Cumhuriyet Halk Partisi'nden ihraç edilen eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "tehdit", "hakaret", "yargı görevini etkilemeye teşebbüs" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Savaş'ın avukatı aracılığıyla Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, CHP'nin 39. Olağan Kurultayı sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptali istenmişti. Yeni suç duyurusu, bu davayla bağlantılı olarak Özel'in kamuoyuna yaptığı açıklamalara dayandırıldı.
Dilekçede, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan dava sürerken, Özel'in yaptığı bazı açıklamaların "hak arama özgürlüğünü engellemeye, kamuoyunu yönlendirmeye ve yargı sürecine etki etmeye yönelik" nitelikte olduğu savunuldu. Avukatın, 22 Ekim tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu başvuruda, Özgür Özel'in Silivri Cezaevi çıkışında yaptığı basın açıklamasında Savaş'ı hedef aldığı iddia edildi.
Savaş'ın taraf olduğu davada, CHP kurultayının "hukuka aykırı şekilde" yapıldığı ve mevcut yönetimin "parti içi demokrasiyi ortadan kaldırdığı" gerekçesiyle iptali talep ediliyor. Özel hakkında yapılan suç duyurusu ise bu iddialara ek olarak, parti içindeki tartışmanın yargıya taşınması anlamına geliyor.
Savaş, dilekçesinde Özel'in "adalet mekanizmasını etkilemeye çalıştığını", kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini ve davanın taraflarını hedef gösterdiğini öne sürdü. Suç duyurusunda, "Yargı sürecine dış müdahalelerin önüne geçilmesi ve adil yargılanma hakkının korunması" talep edildi.
Lütfü Savaş'ın bu adımı, CHP'de uzun süredir devam eden kurultay tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Parti kulislerinde, Savaş'ın hamlesinin yalnızca kişisel bir dava değil, aynı zamanda "parti içi iktidar mücadelesinin yargı cephesine taşınması" olarak yorumlandığı ifade ediliyor.
CHP yönetimi, geçtiğimiz haftalarda Savaş'ın da aralarında bulunduğu eski delegelerin "kurultay iptali" başvurusuna karşı herhangi bir resmi açıklama yapmamıştı. Ancak Özgür Özel'in, basın önünde yaptığı açıklamalarda "partiyi yıpratmaya yönelik girişimlere izin verilmeyeceği" yönündeki ifadeleri, Savaş cephesinde "hedef gösterme" olarak değerlendirildi.
Siyasi gözlemciler, bu gelişmenin CHP'nin iç hukuk ve tüzük tartışmalarını daha da derinleştirebileceğini, partinin önümüzdeki kurultay sürecine gölge düşürebileceğini belirtiyor. Bazı parti kaynakları, Savaş'ın "kişisel hesaplaşma" içinde hareket ettiğini ve dava süreçlerinin siyasi sonuçlar doğurabileceğini savunuyor.
CHP Genel Merkezi'nden konuya ilişkin henüz resmi bir yanıt gelmedi. Ancak parti içi kaynaklar, "yargı sürecinin siyasete alet edilmemesi gerektiği" görüşünü dile getiriyor.Lütfü Savaş'ın açtığı iptal davası ve suç duyurusu birlikte değerlendirildiğinde, CHP'nin önümüzdeki dönemde hem hukuk hem de iç siyaset bakımından oldukça zorlu bir sürece gireceği yorumları yapılıyor.