Suriye'nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde, federalizm talebiyle sokağa çıkan Alevi gruplara yönelik saldırılar ülkeyi yeni bir krizin eşiğine sürükledi. Palalı saldırı iddiaları, sokak çatışmaları, silahlı müdahaleler ve artan yaralı sayısı, özellikle sahil hattında mezhepsel gerilimi tehlikeli bir boyuta taşıdı.
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin ardından, HTŞ lideri Ahmed el-Şara'nın liderliğinde kurulan yeni yönetim, ülkedeki güvenlik ve siyasi istikrarsızlığı kontrol altına almakta zorlanıyor. Yeni dönemde en ağır sonuçlarla karşı karşıya kalan topluluklardan birinin Aleviler olduğu değerlendirilirken, bölgede zaman zaman gündeme gelen katliam iddiaları ve saldırı haberleri gerilimi sürekli canlı tutuyor.
T24'ten Namık Durukan'ın haberine göre, Alevi-Nusayri toplumunun en üst düzey temsilcilerinden biri olarak kabul edilen İslam Yüksek Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazali'nin yaptığı çağrının ardından mezhepsel tansiyon yeniden yükseldi. Gazali'nin çağrısı sonrasında Lazkiye ve Tartus'ta federalizm talebiyle sokağa çıkan Alevi gruplar, kısa sürede saldırıya uğradı.
Protestoların başlamasıyla birlikte kent merkezlerinde güvenlik önlemleri artırılırken, gösterilerin geniş kitlelere yayılması sahil hattında yeni bir kriz dalgasının habercisi olarak değerlendirildi.
İki kentte yaşanan olaylara ilişkin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SHOR) yaptığı açıklamalar, gerilimin boyutunu gözler önüne serdi. SHOR, Alevi göstericilere yönelik saldırılarda palalar ve kesici aletlerin kullanıldığını, bazı kişilerin ağır şekilde yaralandığını ileri sürdü. Olayların kısa sürede sokak çatışmalarına dönüştüğü, silah seslerinin kent merkezlerinde yankılandığı bildirildi.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Lazkiye'de sokak aralarında silahlı çatışmaların yaşandığı, kontrolün yer yer kaybedildiği ve olayların geniş bir alana yayıldığı görüldü.
Gazali'nin çağrısının ardından Alevi grupların Lazkiye'de Ezher Kavşağı'nda toplanmak üzere harekete geçtiği öğrenildi. SHOR'un aktardığı bilgilere göre, hükümet güçleri Alevilerin ilerlediği güzergâhlarda çok sayıda kontrol noktası kurdu ve kapsamlı aramalar yaptı.
Gösteriler sırasında atılan sloganlarda "kendi kaderini tayin hakkı", "sistematik imha uyarısı" ve "uluslararası koruma talebi" ifadelerinin öne çıktığı kaydedildi. Bu sloganlar, protestoların yalnızca yerel taleplerle sınırlı kalmadığına, uluslararası kamuoyuna mesaj verme amacı taşıdığına işaret etti.
Günün ilerleyen saatlerinde bu kez Sünni gruplar, merkezi Şam yönetimine destek vermek amacıyla sokaklara çıktı. Lazkiye'nin Ceble ilçesinde, Alevi grupların toplandığı alanlara yönelik saldırı girişimleri yaşandı. Güvenlik güçlerinin iki grubu ayırma çabalarına rağmen, taşlı ve sopalı kavgalar kısa sürede kontrolden çıktı.
SHOR, bazı Sünni grupların palalarla saldırdığını, Alevi göstericilerin ise güvenlik güçlerine taşlarla karşılık verdiğini öne sürdü. Çıkan olaylarda hem göstericilerin hem de güvenlik görevlilerinin yaralandığı bildirildi. Kalabalığı dağıtmak amacıyla güvenlik güçlerinin uyarı ateşi açtığı ifade edildi.
Sünni grupların müdahalesi sonrası başlayan olaylara, Şam'a bağlı ordu birliklerinin de dahil olmasıyla çatışmalar daha da şiddetlendi. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, Suriye ordusuna bağlı silahlı birliklerin yüksek binaların bulunduğu noktalardan yoğun ateş açtığı dikkat çekti.
Lazkiye'de başlayan gerilim kısa sürede sahil kesiminin geneline ve Humus hattına sıçradı. Bölgeye takviye silahlı güçlerin sevk edildiği, güvenlik önlemlerinin en üst seviyeye çıkarıldığı bildirildi. Sünni grupların "İslam tevhid bayrağı" açarak Şii/Alevi gruplara yönelmesi, mezhepsel çatışma riskinin derinleştiği yönünde yorumlara yol açtı.
Yaşanan olayların ardından Lazkiye Valiliği'nden yapılan açıklamada, sorumluluk "eski rejim kalıntılarına bağlı terör gruplarına" yüklendi. Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Abdülaziz el-Ahmed, Ezheri Kavşağı ve Ceble'deki protestolar sırasında silahlı ve maskeli kişilerin tespit edildiğini açıkladı.
El-Ahmed, bu grupların M1 otoyolunda saha infazları gerçekleştirmek ve patlayıcı düzenekler kullanmakla suçlandığını belirterek, uygulanan yoğun güvenlik önlemlerinin bu tehditler nedeniyle alındığını savundu.
Gün boyu süren şiddet olaylarının giderek kontrolden çıktığı, yaralı sayısının sürekli arttığı bildiriliyor. Sahil hattında olağanüstü güvenlik önlemleri sürerken, bölgedeki tansiyonun kısa vadede düşmesinin zor olduğu değerlendiriliyor. Gözler, Şam yönetiminin atacağı adımlara ve sahadaki askeri hareketliliğin seyrine çevrilmiş durumda.