Sosyalist Güç Birliği Yürütme Kurulu Üyesi Oğuz Oyan, Cumhur İttifakı’nın yarın TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek anayasa değişikliği teklifinin eşitlik ve laikliği tasfiye etme girişimi olduğunu kaydederek...
Sosyalist Güç Birliği Yürütme Kurulu Üyesi Oğuz Oyan, Cumhur İttifakı’nın yarın TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek anayasa değişikliği teklifinin eşitlik ve laikliği tasfiye etme girişimi olduğunu kaydederek “Sosyalist Güç Birliği olarak laiklik ve eşitlik ilkelerini zedelemeye yönelik her türlü girişimi reddediyoruz. Meydanı gericilik yarışına girenlere bırakmayacağımızı ilan ediyor; laik ve herkesin eşit ve özgür olduğu bir ülke için tüm halkımızı birlikte mücadeleye çağırıyoruz” açıklamasını yaptı.
Sosyalist Güç Birliği, bugün Ankara’da TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nda “AKP'nin Anayasa Teklifi, Laiklik ve Eşitlik İlkelerine Aykırıdır! Kabul Edilemez!” başlığıyla basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı Sosyalist Güç Birliği Yürütme Kurulu Üyesi Oğuz Oyan okudu. Oyan, şunları söyledi:
“İKTİDAR, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ İLE LAİKLİĞİ TASFİYE ETMEYİ VE AİLE KAVRAMINI DAHA DAR BİR KALIBA SOKMAYI HEDEFLEMEKTEDİR”
“İktidardaki dinci-otoriter siyaset 2010 yılında Fethullahçı tarikatla birlikte giriştiği anayasa değişikliğiyle yargıya tam boy müdahalenin yolunu açmış, 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle ise totaliter başkancı rejime geçişin taşlarını döşemiştir. Böylece ülkemiz, parlamentonun işlevsizleştirildiği, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yasa tasarılarının yerine geçtiği ve Anayasa’nın yok sayıldığı faşizan/totaliter bir rejimle karşı karşıya kalmıştır. Ana muhalefet partisinin Ekim 2022’de Anayasa’nın 2’nci maddesini ayaklar altına alarak TBMM’ye sunduğu laiklik karşıtı üç maddelik ‘başörtüsü teklifi’, iktidar tarafından fırsata çevrilerek bir anayasa değişikliğine dönüştürülmüştür. AKP, aralık ayında MHP ve BBP’nin desteğiyle TBMM’ye sunduğu ve 19 Ocak 2023’te yani yarın TBMM Anayasa Komisyonu’na sunacağı bu değişiklik önerisiyle bir yandan Anayasa’yı seçim hesaplarına alet etmeye ve karşısındaki muhalefeti dağıtmaya çalışmakta, öte yandan laikliği tasfiye etmeyi ve aile kavramını daha dar bir kalıba sokmayı hedeflemektedir.
“BU DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN SEÇİM VE OY DEVŞİRME HESAPLARIYLA REFERANDUMA GÖTÜRÜLMESİNİN KAPISINI ARDINA KADAR AÇMAKTADIR”
Bu anayasa değişikliği teklifi, Anayasa’nın temel haklar bölümünde ‘din ve vicdan özgürlüğünü’ düzenleyen 24’üncü maddesinde ve ‘ailenin korunmasını’ düzenleyen 41’inci maddesinde değişiklik öngörmekte, ama esas olarak Anayasa’nın ‘değiştirilmesi teklif edilemez’ maddelerinden olan 2’nci maddedeki laiklik ilkesinin içini boşaltmaktadır. Bu bakımdan da Anayasa’nın özüne ve biçimine temelden aykırı bir değişiklik teklifidir. Söz konusu anayasa değişiklik teklifinde Anayasa’nın 24’üncü maddesi; ‘kamu veya özel kesim tarafından sunulan hizmetlerden yararlanması hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacağı’ ve ‘hiçbir kadının dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan yoksun bırakılamayacağı’ ifadesiyle değiştirilmek istenmektedir. Bu değişiklik önerisi, temel hak ve özgürlüklerin seçim ve oy devşirme hesaplarıyla referanduma götürülmesinin kapısını ardına kadar açmaktadır.
“TEKLİF, ANAYASA’NIN DİNİ KURALLAR UYARINCA DÜZENLENMESİ ANLAMINA GELMEKTEDİR VE ANAYASA’NIN LAİKLİK İLKESİNE TEMELDEN AYKIRIDIR”
Toplumun bütünü için garanti altında olması gereken haklar konusunda ‘başının örtülü olması’ ifadesiyle tanımlanan bir kıyafet kodunu getiren değişiklik Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Söz konusu teklif, Anayasa’nın dini kurallar uyarınca düzenlenmesi anlamına gelmektedir ve Anayasa’nın laiklik ilkesine temelden aykırıdır. Laik bir devlette pozitif hukuk kurallarının dayanağı dini inançlar olamaz. Laikliğin anayasal düzlemde teminatı olan 2’nci maddenin etrafından dolaşılmasına izin verilemez. Üstelik, siyasi iktidarın söz konusu teklifte yer alan ‘Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir’ ifadesi, gözetilen dini inanca dayanmayan bütün kıyafetlere müdahale edilmesinin, hatta yasaklanmasının önünü de açmaktadır.
