp, ‘Konuş bakayım, sen öyle dedin, böyle dedin’ demiyoruz. Gözlerinin içine bakıyorum. Onların da gözü içi gülüyor, benim de gözümün içi gülüyor. Bir de kime fırça atıyorsunuz ki yani? Devletimizin valisi, şusu busu. ‘2 kilometre…’ Böyle yapmayın. Olmaz. Devletimizi küçültmeyin. Devletimizin makamlarını aşağı çekmeyin. Kızacaksanız, orada atadığınız siyasi bir iki kişiye kızabilirsiniz. Her şeyi bilen arkadaşlarınız var; seçimlerde hüngür hüngür ağlayan, iftira atan, kilometreleri karıştıran…

AYAKKABI DEYİNCE AKLIMIZA ÇOK ŞYEL GELİYOR: (Bir vatandaşın 'Ayakkabı Yalayan..' sözleri üzerine) Diyemem ki, onu nasıl diyeyim; diyemem. Onu tariflerken bile diyemem. Ayakkabı deyince aklımıza çok şey geliyor…

ABBAS YOLCU BAĞLASAN DURMAZ: Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir, ana kucağı gibidir. Devletin eli, devletin tavrı, davranışı şefkatlidir. Devlet güçlüdür ama her bireyin, her vatandaşın arkasındadır. Devlet, böyle bir şeydir. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirme arzusunun başlangıcıdır 1923. O bakımdan emanet bırakılan, nimet gibi olan Cumhuriyet’e layık olmamız lazım. Tabii ne yazık ki, yüz yıllık emekle büyütmeye çalıştığımız Cumhuriyet’in bu temel prensibinin dışında, kendisini milletin üstünde görenler olduğunu yaşıyoruz, görüyoruz. Milli iradeyi gasp etmeye çalışanlar var. Sorarsanız bana, ‘Dün niye Bursa'daydın? Bugün niye Bilecik'tesin? Elbette hizmetlerimiz var, iş birliklerimiz var. Ama ben, sizlere milletin iradesini gasp edenleri şikayet etmeye geldim. Onlara hep birlikte hesap sormanın gününe, hep birlikte hazırlanmamız gerektiğini hatırlatmak için geldim. Tabii iyi bilelim ki ve biliyoruz ki milli iradeyi gasp etmek isteyenlerin sonu hep hüsran olmuştur. Bursa'da söyledim, burada da söyleyeceğim: Abbas yolcu bağlasan durmaz.

AMA’SIZ, FAKAT’SIZ ÇOK ÇALIŞACAĞIZ: Altılı Masa, ittifakımız, liderlerimiz, genel başkanlarımız, siyasetçiler, bizler… Çok çalışacağız ‘ama’sız, ‘fakat’sız. Ama milletçe de çalışmamız lazım. Sakın ‘Bu işi onlar yapar’ demeyin; diyemezsiniz. 86 milyon insanımız ayağa kalkacak; Cumhuriyet için, demokrasi için ve adalet için büyük bir çalışmaya girecek. Güler yüzle, hedefe koşarak, oy kullanarak, doğruları insanlarla sempatiyle paylaşarak, hiç kimsenin gözüne kötü gözle bakmayarak. Bir avuç insanın aldattığı, kandırdığı insanlar olabilir. Onlara sakın kötü gözle bakmayın.

’MİLLET KAZANDI’ DİYECEĞİZ: Milletin kazanması gereken bir yolculuk sürecinde ’Millet kazandı’ diyeceğiz. Dolayısıyla bu yolculuğun 86 milyon insanı neferi olsun istiyoruz. Ayağa kalkalım istiyoruz. Coşkuyla seçime gidelim istiyoruz. Seferberlik günleri ilan edelim günlerimizi; ama gülerek, güler yüzle. 14 Mayıs'ta tedbirlerimizi alalım. Memleketi düğün, bayram yerine döndürelim. Çocuklarımızın geleceğinin garanti altına alındığı bir süreci başlatalım. Gençlerimizin yüzde 85’inin adaletsizlikten yakındığı bir Türkiye değil, geleceğe umutla baktığı bir Türkiye'yi başlatalım. Ülkemizde yoksulluğun konuşulduğu değil, adil paylaşımın olduğu, refahın yükseldiği bir ülkeyi konuşalım. Haksızlığını, hukuksuzluğun, adaletsizliğin değil, hakkın, hukukun ve adaletin yüceldiği bir ülkeyi, bir süreci başlatalım. Sizleri bu sorumluluğa davet ediyorum."

