AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İnsanlık İçin Güçlü Türkiye" programında yaptığı konuşmada Suriye politikasına ilişkin önemli mesajlar verdi. Konuşmasının büyük bölümünü Suriye'ye ayıran Erdoğan, SDG ile Şam yönetimi arasında imzalanan 10 Mart mutabakatının uygulanmasının "Suriye'de istikrarsızlığa yatırım yapan odakların hesaplarını bozacağını" söyledi.
Erdoğan, konuşmasının girişinde insan hakları vurgusu yaptı. "10 Aralık İnsan Hakları Günü'nüzü şimdiden tebrik ediyorum" diyerek başlayan Erdoğan, Türkiye'nin dünya genelindeki mazlumlara sahip çıktığını savundu. "Kalbi bizimle atan mazlum ve mağdurlara dayanışma mesajlarımı gönderiyorum. Gazzeli ve Sudanlı kardeşlerimi selamlıyorum. Tüm mazlumları yürekten selamlıyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan ayrıca "Savaşların çatışmaların bütün yükünü minik omuzlarında taşıyan çocukları ve onların vefakar anne ve babalarını kalpten selamlıyorum. Filistin'in izzetli mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum" dedi.
Erdoğan konuşmasında sık sık tek parti dönemine ve CHP'ye yönelik eleştiriler yöneltti. "Millete ve milletin değerlerine yönelik husumeti herkesçe bilinen tek parti faşizmi ilk günden itibaren beyannamenin altını oymuştur" diyen Erdoğan, 27 Mayıs'tan 28 Şubat'a uzanan süreçteki müdahalelerin "bu zihniyetin ürünü olduğunu" iddia etti. "Bürokratik oligarşi" ve "anti demokratik güç odakları" ifadelerini kullanan Erdoğan, bu yapıların milletin hafızasında derin yaralar açtığını söyledi.
Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i hedef aldı. "CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında hep şunu yapıyor; ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor. Yine aynısını yapmış" diyen Erdoğan, Özel'in son açıklamalarını eleştirdi. Ayrıca, Özel'in Sarıkamış harekâtı sırasında şehit düşen dedesi hakkında söylediğini iddia ettiği sözlere atıf yaparak şunları söyledi:
"Haddini de aşarak Sarıkamış'ta şehit düşen rahmetli dedemin bir asır önce nerede olduğunu sormuş. Gençlik kollarımızda bu siyaset acemisine hak ettiği cevabı vermiş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet zanneden bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf duyuyor, Allah'tan kendisine akıl vermesini niyaz ediyorum."
Erdoğan, 2002'den bu yana hükümetin "travmaları iyileştirmek için büyük çaba harcadığını" belirtirken, "İnsan hakları cellatlarının ülkemize, milletimize, demokrasimize ve sosyal barışımıza çıkardığı faturaları halen ödüyoruz" dedi.
"Bizim ne tarihimizde ne de kültür ve medeniyet kodlarımızda insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yoktur" diyen Erdoğan, Türkiye'nin insan hakları sicilinin eleştiren ülkelerden daha temiz olduğunu savundu. "Tarihimizin hiçbir döneminde çiğ süt içmedik, şükür karnımız da ağrımıyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın dört bir yanında mazlumların yanında yer aldığını belirtti.
Türkiye'nin artık yalnızca sınırlarını koruyan değil, "barış kuran ve diplomasiyi şekillendiren" bir ülke olduğunu savunan Erdoğan, "Türkiye denilince akla sınırlarını korumakla kalmayıp artık barışı kuran ve diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor" dedi.
Konuşmasının son bölümünde Suriye politikası ve bölgesel gelişmelere odaklanan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye halkının yanında durduğunu söyledi. "Türkiye'nin Suriye ve Gazze'de yaşananlar karşısındaki vicdanlı duruşu tek başına bir insan hakları dersidir" diyen Erdoğan, Suriye devriminin birinci yıl dönümüne atıfta bulunarak şunları söyledi:
"Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet günüydü. Devrimin birinci yılında bir kez daha her türlü zulme, vahşete, insanı insanlığından utandıran işkenceye rağmen 13.5 yıl boyunca zalime direnen kardeş Suriye halkını ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum."
Erdoğan, Suriye'nin yeniden inşasında Türkiye'nin katkı sunduğunu belirterek, "Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bırakmıştır. İnanıyorum Suriye yönetiminin kucaklayıcı ve adaletli politikalarıyla bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır" dedi.
Erdoğan, SDG ile Şam arasındaki 10 Mart mutabakatının uygulanmasının bölgesel dengeyi etkileyeceğini belirtti. "Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye'ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını alt üst edecektir" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında "Türkiye'nin çıkarlarının aksi yönde konuşlandırılmış bütün unsurların çıkarılması gerektiğini" vurgulayan Erdoğan, SDG'ye yönelik şu mesajı verdi:
"SDG komuta ve kontrolün tek bir yerden gelmesi gerektiğini anlamalı. Hiçbir ülkede iki ayrı ordu olamaz. Tek bir ordu ve komuta kademesi olabilir."
Erdoğan ayrıca "Korkunun esiri olsaydık şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı. Suriye devriminden önce CHP'liler bize 'Size ne Suriye'den' dediler" diyerek muhalefetin Suriye politikasını eleştirdi.
Filistin konusuna da değinen Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Şimdi sıra Filistin'de de. Filistin'e de özgürlük ve barış gelecek. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devleti muhakkak Allah'ın izniyle kurulacak."