“BU DÜZENLEME MEDENİ KANUN’LA KAZANILMIŞ HAKLARININ ALEYHİNE BİR TARTIŞMA ZEMİNİ OLUŞTURMAKTADIR”
Değişiklik maddesinde ‘başın örtülü olması’ ifadesiyle, tek bir dini gruba ve onun özel kıyafet koduna mutlak hak değerinde bir güvence verilmektedir. Özgürlükler bağlamında yaratılan bu ayırımcılık, devlet kurumlarının ve özellikle de adalet ve eğitim hizmetlerinin yurttaşlar nezdindeki tarafsızlığını ortadan kaldırmaktadır. Anayasa teklifinin bir diğer başlığı 41’inci maddede aile tanımına ilişkindir. Muhalefetin ‘başörtüsü’ teklifiyle açtığı yol AKP tarafından bir de aileyi dinsel referanslarla tanımlamak için kullanılmak istenmektedir. Aile tanımı yalnızca evlilik birliğine indirgenirken, tek ebeveynli aile, nikâhsız birliktelikler, farklı cinsel yönelimlerin birliktelikleri, giderek çoğalan tek bireyli (bekar) aile biçimleri tamamen yok sayılmaktadır. Bu maddenin düzenleniş biçimi çok eşlilik şeklinde yorumlanmaya da kapı aralamakta, böylece kadınların Medeni Kanun’la kazanılmış haklarının aleyhine bir tartışma zemini oluşturmaktadır.
“MEYDANI GERİCİLİK YARIŞINA GİRENLERE BIRAKMAYACAĞIMIZI İLAN EDİYOR; LAİK VE HERKESİN EŞİT VE ÖZGÜR OLDUĞU BİR ÜLKE İÇİN TÜM HALKIMIZI BİRLİKTE MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Önerilen düzenleme hem mevcut Anayasa’ya hem de uluslararası sözleşmelere aykırıdır. AKP’nin bu teklifi, Anayasa metnine dini referansların yerleştirilmesi ve Cumhuriyet’in temel niteliklerinden olan laiklik ilkesinin işlevsizleştirilmesi girişiminden başka bir şey değildir. Ülkeyi anayasasız yöneten, hukuku kendi siyasi aparatı haline getirmiş bir iktidarla anayasa yapılamaz. Eşitlik ve laikliğin tasfiyesi anlamına gelen bu anayasa değişikliği önerisi toptan reddedilmelidir. AKP’nin değirmenine su taşımaya son verilmeli, AKP kendi kirli oyunuyla baş başa bırakılmalıdır. Sosyalist Güç Birliği olarak laiklik ve eşitlik ilkelerini zedelemeye yönelik her türlü girişimi reddediyoruz. Meydanı gericilik yarışına girenlere bırakmayacağımızı ilan ediyor; laik ve herkesin eşit ve özgür olduğu bir ülke için tüm halkımızı birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”
Ortak metnin ardından Yürütme Kurulu üyeleri, Sosyalist Güç Birliği’nin tavrına ilişkin düşüncelerini açıkladı. Üyeler, şunları dile getirdi:
OZAN YILMAZ: AKP bir tarikat cemaat koalisyonudur ve bugünkü karanlığın sebebi budur. Laiklik, düzen siyaseti tarafından ayaklar altına alınıyor, iktidarından muhalefetine insanların inançlarını istismar ediyor. Tarikat, cemaatler dağıtılacak. Laiklik yeniden kazanılacak.
İSMAİL HAKKI TOMBUL: Seçime gidilen süreçte gericilik yarışı hız kazandı. Meclis içi muhalefet de bu konuda üzerine düşeni yapıyor. Ancak laikliğin kazanılması olmazsa olmaz şarttır. Yapılması gereken bu gericilik yarışına dur demektir. Şimdi yapılması gereken bu anayasayı durdurmaktır. Meclisi boşaltın, AKP'yi yalnız bırakın.
UMUT KURUÇ: Anayasa teklifi Cumhuriyet’in kazanımlarının tabutuna son çivinin çakılmasıdır. Bugün laiklik ilkesini tasfiye edenler eşitlik ilkesini de çiğniyor. Haddinizi bilin, bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkede ilericiler, devrimciler, sosyalistler var. Kadınların derdi türban değil açlıktır, geçinememektir. Tek yol sosyalist güç birliğiyle birlikte mücadele etmektir.
ERCAN BÖLÜKBAŞI: Karşımızda aday olarak bile Anayasa’yı tanımayacağını ilan eden bir iktidar var. Çocuklarımızı istismar eden, holdingleşmiş tarikatların dağıtılmasını dair kanunları dahi uygulanmıyor. Halkın yüzde 73'ü tarikatları tehlikeli buluyor, halkın hassasiyetlerini her konuda dillendirenler neden bu halkın sesini dinlemiyorsunuz. Sosyalist Güç Birliği halkın gerçek sorunları için, laiklik için mücadele edecektir.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55