Hatay'da depremden önce önemli büyüklükte bir öğrenci nüfusunun bulunduğunu hatırlatan Kara, "Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının raporuna göre, 6 Şubat öncesinde Hatay'da, bin 368 kurumda, 29 bin öğretmen çalışmakta ve 501 bin öğrenci eğitim görmekteydi. Tek başına Türkiye'deki 30 ilin nüfusundan fazla olan bu öğrenci kitlesi, okulların zarar görmesi sonucunda kısmen ya da tümüyle eğitimden koptu. Antakya, Defne, Arsuz, Kırıkhan, Karaağaç ve Hassa'daki okullarda hasar büyük oldu. İl genelinde okulların yüzde 17'si ya yıkıldı ya ağır hasar almış ve yıkılması gereken bina statüsüne alındı.
Ancak deprem sonrasında her alanda olduğu gibi, eğitim-öğretim alanında da gerçeklerle örtüşmeyen bir politika izlendi. 24 Nisan tarihinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı, Hatay'daki tüm okulların açıldığını ilan etti. Hatay'ın gerçekleri, bu ve benzeri açıklamaların eksik ya da yanlış olduğunu ispatlıyor. Açılan okul sayısı ve kapasitesi, Hatay'da depremden önce bulunan mevcut okulların çok az bir bölümünü oluşturuyor: Antakya'da 265 okuldan 27'si, Defne'de 155 okuldan 40'ı, Samandağ'da 90 okuldan 21'i, Kırıkhan'da 112 okuldan 23'ü açıldı. Eğitim-İş Hatay 1 no'lu Şubesine ait bu veriler, Milli Eğitim Bakanlığının duyurusunun bir yatıştırma politikasına hizmet ettiğini gösteriyor. Bakanlık, Hatay'da hayatın normale döndüğünü söylemek için gerçekleri eğip büküyor" dedi.
RAKAMLARLA YARATILAN ALACAKARANLIĞI DAĞITANA KADAR SORACAĞIZ
Okulların yeni eğitim-öğretim dönemine ne kadar hazır olduğuna dair soru işaretleri bulunduğunu belirten Kara, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alınan bilgilere göre Hatay'da hasarlı ya da yıkılmış okullar, sağlam okullarla eşleştirilmiş; yıkılmış okulların öğrencilerinin sağlam okullarda eğitim görmesi kararı alınmıştır. Bu da öğrencilerin sabahçı ve öğlenci şeklinde ikiye ayrılmasıyla gerçekleştirilebilecektir. Örneğin Arsuz'da yıkılan Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi öğrencileri Aşık Veysel Anadolu Lisesi'nde; Uluçınar Lisesi öğrencileri AHBAP tarafından inşa edilen prefabrik okulda eğitim görecekler. Tarihi Antakya Lisesi'nin binası bütünüyle tahrip olmuştu; bu okul öğrencileri, NATO Çadır Kenti'nde oluşturulan yapıda eğitimlerine devam edecek.
Bu çalışmalar, özünde, son derece önemli ve gerekli: Eğitimden uzaklaşan çocuk ve gençlerimizin müfredat anlamında kayba uğramaması açısından ehemmiyeti tartışılmazdır. Ancak bunu yaparken yine alacakaranlıkta hareket ediliyor: Sağlam okullarda ya da prefabrik ve çadırdan okullarda eğitim görecek öğrencilerin ulaşımı önemli bir sorun. Toplu taşımanın çok kısıtlı ve çok yavaş biçimde sürdürüldüğü biliniyor. Otobüs, minibüs ve servis rotaları yeni dönem için planlanıyor mu? Planlanıyorsa bu ne zaman açıklanacak? Öğretmenler başta olmak üzere herkesi etkileyen barınma ve kira sorununun çözümü için ne düşünülüyor? Yağmur mevsimi yaklaşırken çadırda kalan yurttaşlarımız için bir çalışma yürütülüyor mu? Bu soruları daha önce sorduk, yanıt alamadık. Hatay'ın üzerinde rakamlarla yaratılan alacakaranlık havasını dağıtana kadar
9379,83%-1,10
38,01% 0,26
41,82% -0,47
3716,68% -2,10
6152,22% -0,18
