TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İsmailağa cemaati bağlantılı Hiranur Vakfı'nda yaşanan çocuk istismarı skandalına ilişkin, "Bu asla münferit bir olay değil. Bir iki kişinin yaşadığı bir mağduriyet değil. Konuşamayan binler var...
Bunların para kaynaklarını ve siyasi destekçilerini devletten söküp atmadan hiçbir şey düzelmez. Bu topluma yerleşmiş kanser hücresini içimizden söküp atmalıyız" dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Baş, Türkiye'nin tarikat ve cemaatlerce karanlığa sürüklendiğini belirterek, BirGün'ün gündeme getirdiği İsmailağa bağlantılı Hiranur Vakfı'daki çocuk istismarı skandalına değindi.
Erkan Baş, bir tarikat liderinin kızını 6 yaşında, aynı yapı içerisinden bir mürit ile evlendirdiğini, olayın kız çocuğunun yetişkin bir kadın olarak boşanma davası açmasıyla ortaya çıktığını, şikayetçi olması üzerine iddianame hazırlandığını hatırlattı.
Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİR TANESİ AÇIĞA ÇIKMIŞ DURUMDADIR"
"Bu asla ama asla münferit bir olay değil. Bu öyle bir kişinin iki kişinin yaşadığı bir mağduriyet falan da değil. Bakın öyle olsaydı bile dünyayı yakmamız gerekirdi ama Türkiye’deki bu iktidar destekli gerici yapılanmalarla biliyoruz, binlerce çocuğumuzun yüz yüze kaldığını. Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi açığa çıkmış durumdadır. Bir kadın konuşabildiği için bildiğimiz bir örnek var. Ama konuşamayan binler var. Biz burada basın toplantısı yaparken bile binlerce çocuğumuz bu sapık din tüccarları ağının içine düşmüş durumda. Burada organize bir tecavüz, organize bir istismar, organize bir şiddet var.
Bakın bu sapıklar milli eğitimde bile sözde değerler eğitimi diye derslere falan giriyorlar. Ders anlatıyorlar. Çocuklarımızın okullarına giriyorlar. Bunların kaçak yapılarına ruhsatlar veriliyor. Bunların belediyelerden ve merkezi bütçeden milyonlarca lira para aldığını biliyoruz. Bunlar suç işlediğinde mahkemeler çalışmıyor, emniyet çalışmıyor. Bunların örneğini görüyoruz sahte sağlık raporları düzenliyorlar. Bunları bunların para kaynaklarının bunların devletteki dayanaklarını siyasi destekçilerini söküp atmadan bu memlekette hiçbir şey düzelmez çocuklarımızı bu lağım çukurunda bırakırsak bu toplum hiçbir şey yapamaz. Bu topluma yerleşmiş kanser hücresini içimizden söküp atmalıyız. Bunu yapamayan hala susan hala bu cemaatlerden tarikatlardan beklentisi olan bütün partileri terk edin.
“HER NE PAHASINA OLURSA OLSUN BU HAYSİYETSİZLERİ BU MEMLEKETTEN SÖKÜP ATACAĞIZ”
Her ne pahasına olursa olsun bu haysiyetsizleri bu memleketten söküp atacağız. 6 yaşındaki kız çocuğunu evlendiren, 6 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden bu sapkın suç şebekelerini, bu insanlık düşmanı haysiyetsizleri bu memleketten söküp atacağız. Buradan hangi dine inanıyorsa inansın tüm yurttaşlarımıza, inançlı, inançsız, solcu, sosyalist ya da değil vicdanlı haysiyet sahibi emeğiyle alın teriyle yaşayan tüm yurttaşlarımıza çağrı yapıyorum ancak biz el ele verirsek çocuklarımızı kurtarırız. Ancak biz omuz omuza, yan yana, yürek yüreğe durursak bu karanlığı yeneriz yenmek zorundayız. Çocuklarımız için yenmek zorundayız. Bu mide bulandırıcı bu karanlık bu çağ dışı zihniyete karşı hep birlikte laikliği savunmak zorundayız. Cemaatler, tarikatlar, çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınları, geleceğimizi