Temel atma töreninin ardından ilçe merkezine geçen İmamoğlu, vatandaşlarla bir araya geldi.

Esnaf ziyaretinin ardından Bozüyük Belediyesi’ne giden Adıgüzel ve İmamoğlu, Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu’nun makamında çay molası verdi. Daha sonra belediye binası önündeki meydana çıkan İmamoğlu, bir sehpanın üzerine çıkarak, yağmur rağmen kendisini bekleyen kalabalığa hitap etti. Bilecik ve Bozüyük belediyeleri ile yaptıkları iş birlikleriyle ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, bulundukları bölgenin tarihi önemine dikkat çekti. “Şanlı Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu topraklardayız” diyen İmamoğlu, “Bir; bu topraklarda filizlenen İmparatorluk, bu coğrafyanın, Anadolu'nun, bu toprakların ve bizlerin tarihini değiştirdi. İki; İstiklal Savaşı'nda işgal altında kalan memleketimizin tarihinin değiştiği, İnönü Savaşları'nın yapıldığı bu topraklarda belki de o zafer kazanılmasaydı, biz bugün bu özgürlüğü, bu istiklali ve Cumhuriyet’i yaşayamıyor olabilirdik” diye konuştu.

"29 EKİM’DEN ÖNCE, 14 MAYIS'TA CUMHURİYET, DEMOKRASİ VE ADALET BAYRAMI YAPACAĞIZ”

“Kader anıdır aslında bu bulunduğumuz topraklarda yapılanlar, yaşananlar” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben buradayım. Bunun vesilesi olarak tarifliyorum. Şöyle ki: İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti, Fatih Sultan Mehmet'in emaneti. Dolayısıyla kurulan Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'un Belediye Başkanı’nı karşılıyorsunuz. İkinci kısmı; işte o İstiklal Savaşı'nı kazanıp, burada başlayan o büyük mücadelenin sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, 5 yıl işgalden sonra İstanbul'u da işgalden kurtarıp, milletimize tekrar emanet eden Atatürk'ün çok sevdiği İstanbul Belediye Başkanı olarak karşınızdayız. Ama size soranlara -iyi niyetle ya da başka niyetle, çok önemli değil- ‘İmamoğlu niçin geldi’ derlerse, deyin ki; ‘İmamoğlu haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı mücadele vermek için, haysiyet mücadelesi vermek için Bilecik’e, Bozüyük’e geldi.’ Ve biz, tarihi bir dönemden geçiyoruz. Bu tarihi dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılında, yüzüncü yılına yakışan işleri yapacağız. Aynı zamanda büyük bir mücadele vereceğiz. Bu mücadele sonunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılını, 29 Ekim’de kutlamadan önce, 14 Mayıs'ta Cumhuriyet, demokrasi ve adalet bayramı yapacağız.”

“GELECEĞİMİZ AYDINLIK, YÜZÜNÜZ GÜLSÜN”

Milletin iradesini yok sayanların milleti nasıl yok saydığını, hep beraber ispat edeceklerini dile getiren İmamoğlu, şunları dile getirdi:

"Biz, 14 Mayıs'tan sonra, bir an önce mutlu bir ülkeyi, mutlu bir devleti, huzurlu bir toplumu, güçlü bir devleti, güçlü vatandaşı, geleceğe umutla bakan gençlere, bu ülkenin pırlanta gibi çocuklarına Türkiye'mizin, bu cennet vatanın hepimizin ortak evi olan bu güzel ülkenin 86 milyon eşit yurttaşına hep birlikte teslim edeceğiz. Geleceğimiz aydınlık. Yüzünüz gülsün. Biz, herkes için iyilik düşünüyoruz. Göreceksiniz; bu memlekete kötülük yapanların, bu memleketin huzurunu bozanların, milletin iradesini gasp edenlerin, gasp edenlere yardım edenlerin bile çocuklarına, gençlerine, onların evlatlarına, torunlarına bile güzel bir memleket bırakmak için mücadele ediyoruz. Bu ülkede, Allah şahittir ki, bizler de biliyoruz ki, evlerimizden de biliyoruz ki; çocuklarımız çok zeki. Gençlerimiz inanılmaz girişimci, cesur, adil. Onlara borçluyuz sevgili dostlar. İkinci yüzyılı, onların layık olduğu o güzel fıtratlarını hazır edemezsek, yazık ederiz. Olmaz, yapamayız bunu. Onun için, Allah bizi mahcup etmesin. Bu Cumhuriyet’i kuranlara, Mustafa Kemal Atatürk'e, hepimizin geçmişine, geleceğine mahcup etmesin. Hepinizi çok seviyorum. Şart olsun ki, söz veriyorum ki; her şey çok güzel olacak.”

ERTUĞRUL GAZİ TÜRBESİ’NE ZİYARET

Adıgüzel ve İmamoğlu, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Gazi'nin babası ve Selçuklu Uçbeyi Ertuğrul Gazi'nin Bilecik’in Söğüt ilçesinde bulunan türbesini de ziyaret etti. Türbede dua eden Adıgüzel ve İmamoğlu, yılın 365 günü alp kıyafetli askerler tarafından tutulan “saygı nöbeti”nin bitiş anına tanıklık etti.

Türbe önündeki alanda kendisini bekleyen vatandaşlara kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bütün bu sözlerimi, bütün bu duygularımı, tarihimizi değiştiren, tarihsel yolculuğumuzu değiştiren Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin babasının türbesinin önünde söylememin, Şeyh Edebali'nin topraklarında söylememin ayrı bir yeri, kıymeti vardır diye düşünüyorum. Sizler bana bunu söylettiniz. Buradaki hanımefendilerden, o güzel gözlerinden, o güzel dillerinden bana dua etmelerini istiyorum. Burada bulunan beyefendilerin, yüksek adaletle, mağrur, dik duruşlarıyla, bu ülkenin evlatlarına güzel tavsiyelerde bulunmalarını, bizi kollamalarını istiyorum. Onların o yürekleri, bu memlekette çok zorlukları aştı. Aşmaya devam etsin. Çocuklara, gençlere, özellikle hayata dair büyük işler başarma arzusunda olan girişimci yaştaki hanımefendilere, beyefendilere de diyorum ki; cesur olun, yolunuzdan hiç vazgeçmeyin. Hep birlikte çok güzel işler başaracağız. Bütün kötülüklerin, bütün boş akılların, bizi meşgul eden gereksiz işlerin, o gereksiz işleri uyduranların yaptıkları kirleten ve iftira atan dillerin bir daha bu memlekette olmamasını hep birlikte sağlayacağız. Ve günün sonunda Allah'ın izniyle, 2023 yılında, 29 Ekim'de, Cumhuriyet’i kutlamadan önce, 14 Mayıs'ta Türkiye Cumhuriyet’i, demokrasisi ve adaleti için hep birlikte bayram yapacağız. Her şey çok güzel olacak.”

BOZÜYÜK’ÜN KURTULUŞ SAVAŞI’NDAKİ TARİHİ MİSYONU YANSITILACAK

Kurtuluş Savaşı’nda batı cephesinin ilk karargahlarından Bozüyük'ün tarihi misyonunu yansıtacak 'Bozüyük Seyir Terası ve Anı Evi' İBB ve Bozüyük Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilecek. Tesis, toplam bin 533 metrekare proje alanına sahip olacak. Yapı, arazide eğime dik şekilde kurgulandı. Eğime gömülü yerleşmiş olan bina, Kurtuluş Savaşı’nı, özellikle İnönü Savaşları’nı anlatan “Anı Evi” olarak tasarlandı. Yapının araziye gömülü stili ile ortaya çıkan çatı teraslar, seyir ve oturma alanları olarak değerlendirdi. Eğime saplanmış kütlelerin arası kotlandırılarak, oturma ve amfitiyatro alanı oluşturuldu.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —