Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan başvuru, mahkeme tarafından öncelikli inceleme kapsamına alındı. Karar, hem hukuki hem de siyasi açıdan dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan, AİHM'nin verdiği kararı sosyal medya hesabından kamuoyuna duyurdu. Pehlivan, başvurunun öncelikli incelenmesine ilişkin kararın kendilerine resmi olarak bildirildiğini açıkladı.
Avukat Pehlivan paylaşımında, bu kararın sıradan bir prosedür olmadığına özellikle dikkat çekerek, AİHM'nin Türkiye'den yapılan başvurular için bu yönde kararları nadiren verdiğini vurguladı.
Pehlivan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Müvekkil Ekrem İmamoğlu'nun haksız tutukluluğuna ilişkin yapmış olduğumuz AİHM başvurusunun öncelikli olarak inceleneceği kararı tarafımıza resmi olarak bildirilmiştir. AİHM'nin vermiş olduğu bu öncelikli inceleme kararı, bugüne kadar Türkiye'den yapılan başvurularda nadir olarak verilen bir karardır."
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında Mart 2025'te tutuklanmış, ardından görevinden uzaklaştırılmıştı. İmamoğlu, 23 Mart'tan bu yana Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, İmamoğlu hakkında son derece ağır suçlamalar yer aldı. İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 9 Mart 2026 tarihinde görülmeye başlanacak davada, İmamoğlu'nun 849 yıldan 2 bin 430 yıl 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede yer alan suçlamalar arasında şunlar bulunuyor:
AİHM'nin bir başvuruyu öncelikli incelemeye alması, dosyanın Mahkeme gündeminde bekletilmeyeceği, iddiaların aciliyet ve önem taşıdığı kanaatine varıldığı anlamına geliyor. Bu uygulama genellikle özgürlük ve güvenlik hakkı, tutukluluk süresi, siyasi haklar ve kamu yararıyla doğrudan bağlantılı dosyalarda görülüyor.
Hukuk çevreleri, İmamoğlu dosyasının önceliklendirilmesini, Türkiye'deki yargı süreçlerine ilişkin uluslararası düzeyde artan dikkatle birlikte değerlendirilmesi gereken bir gelişme olarak yorumluyor.
Kararın ardından gözler, AİHM'nin başvurunun esası hakkında nasıl bir değerlendirme yapacağına çevrilmiş durumda.