istismar etmesin istiyorsak; 6 yaşındaki çocuklara tecavüz eden, tecavüzü teşvik eden bu cemaatleri, Enes Kara kardeşimizi intihara sürükleyen bu tarikatların, bu zihniyetin Türkiye’de yerinin olmadığını hep birlikte söylememiz lazım. Bizler bu ülkenin yurttaşları bu karanlığa karşı durmadıkça yüksek sesle buna karşı isyanımızı dile getirmedikçe onlar ülkenin her yerini sarmaya gençlerimizi, çocuklarımızı ve bu ülkenin geleceğini çalmaya devam edecekler ve bu karanlıkla ancak ve ancak laiklikle başa çıkabiliriz. Ne istiyoruz? Devletin tüm inançlara eşit mesafede olduğu, hiçbir grubu kayırmadığı, inanan kadar inanmayanı da koruduğu hiçbir dini grubun diğeri üzerine tahakküm kurmasına izin vermeyen bir laiklik istiyoruz. Tarikat ve cemaat gibi kapalı kapılar ardından kamuda söz sahibi olan, yurt işleten, holding yöneten, servetlerine servet katarken halkın dini değerlerini sömüren bu yapılanmaların bu memlekette yeri yoktur. Hem ceplerini dolduruyorlar hem de toplumu din adı altında istismar ediyorlar. Bu karanlığı ülkede süreklileştirmek istiyorlar. Artık ne güzel ülkemizin ne bizim bu çağ dışılığa, bu çocuk istismarcılığına, bu gençlerin tahakküm altına alınmasına sabrımız kalmamıştır.
“ALTI YAŞINDAKİ ÇOCUĞA TECAVÜZ EDEN ZİHNİYETİN OYUNU İSTEYENİN DE ALLAH BELASINI VERSİN”
Buradan tüm siyasi güçleri de açıkça uyarıyorum. Üç - beş oy için, yok güçleri varmış, yok kalabalıklarmış… Bu insanlık düşmanlarına üç - beş oy için hoş görünmeye çalışanlara, bunlarla diyalog kurmaya, bunlarla müzakere etmeye çalışanlar da bizim dostumuz falan değildir. Oymuş yok güçleri varmış tek cümlemiz var ya oyları da batsın güçleri de istemiyoruz kardeşim. Altı yaşındaki çocuğa tecavüz eden zihniyetin oyunu isteyenin de Allah belasını versin. TİP olarak söz veriyoruz. Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olmayacak. Ensar’dan Aladağ’a Enes Kara’ya tüm çocuklarımızın hesabını sorana kadar size rahat nefes almak yok. Yaşamlarımızı inançlarımızı özgürlüğümüzü koruyacak bir laikliği mutlaka ama mutlaka yeniden kazanacağız. Çocuklarımızı yaşatmak için bu karanlığı yeneceğiz. Tüm yurttaşlarımız da çocuklarımızı yaşatma mücadelesinde bu karanlığa karşı omuz omuza yan yana durmaya davet ediyorum.”
2023 YILI BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE DEĞİNDİ
TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden 2023 yılı bütçesine de değinen Baş, bu bütçenin "İktidarın, halkın parasına çökme planı" olduğunu söyledi. AKP'nin yurttaşın teri ve emeğiyle kasasını doldurmaya çalıştığını; bu nedenle halkın çocuklarına meyve ve süt alamadığını, kirasını ve faturalarını ödeyemediğini belirten Baş, enflasyon nedeniyle yurttaşın alım gücünün de düştüğünü dile getirdi.Baş, "Baz etkisini alın, başınıza çalın. Türkiye, 2022 yılında çocuklarına süt alamayan bir ülke haline geldi. Dünyada çalışma saatlerinin en uzun olduğu ülke olan Türkiye, yoksulluğu yaşamaya mahkum ediliyor" diye konuştu.Bütçe görüşmeleri sırasında İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs'ün darp edildiğini hatırlatan Baş, Örs'e geçmiş olsun dileklerini iletti.
Erkan Baş, son dönemde zincir marketlere yönelik eleştirileri anımsatarak, "Olay basit, ekonomiyi mahvediyorlar suçu başkalarına atıp kendilerini aklamaya çalışıyorlar" sözlerini sarf etti.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55